Tüm ısrar ve tutumlarıma rağmen Saygı Bey beni evime tek gönderemiyeceğini söyleyip durdu.
"Efendim ben tek gidebilirim. Saolun" diyerek kaçmayı planladım ama Urgay'ın annesi omzumdan sertçe tutup "Babanın sözünü dinle kızım" dedi uyarır tonda. Bu kadın dıştan lokum gibi gözüksede içten cadı gibiydi. Bendeydi suç neden geliyorsam buraya! Ve Saygı Bey'e baban demişti, benim buraya neden geldiğimi bir bilselerdi keşke.
Saygı Bey hizmetliyi durdurup oğlunu çağırttırdı. Elimi alnıma götürüp üzülmeye başladım. Urgay'dan kaçıp buraya gelmiştim kaçmasaydım beni boğabilirdi şimdi de çağırttırılıyordu.
Urgay merdivenlerden inerken bana o kadar kötü baktı ki annesi bir şeyler anlayıp kaşlarını çattı bana. Bu eve gelirsem bu kadından çekeceğim vardı.
Urgay babasıyla az ileride hararetli bir şekilde konuştuktan sonra bana delici bakışlarla baktı. Gözlerimi kaçırıp yere bakmaya başladım. Daha fazla utanmadan ben, bitseydi bu gece.
Urgay önden çıktığında bende Saygı Bey'e ve eşine selam verip çıktım konaktan.
Urgay, adamının ahırdan getirdiği atı seviyordu. Yanına gidip bekledim. Beni görünce kafasını başka yere çevirdi benden nefret etmeye mi başlamıştı? Kafam karışmış bir şekilde onu izlemeye başladım. Atın ipini çözüp bindi. Bana elini uzattı ama tutmadım. O da atak bir şekilde belimden tutup ata bindirdi. Beni önüne oturtturmuştu. Gergin bir şekilde nefes verip Urgay'a yaslandım düşmemek için. O anda Urgay bir eliyle belimi sarıp bir eliyle atın ipini tutup yön vermeye başladı. Onun kudretinin önünde sindim kaldım. Konaktan uzaklaştığımızda atta hızlandı. Bizim atımız olmamıştı hiç. Babam çiftçi olduğu içindi sanırsam. Ata ilk binişim değildi tabi ki ama ilk defa bu kadar özgür bir şekilde atın üzerindeydim. Gözlerimi kapayıp Urgay'a daha da yaslandım. Sadece bu anın tadını çıkaracaktım. Arkadan Urgay'ın ferah ve erkeksi kokusu geliyordu. Elimde olmadan ateş bastı beni. Kafamı sallayıp bazı düşüncelerimi dağıttım ondan etkileniyor değildim ama kafamı işgal ediyordu.
Uzun yolumuz atın hızıyla kısalmıştı. Evimizi görünce üzüldüm attan inmek istemiyordum. Bu rüzgarı hissetmek muazzam bir şeydi. At evimizin önüne gelince yavaşladı ve durdu. Attan ilk Urgay indi ardından beni belimden tutup yere indirdi. Kendimi çocuk gibi hissediyordum. Ona bakmadan arkamı döndüm ve evin kapısına doğru yürümeye başladım. Bedenim eve dönük olsada kulaklarım arkayı dinliyordu. Atın nal sesi geldi ve sonra onun sesi.
"Yarın akşama hazırlık yapın sözümüz var" bu cümleyi duyduktan sonra atın nallarının hızlandığını duydum arkamı dönmemle toz toprakla karşılaşmam bir oldu. Kalbim hızlı bir şekilde atıyordu. Yarın sözümüz var demişti...
Kapıyı çalıp düşünceli bir şekilde beklemeye başladım. Kapıyı annem açtığında bileğimi tutup içeri çekti beni merakla. Ona bu hareketini sorar gibi bakarken konuştu.
"Seni bırakan Urgay Han'dı gördük. Nasıl oldu?" diye sordu. Başımı sallayıp "Onunla evlenmek istemediğimi söyledim" dediğimde bir çığlık kopardı hemen ağzını kapatıp kaşlarımı çattım. O da kızgınca elimi itip "Sen ne dediğinin farkında mısın? Baban duyarsa seni ıslak havluyla döver" diyerek kızdı. Islak havluyu duyunca irkildim.
"Urgay Han ne dedi peki?" benim konuşmayaşımın ardından annem başka sorusuna geçti.
"Yarın sözümüz var hazırlık yapın dedi" diyerek başımı eğdim. Annem derin bir nefes verdi dediğime sonra ise bana üzüntüyle bakmaya.
"Neden öyle bakıyorsun?"
Annem yüzünü eğip acıyla inledi.
"Yarın annenin ölüm yıl dönümü" diyince başım döndü. Annemin ölüm yıl dönümünü unutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Han'ım
RandomUrgay, Saygı Bey'in büyük oğluydu. Daha küçük yaşta cesurluğu ve yiğitliğiyle bilinirdi. Geleneklere göre 9 yaşına geldiğinde kendine bir eş seçti. Evini, karısını geçindirebilecek yaşa geldiğinde seçtiği eşini karısı yapacaktı. Urgay, Börte'yi seçt...