11.Bölüm

40 0 0
                                    


Urgay, üstünü giyindikten sonra beni umursamadan aşağıya indi. Yapmam gerekeni yaptım bende onun peşinden aşağıya indim. Urgay dışarı Saygı Bey'in yanına gitmişti dışarıda birde misafir erkekler vardı. Urgay'ın amcası, eniştesi ve Birçe'nin babası. Onu uzaktan izledim.

"Ayrı kalamıyor musun kızım kocandan" kaynanam ona bakarken yakaladı beni. Arkamı dönüp kızarmamı saklamaya çalıştım. Kaynanama demek istemesem de biraz kabaca bir soru soracağım için olası hitabı kullandım.

"Anne bizim ailemizle tek gideceğimizi sanıyordum." diyerek arkaya bakıp diğerlerini kastettim.

"Çok kişi olunca daha eğlenceli oluyor kızım" diyerek açıkladı. Ona anne demem hoşuna gitmişti.

"Anne peki neden Birçe ve ailesini çağırdın o kız Urgay'a takmış çok rahatsız oluyorum" dedim.

"Sana bir şey mi dedi Birçe?" kaşlarını çatarak kavramaya çalıştı bir şeyleri.

"Bu evden birgün postalanacaksın diye saçma sapan geveledi. Beni geren şey Urgay'a yakın olması." dediğimde kafasını salladı.
"Anne birde o kızla Urgay'ın arasında bir şey geçmedi değil mi?" kaynanam panikle kafasını olumsuz bir şekilde salladı.

"H-hayır kızım. Birçe saçmalarsa da aldırma ona" sırtımı okşayarak gülümsedi.

Dışarıdan Saygı Bey girdi arkasında Urgay vardı.

"Hanımlar her şey hazır çıkalım artık vakit geç oluyor"

Herkes salonda toplandı. Ben Urgay'ın yanına giderek göğsüne yaslandım.

"Piknikte hep dibinde olacağım benden kaçamayacaksın" dedim ve güldüm.

"Ayrılırsan bozuşuruz" Dedi Urgay ve gülerek yanağımı öptü. O an Birçe'yle göz göze geldim. Onun pis gözleri üstümüzdeydi kaşlarımı çatarak gözlerini kaçırmasını bekledim.

"Şu Birçe sinirlerimi bozuyor. Bir kere daha sana baktığını görürsem gözlerini oyacağım" dedim sinirle.

"Şştt sakın öyle bir şey yapma. Takma onu." dediğinde şaşkınca ona baktım.

"Öyle mi?" ondan ayrıldım ve birkaç adım ileri gittim. Kolumdan tutarak kendine yakınlaştırdı.

"Gel buraya. O takılacak biri değil ayrıca çok korkaktır yanına yaklaşabileceğini sanmıyorum" diyerek burnunu enseme sürttü.

"Biz atla gidelim mi?" diye sordu.
"Nasıl yani?"
"Herkes at arabasıyla gidecek eğer istersen biz sadece atla gidelim"
"Olur. Daha iyi olur"

°
Güzel bir yeşillik bulduğumuzda oraya yerleştik. Her aile kendi başınaydı alanda birdik ama tek tek ayrılmıştık. Kaynanam ve Algün kahvaltı sofrası kurmaya başladılar bende onlara yardım etmeye başladım.

"Tuğrul ateş yak oğlum" dedi kaynanam ama Tuğrul onu umursamadı. Elindeki yayla sürekli ilerideki ağaca koyduğu hedefi okluyordu. Hedefi vursa canım acımayacaktı ama vuramıyordu.

"Tuğrul!" kaynanam tekrar seslendi ama Tuğrul ondan yana bile olmadı.

"Ben yakarım anne" dedim. Ağzıma yapışan anne sözcüğünü kovamıyordum dilimden. Kaynanamında hoşuna gidiyordu ve daha yakın davranıyordu.

Urgay ileriden elindeki odunlarla gelmeye başladı. Onun gelmesini bekledim yaklaşınca kucağına koyduğu odunları alıp dizdim.

"Ne yapıyorsun Börte?" diye sordu.

"Ateş yakıyorum"

"İyi şimdide kalk sofra hazırlamaya yardım et bu işler erkeklerin üstüne" diyerek göz kırptı.

Benim Han'ımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin