1/5

1.2K 80 16
                                    

Doğukan.

Geniş yatağa sığmayan bedenim uyuşmuştu. Gerinerek kalkarak beni tatlı uykumdan uyandıran cici annemle kavga etmeye üşenerek banyoya ilerledim. Bir insan üşenmeden her gün eve misafir çağırır mıydı ?

Banyoda işlerimi hallettikten sonra üzerime rasgele birşeyler giyerek cici anneme görünmeden evden çıktım. Bütün günü en arka sırada geçireceğim için ne giyeceğimin bir önemi yoktu.

Uykumu açmaya çalışırken caddeye gelmiş olduğumu fark ettim. Venüs dakik bir insandı. Ama bugün yoktu.

Telefonumu çıkarıp bir iki kez aradım. Ama açmıyordu. En son aradığımda kapanacağına yakın telefonu açmıştı. Ne olduğunu anlamak için biraz olsun birşey dememiştim. Karşı taraftan ses gelmiyordu. Buda endişelenmemi sağlıyordu. Bir hıçkırık koptu diğer taraftan. Sonra iç çekerek ağlayışlarını duydum.

"Venüs"

Ses çıkmıyordu. Sadece iç çekmesini ve ağlaması duyuluyordu. Burnunu çeke çeke ağlaması canımı yakıyordu. Onu hiç ağlarken görmemiştim. Peki onu ağlatan şey ney ? Kahretsin ! Onu bu kadar üzecek ne olmuş olabilirdi ki ?

"Venüs neden ağlıyorsun, nerdesin ?"

Bana tatlı gelen bir şekilde burnunu çektiğini duydum. Salya sümük ağlıyordu. Ne olmuştu ki ona bu kadar perişan hale gelmişti. Benim hiçbirşeye ağlamayan dik başlı Venüsüm gitmiş, yerine zırzır ağlayan biri gelmişti.

"Sana diyorum bana cevap ver !"

Sinirlenmeye başlamıştım. Neden böyle yapıyordu. Sadece ağlıyordu. Ne olduğunu anlatsana, çözecektim ne olup bittiğini. Ama hiçbirşey demeden ağlamaya devam ediyordu.

Bağırmama karşı biraz daha şiddetli iç çekişlerini duymuştum.  Hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Sanırım herzamanki gibi nefes darlığı çekiyordu. Bir iki tıkırtı sesi geldi. Bir an bir çığlık duydum diğer taraftan. Sonra hat kesildi.

"Venüs !"

İçimde bir huzursuzluk vardı. İçimi ürperten çığlığı canımı yakmıştı. Koşar adımlarla evin yolunu tuttum.

Venüs.

İçimden sadece ağlamak geliyordu. Yaşadığım şeyler bir kabus gibiydi.

Sanki yapacağım başka birşey yokmuş gibi. Sadece ağlıyordum.

Telefonun diğer tarafındaki doğukanın dediklerine sadece ağlamakla yetiniyordum. Oysaki 1 hafta önce herşeyim yerli yerinde normal bir hayat geçiriyordum. Noldu bu duruma kadar sürüklendim.

"Sana diyorum bana cevap ver !"

İstesemde veremiyordum. Kurumuş dudaklarım sadece nefes almak için açılıyor konuşmak için değil !

Doğukanın bağırmasıyla içimdeki suçluluk duygusu yüzünden dahada ağlamaya başlamıştım. Sanki birşey yapmışcasına sürekli kendimi suçluyorum.

Bir süre sonra nefes alamaz oldum. Pencereye koşar adımlarla ilerledim. Ellerimi camın iki yanına koyarak nefes almaya çalıştım. Hayla telefon elimde açık vaziyette duruyordu.

Ensemde hissettiğim nefesle telefon elimden kayıp yere düştü. Ağzımdan kaçan küçük çaplı bir çığlık nefesimi kesmişti.

"Sana söylediklerimde ciddiydim. Her gözyaşında bir sevdiğini kaybedeceksin."

Kulağıma bir cinayetin ölüm haberi gibi gelen ses astımımı tetikledi. Nefes alamıyordum. Ve kesinlikle bu astım değil arkamdaki şahsın alkol kokan nefesiydi.

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin