1/12

713 52 7
                                    


Yüzünü saçlarımdan çekip gözlerini gözlerimi dikti. O yeşilin ilk kez gördüğüm tonu şimdi kırmızıydı. Korkuyordum. Onun bağımlı olup eroin kullanmasından. Sonuçta arkadaşımdı. Ama Görkem'e karşıda içimde boş olmayan şeyler vardı. Garipsiyordum bu konuları.

Dediği şeyi algılamaya çalışırken bir yandanda bu olduğumuz durumdan çıkmak için kollarından kurtulmaya çalışıyordum. Gözleri hayla gözlerime bakıyordu. Ama onun gözlerinde çözemediğim çok şey vardı. Duygularını anlayamıyordum.

Arkamızdan gelen sesle ikimizde o yöne döndük. "Gençler hava ne kadar da güzel değil mi ? Batan güneşe bakın ne kadar güzel." Ediz hoca gözlerini dikmiş görkemin elindeki belime bakıyordu. Ediz hocanın gelmesiyle beraber birazda olsa kollarından kurtulup bir Ediz hocaya birde Görkem'e bakmaya başlamıştım. Görkem "Evet hocam. Ama benim güneşim tam karşımda duruyor." Dediklerini algılamaya çalışırken Ediz hocanın kasılmış çenesi beni korkutmuştu. Dirseğimi Görkem'in karnına vurup düşmekte olan çantamı düzelttim.

"Sonra görüşürüz arkadaşım (!), sizede iyi akşamlar hocam."

Dediğimde Görkem dediklerime alınmış olucak ki gülen yüzü solmuştu. Ediz hocaya gülümseyip yanlarından ayrıldım. Dediklerini şimdi yeni yeni algılamaya başlamıştım. Bana az önce güneşim demişti. Bana bana. Güneşim demişti. Fazla tepki veriyordum. Sonuçta arkadaşıma o gözle bakacak kadar düşmemiştim. Arkadaş ayağı göt ayağı.

Görkem, Ediz hocaya karşı hep alaycı davranıyordu. Aralarında ne geçmiş hiçbir fikrim olmasada birşeyler olduğu kesindi. Birbirlerine karşı her gördüğüm yerde soğuk davranıyorlardı. Arkamdan gelen sesle onu takmayıp yürümeye devam ettim.

"Arkadaşım mı, cidden mi ?"

Ne dememi bekliyordu sevgilim falan mı ? Duygularını bana karşı açıyordu tamam ama bana o gözle bakması benim acımdan anormal bir durumdu. Beni o anlamda sevdiği için kendi kendime sövüyordum. Hızlı hızlı yürüyüp bizim caddeye geldiğimde karşıya geçerken biri belimden tutup arkaya çekti. Dengemi kaybedip yere düştüğümde önümden geçen taksiciyi görmem bir oldu.

"Kendini öldüreceksin kızım." Kondono oldorocokson kozom.
"İyi ya kurtulmuş olursun." Beni çektiğinde oda dengesini kaybedip yere düşmüştü. Yerde yan yana serilmiş yatıyorduk.

Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim. Görkeme baktığımda hayla yerde yatıyordu. Bu hali bile bana tatlı gelirken duygularını açıkladı diye ona atar yapıyordum. Ergenlik hormonlarım ağır basıyordu sanırım.

Elimi uzatıp kalkması için yardım ettim. Elimi tuttuğunda gözlerime bakmayı eksik etmedi. Ağzını araladığı an birşey diyeceğini anlayıp konuşarak susturdum. "Neyse, sonra görüşürüz." Arkamı dönüp karşıya geçerken Görkem'in bağırışını duydum.

"Baloya geleceksin değil mi ?" Arkamı dönüp geri geri yürürken bir yandanda görkeme dudağımı büzüp bilmiyorum anlamında işaretler yapıyordum. Kafamı direğe vurduğumda karşı caddede ki Görkem anıra anıra gülmeye başladı.

"Gülme hayvan." Somurtma somurtma kafamı ovuştururken önüme döndüm. Bu çocuk hayatımı yerle bir ediyordu. Kafamın acısına mi yansam yoksa onun bana gülmesinden mi ? Kendi kendime boğuşurken bizim evin önüne geldiğimizi fark ettim. Apartmana doğru yaklaştığımda arkamdan gelen tanıdık bir sesle yerimde durdum.

"Hocam ?!"

Ellerini dizlerine koyup nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Alnından boynuna kadar akan terler koştuğunu gösteriyordu. Yüzünü bana doğru çevirdiğinde birşeyler demesi için bekledim. Ama o birşey söylemeyip yerini şehrin korna sesleri ve algılayamadım birsürü sese bırakmıştı.

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin