Urgay'ın ailesi de babamları görmek istediği için bizim babamlara gitmemiz suya düştü ve onları konağa davet ettik. Yemek hazırlıkları için mutfakta kaldım ve sürekli yedim toktum ama karnımın içinde koca bir boşluk doymuyormuş gibiydi. Mandalina kabukları masayı kapladığında çok yediğimin farkına varıp yemeyi kestim. Hizmetli kızlar önümdeki kabukları hemen toplayıp masaya tatlı koymaya başladı yememem gerekiyordu ama dayanamadım yine. Hepsinden birkaç kaşık alıp mutfaktan çıktım yoksa masadakileri babamlar gelmeden yiyebilirdim. Soğuklar gelmeden önceki birkaç güneşli havadan birini yaşıyordu bugün. Saat geç olsada sıcak esinti hala devam ediyordu o yüzden herkes bahçedeydi. Bende kaynanamın yanına gidip oturdum. Algün ahırın yakınlarında keçi yavrusunu seviyordu Urgay ise kardeşi Tuğrul'a ok atmayı öğretiyordu. Kaynanam beni yanına daha çok çekip sarıldı sevgilerini esirgemiyorlardı.
Urgay'ın bakışları birden bize döndü ve gülümsedi."Barıştınız mı?" diye sordu kaynanam. Kafamı olumsuz şekilde sallayıp "Hayır" dedim.
"Karı koca arasında soğukluk olmaz kızım. Sen ilişkide erdemli olan taraf ol kocanla barış Börte" diye nasihat verdi. Ona cevap vermeyip Tuğrul'un iğrenç ok atışlarını izlemeye başladım. Urgay ona gösteriyor ancak o bir türlü hedefi vuramıyordu.
"Börte sen ok kullanıyordun değil mi?" Saygı Bey'e döndüm.
"Evet kullanıyorum" diyerek gülümsedim.
"Kalkta göster bizim şu sıpaya belki hırslanır yengem kullanıyor ben kullanamıyorum diye" Saygı Bey gülerek konuştu. İleriye Urgay ve Tuğrul'a bakıp kafamı salladım ayağa kalkıp onlara yaklaştım. Tuğrul'un birkaç atış daha vurmasını bekledim ancak vuramaması üzerine yanına gidip elinden yayı aldım. Durduğumuz yerin ilerisinde dört ağaca koyulmuş hedef tahtası vardı. Elimdeki yayın ipini gerginleştirip kalitesine baktım ve gerçekten pahalı bir yaydı. Urgay'a yaklaşıp hatta dibine girip bir şey söyleyecek gibi yapıp koluna asmış olduğu ok torbasını aldım şaşkınlıktan hareket bile edememişti ona yandan gülerek hızlı bir şekilde yaya ok koydum ve ilk hedefi vurdum ardından hemen diğer hedefi ve diğer hedefi. Kaynanam ve Saygı Bey ileriden alkışlayıp kahkaha atıyorlardı son hedefi vuracakken Urgay belime sarılıp boynumdan öptü onun yüzünden ok hedef tahtasının altına isabet etti Urgay'dan birkaç adım ileri kaçıp tekrar yayıma ok koydum ve hedefi vurdum.
"Waoww yenge. Bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum abimin neden seni istediğini şimdi anladım" diyince Tuğrul, Urgay'la göz göze geldik ben utanıp bakışlarımı kaçırdım hemen ama sözümü söylemekten kaçınmadım.
"Abin benimle evlendiğine inanamıyordu pişmanlık duymuştu" diyerek yapmacık şekilde güldüm hemen Urgay'ın yüzü düştü.
"Abim senin gibi mükemmel biriyle evlendiği için hala inanamıyordur yenge" diyerek beni güldürdü Tuğrul. Yerime geçmek için elimdeki yayı ve ok torbasını Tuğrul'a teslim ettim. Urgay yerime geçmeme izin vermeyip belime dolandı.
"Urgay annenler ileride yapma" diyerek ittim onu.
"Onlar bizi böyle görmek istiyorlar Börte." dediğinde dengemi sağlayamayıp Urgay'a tutundum.
"İyi misin?" Urgay beni tutup kendisine yapıştırdı.
"İyiyim başım döndü"
"Bebek yüzünden oluyor değil mi?" kafamı salladım. Urgay elimden tutup babası ve annesinin oturduğu çardağa götürdü. Saygı Bey'e ayıp olmasın diye Urgay'a uyum sağladım. Urgay oturup yanına beni oturtturdu hizmetlilere yiyecek bir şeyler getirmelerini söyledi. Yiyecekler geldikten sonra tek tek ağzıma tıkmaya başladı.
"Bebeğimiz güçlü kuvvetli olsun" dedi. Saygı Bey ve kaynanam gülüp yiyeceklerden yemeye başladılar. Hem mutfakta yiyip hem burada yemem fazla geldiği için Urgay'ın elini durdurdum.
"Patlıyacağım Urgay çok yedim"
"Daha bir şey yemedin"
"Buraya gelmeden önce mutfakta yedim" diyerek açıklama yaptım. Kaynanam bana bakıp "Şanslısın Börte ben hamile olduğumu öğrendiğimde Saygı Bey çalışmaya gitmişti doğuma kadar yanımda değildi" diyerek somurttu.
"Urgay çok iyi bir baba olacak" Saygı Bey kaynanamla konuşmaya başladı bizde onları dinlemeye başladık.
"Benim oğlum annesinin sorumluluk özelliğini almış tabi ki iyi bir baba olacak" diyerek övündü.
Urgay'a bakmasamda gülümsediğini hissettim. Beni omzunun altına alıp göğsüne yasladı alttan Urgay'ın kolu karnıma indi ve sahiplenici bir şekilde tuttu.
"Onu beklemiyordum hala da inanamıyorum bir bebeğimizin olacağını" dedi fısıltı halinde Urgay.
"Sen bir çok şeye inanamıyorsun" dedim.
"Böyle davranmandan hoşlanmıyorum" diyerek benden ayrıldı. Hazır cevaplı biri olabilirdim ama bir insana durduk yere laf sokan biri değildim bana ne çektirdiyse biri ona aynı şeyi yaşatmadan rahat etmezdim.
Urgay Tuğrul'un yanına gitti bana surat asarak. Bende bundan keyif alarak onu ve çekici fiziğini izledim bu rahatlık fazla sürmedi karnıma bir sancı girdi ellerimle karnımı tutup ağrının gitmesini bekledim. Kaynanam yanıma gelip "İyi misin?" diye sordu ama iyi değildim. Sancı hafifleyip birden artıyordu. Alnımdaki boncuk terleri silip kaynanama olumsuz anlamda kafamı salladım. Bu halimi görenler hızlıca yanıma geldi."Sancı giriyor" dedim ağrıyan bölgeyi göstererek.
"Tuğrul kapıcıya söyle doktoru çağırsınlar" Urgay yüksek sesle kardeşine söyledi ve benim yanıma gelip karnımı tutmaya başladı.
Kaynanam kendi koca karı bitkileri ve ilaçlarıyla yanıma geldi. Değişik bitkileri bana yedirdi.
Tuğrul koşarak yanımıza geldiğinde "Doktor geliyor" dedi.
Urgay beni kucağına alarak odamıza götürdü yatağa koyduğunda beni doktor içeri girdi.Hamile olduğumu söyleyen doktordu.
"Karnın mı ağrıyor?" diyerek sordu kafamı salladım.Eliyle karnımı tutup bastırdı ve ağrımın nerede olduğunu sordu. Sağ ve sol bel yanlarımdan sancının çıktığını dile getirdim. Bana ağrı kesici verip durumu izah etti.
"Bebek ve annesi sağlıklı durumda. Bu sancının nedeni bebeğin büyüyüp gelişmesi. Anne karnında kendisine yer edinmeye çalışıyor bu dönem sancılı geçecektir. Ağrı kesici bırakıyorum ağrı artarsa ılık duş aldırın" Doktor Urgay'a anlattı olanları. Urgay ise dikkatli bir şekilde dinledi ve doktoru uğurladı.
Ben ise ağrı kesiciyi aldıktan sonra rahatladım. Kaynanam ve Saygı Bey doktor buradayken odadaydılar ama bir sorun olmadığını öğrenince rahatlıkla aşağıya inmişlerdi. Elimle karnıma masaj yapmaya başladım.
"Ağrın geçti mi?" Urgay odaya girip yanıma geldi.
"Geçti" diyerek gülümsedim.
"Korktum" dedi Urgay. Düşmandan korkmayan Urgay şimdi korkuyordu.
Yanıma uzanıp karnıma o masaj yapmaya başladı. Başka birinin masaj yapması daha hoştu.
"Babanlar birazdan gelir. Yemeğe inecek misin?"
"İneceğim"
"İyisin değil mi?"
"İyiyim"
Başka konuşma geçmedi aramızda. Elimden tutarak ayağa kaldırdı beni ve aşağıya inene kadar elimi bırakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Han'ım
De TodoUrgay, Saygı Bey'in büyük oğluydu. Daha küçük yaşta cesurluğu ve yiğitliğiyle bilinirdi. Geleneklere göre 9 yaşına geldiğinde kendine bir eş seçti. Evini, karısını geçindirebilecek yaşa geldiğinde seçtiği eşini karısı yapacaktı. Urgay, Börte'yi seçt...