Bir Cumartesi sabahı huzurlu bir şekilde uyand- tamam tamam öyle olmadı. Bugün günlerden Cumatesi bile değildi. Yine annemin duygusuz sesi ile uyandırıldığım bir Cuma sabahıydı. Diğer insanlar gibi düşünecek şeylerim olmadığı için direk yataktan kalktım ve rutin işlerimi hallettikten sonra giyinmeye başladım. Bugün bir değişiklik yaparak siyah düz mini bir elbise ve altına file çorap giydim. Altına da postallarımı giydiğimde bence hazırdım. Elbise kısa bakan olur diye endişelenmiyordum bakan olursa döverdim. Fazla oyalanmadan evden çıkmak için aşağı iniyordum ki biricik annemin(!) sesini duydum. ''Hayal sence de bu sadistlik işini fazla abartmıyor musun? Böyle biri olmadığını biliyoruz. Sen güçsüz ve zavallı birisin. Diğerlerini kandırabilirsin ama beni asla kandıramazsın.'' Alaycı gülüşümde ona doğru döndüm ve hiç yaklaşmadan konuştum. ''Beni bu kadar iyi tanıdığını bilmiyordum annecim. Hatırlat da bir dahaki sefere biricik kızının artık nasıl biri olduğunu sana bizzat uygulayarak göstereyim.'' Arkamdan başka bii şeyler söylemişt ama takmadan evden çıkmıştım. Bu sefer koşmak istemiyordum. Sakince yürüyerek ve etraftakilere korkunç bakışlar atarak okula geldim. Okul bahçesine girdiğimde korkunç bakışlarıma şizofrence gülüşmü de eklemiştim. Tek tek gözlerimi onların üstünde gezdirirken birinde gözüm takıldı ve olduğum yerde durdum. Herkes yüzüme bakarken bir ergen bacaklarıma bakıyordu. Ah uzun zamandır okulda bunu yapmamıştım ve bugün birilerini dövmek için hava çok güzeldi. Yavaş adımlarla ona doğru yürümeye başladım. Ona gittiğimi görünce şaşkınlıkla bakışlarını yüzüme çevirdi. Karşısına geldiğimde durdum. ''Adın?'' Afallamıştı. Bunu beklemediği çok açıktı ama korkmuyormuş gibi yaparak adını söyledi. ''Deniz.'' Ah cidden mi? Alaylı bir gülüş takındıktan sonra konuştum. ''Ah çok şeker.'' Bunu söyledikten sonra gülüşümü silmiş ve erkekliğine dizimle vurmuştum. Anında eğilirkenbende eğilmesini fırsat bularak sağ kolumun dirseği ile sırtına vurdum ve yere düşmesini sağladım. Yerdeyken elmacık kemiğine bir kaç tekme salladım ve bayıldıktan sonra oturup koluna bir kaç çizik attım. Sonrada umursamadan ayağı kalktım ve okula doğru yürümeye başladım. Bana onca normal bakan kişi arasından sadece biri şaşkınlık ile bakıyordu. Hazal. Bu onun bana yaklaşmaması için iyi olurdu. Daha fazla dışarıda olanları umursamadan sırama geçtim ve ayaklarımı masaya uzatarak sırama yaslandım. Herkes aşağıda iken Hazal şaşkınlıkla hızlıca yanıma geldi ve oturdu. ''S-sen neden öyle yaptın? İnanamıyorum bana bu yüzden mi arkadaş olmak istemezsin demiştin?'' Ah zeki kız. ''Bak güzelim, ben senin arkadaş olabileceğin tarzda bir insan değilim. Sınıfta sana uygun bir sürü kız var gidip onlarla yakın arkadaş saçmalıklarını uygulayabilirsin.'' İlk defa bu kadar uzun konuşmuştum ve bu benim sinirimi bozuyordu. ''Yanılıyorsun Hayal ben seninle hala arkadaş olmak istiyorum. Eminim ki ilerde çok yakın arkadaşlar olacağız. Bekleyelim ve görelim.'' Bu kızın amacı neydi? Gerçekten bu kadar yüzsüz olmak zor olmalıydı. Takmadan kafamı sıraya gömdüm ve ders sonuna kadar uyumayı diledim.
*******************************************************
Bugün gerçekten tam bir kabustu. Hazal hiçbir teneffüs yanımdan ayrılmamış ve benimle muhabbet etmeye çalışmıştı. Neymiş benim iyi bir insan olduğumu biliyormuş. Hadi ama ben mi iyi bir insanım? Şu ana kadar sayamadığım kadar kişiyi öldürene kadar dövmüş ve onların listesini yapmıştım. Ben iyi bir insansam Dünya'da ki diğer kişiler neydi? Bu kızı gerçekten anlayamamıştım. Önceden de diğerlerinin denediği gibi benimle arkadaş olup hakkımda bir şeyler öğrendikten sonra onları herkese anlatacak mıydı? İzin vermezdim. Ayrıca bunu yapıcak cesareti olduğunu da sanmıyordum. Bu kızı gerçekten uyarmalıydım. Daha fazla düşünmeden yola odaklandım. Yoksa araba çarpacaktı. Karşıya baktığımda Hazal'ı gördüm. Bir ara sokağa girmişti ve biri kolundan tutup çekiştiriyordu. O ise sadece çırpınıyordu. Bağıramıyordu çünkü çekiştiren kişi ağzını kapamıştı. Gözlerim çok keskin olduğu için ağladığını da anlayabilmiştim. Hemen oraya doğru koşmaya başladım. Bir kıza bunun yapılmasına göz yumamazdım. Biraz yaklaştığımda yavaşladım ve sessiz adımlarla adamın arkasına geldim. Aniden ensesine vurduğumda dengesini kaybedip düşmüştü. Bu sayede Hazal'da kurtulmuş kenara çekilmişti. Sanırım çok fazla ağlamıştı çünkü gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Ona daha fazla bakmadan adama döndüm ve karnına bir tekme savurdum. Başına ve karnına biraz daha tekme attıktan sonra bacaklarına, kollarına ve yüzüne çizikler attım. İşim bittiğinde Hazal'a döndüm. ''İyi misin?'' Bir şey demeden bana sarıldı. Ağladığı için sesimi çıkarmadım. Sonuçta sadistte olsam bende bir kızdım ve nasıl hissettiğini anlıyordum. Çok korkmuş olmalıydı. Bir süre bana sarıldıktan sonra geri çekildi. Ağlaması durmuştu. ''Çok teşekkür ederim Hayal, sen olmasan ne yapardım gerçekten bilmiyorum'' Kısaca başımı salladım ve konuştum. ''Evine kadar seninle gelebilirim.'' Korktuğu için kabul etti ve yürümeye başladık. Gerçekten çok garip bir kızdı. Onun da diğerleri gibi benden korkması gerekirdi. Oysa o bana daha çok yaklaşmak, arkadaş olmak istiyordu. Söylediklerin de gerçekten haklı olabilir miydi? Benim gibi birinin bile bir arkadaşı olabilir miydi? Açıkçası bunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Bir arkadaşım olsun istememiştim. Ben yalnızken diğerlerinin aksine mutsuz olmuyordum. Kendimi dinleyebildiğim için mutlu oluyordum. Bu eskidende böyleydi. Ben hiçbir zaman yalnız kalmaktan korkmazdım. Yalnız kalmak diğerleri için ne kadar korkunç ise bana göre bir o kadarda mutluluk vericiydi. Hazal ile sessiz bir şekilde yürürken birden durdu. Başımı ona çevirerek tek kaşımı kaldırdım. ''Bak Hayal, nasıl biri olduğunu anlıyorum ama bu senin gibilerin arkadaşı olmayacağını göstermiyor. Okulda hakkında konuşulan birçok şey duydum ama hala seninle arkadaş olmak istiyorum. Senin, seni olduğun gibi kabul eden bir arkadaşa yani benim gibi birine ihtiyacım var. Seninle oyun oynayacağımı hakkında bilgi almak istediğimi düşündüğünü anlayabiliyorum. Ve haklı olduğunu da biliyorum ben de senin yerinde olsam aynısını düşünürdüm. Ama bence kendine ve bana bir şans vermelisin çok iyi arkadaşlar olabiliriz. Ben hiçbir zaman seni değiştirmeye çalışmam.'' Uzun bir konuşma yapmıştı ve beni bu kadar iyi tanıyıp, anlamasına şaşırmıştım. ''Benden niye korkmuyorsun?'' Bu gerçekten en çok sormak istediğim soruydu. ''Çünkü sana zarar vermeyen kişilere senin de zarar vermeyeceğini biliyorum.'' Beni bu kadar kısa sürede bu kadar iyi tanıması sinirimi bozmuştu. Ama aynı zamanda çok garip hissetmiştim. ''O zaman deneyelim. Sana diğerlerine davrandığımdan daha iyi ve arkadaşçıl davranmayı deneyebilirim.'' Bunu söylediğimde çok mutlu olmuştu ve çığlık atıp bana sarılmıştı. Bende tek elimi sırtına koyarak gözlerimi devirdim. Ama aynı zamanda dudağımın bir kenarı hafif kıvrılmıştı. Benim gerçekten bir arkadaşım mı olmuştu?
Yine geldiiiim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Bu arada bölüm ve değişim hakkında biraz konuşmak istiyorum. Size değişim ile ilgili düşüncelerinizi sormuştum. Şuan ki gibi kalsın dediniz ve bende sizin isteklerinize uyarak Hayal'i değiştirmedim. Zaten değişimden kastım o kadar büyük bir değişim değildi ama siz istemediğiniz için sadistliğinde en ufak bir azalma yapmayacağım. Ama gördüğünüz bir bir arkadaşı oldu. Umarım bunu hoş karşılarsınız. Size söz veriyorum arkadaşı olsa da etraftaki kişilere yine aynı davranacak. Belki sadece Hazal'a karşı daha yumuşak davranmaya başlayabilir. Umarım sizin istekleriniz ve benim isteklerim doğrultusunda ortaya iyi bir şey çıkarabilirim. Yarın görüşmek üzere, hepinizi çooook seviyorum. <45154
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist?Kız?
Teen Fiction-Bu yaptığının yanına kalacağınımı sanıyosun. Çok daha kötüsünü yapabilirim. Diye soğuk bir şekilde söylediğimde gülmesi kesilmişti. Gerçekten benim birşey yapmayacağımı mı sanıyordu. Ben hiçkimse ye karşı ezilmezdim. Onu bu yaptıklarını ödeteceği...