1/2

1.7K 97 19
                                    

Venüs.

Kıvırcık ?

Kıvırcık kafalı ?

Tamam anlıyorum kıvırcık kafalıyım. Ama bunu her fırsatta dile getirmesine gerek yoktu. Aynaya bakınca bende biliyordum kıvırcık kafalı olduğumu, derdin neydi be hoca.

Doğukan telefonunu kapatarak söze atıldı.

"Hocam burası çok soğuk vallahi."

Kafamı doğukanın omzundan kaldırıp dediğine şeye gülümsemeden duramadım.

"Yanındaki kıvırcık kafaya sarıl üşümezsin."

Yonondoko 'kovorcok kofoyo' sorol osomozson. Sinirimi bozuyordu. Sen demedin mi hoca konuşarak geçirelim dersi diye ? Bizde uyuyarak yada telefon oynayarak geçiriyorduk işte.

"Hocam o kıvırcık kafa değil. Onun bir ismi var, isterseniz öğretebilirim."

Duyduğum şeyle sesin geldiği yöne döndüm. Bu sınıfın sessizlerinden görkemdi. Böyle bir cümleyi yeni gelen bir hocaya karşı dile getirmesi şaşırtmıştı. Çünkü, görkem sınıfın en sessizi ama daha çokda haylazaydı.

"Öğret bakalım neymiş ismi ?"

Sesi çok soğuktu. Yönü hayla bize dönüktü. Ve hayla gözlerimin içine bakıyordu. Sanki dalmış gitmiş gibiydi. Elinde daha deminden beri sıktığı kalemin mürekkebi eline damlıyordu.

Görkem rahat bir tavırla ayağa kalktı.
Halinden memnun gibiydi. Bu durum beni çok sıkıyordu. Ediz hocanın gözleri hayla üzerimdeydi ve bu beni tedirgin ediyordu. Şuan tek kurtarıcım zildi.

"Venüs hocam"

Dedi alay eder gibi görkem. Ediz hoca sahte bir gülüş ile görkeme döndü.

"Ya gerçekten mi ? Bilmiyordum evlat öğrenmiş oldum, saol."

Dedi. O anda zil çaldı. Zilin çalmasına o kadar çok sevinmiştimki nerdeyse havalara uçacaktım. Ediz hocaya dikkatle bakarken birşey fark ettim. Elindeki pilot kalem bildiğin iki büklüm olmuştu. İçindeki mürekkep yere damlıyordu. Masasına doğru ilerleyip elindeki kaleme baktı. Çantasından çıkardığı ıslak mendil ile elini sildi. Ben hayla pür dikkat ediz hocaya bakarken görüş alanıma giren kızlar hocanın etrafına toplanıp saçma saçma sorularla sınıftan çıktılar.

Birşey merak ediyordum. Görkem neden böyle bir tepki verdi ve benden ona ne ? Sağıma dönüp en arkadaki görkeme takıldı gözlerim. Oda bana bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp doğukana döndüm. Burdan bir an önce çıkmalıydım. Bende astım olduğu için sık sık nefes darlığı yaşıyordum. Bu saçma olaydan sonrada fazla heyecandan nefes alıp vermem artmıştı. Doğukan hayla telefonuyla oynuyordu. Bir hışımla elime aldığım doğukanın telefonunu arkama sakladım.

"Lütfen ver o telefonu kurban olim. Son seviyedeyim, ölücem şimdi venüs!"

"Ceketini bana verirsen telefonunu veririm."

"Tamam al veriyorum, ver telefonumu. Ölücem lan zalimin kızı !"

Zaferimi kendi kendime kutlar gibi kafamı bir sağa bir sola sallarken yüzüme gelen ceketle inledim.

"Hayvan herif ! Gözüme fermuarı geldi."

Gözümü tutup ovalarken yanıma gelen görkeme baktım. Doğukan 'kusura bakma ya bilerek oldu' der gibi bir bakış attı. Gerizekalı gözüm çıksaydı alırdım o bilye gözlerini !

"Birşeyin varmı ?"

Kafamı olumsuz anlamda sallayarak görkeme baktım. Doğukanın bana attığı ceketi üzerime giyerken kafasınada vurmayı ihmal etmedim.

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin