Urgay'ın tavrından ve yaşadıklarımızdan sonra uyku tutmayacağını anlayıp yataktan kalktım. Hava çoktan kararmış ve akşam, soğuğunu etrafa salmıştı. Dolaptan bir şal alıp bahçeye çıkmak için dışarıya adım attım. Salonda Saygı bey ve karısı oturuyordu. Kaynanam beni gördüğünde ayağa kalkıp "Bir şey mi oldu kuşum?" diye sordu. Yanıma yaklaşınca belimi ve karnımı tutup sorun olup olmadığına baktı. Onlar için karnımdaki bu bebek çok önemliydi.
Kaynanamdan bir şey saklamayıp içimi döktüm."Urgay'la tartıştık. Onu sevmediğimi düşünerek Birçe'nin dediklerine inandı. Bugün yaşadıklarım can sıkıcıyken bir de üstüne bu olması moralimi çok bozdu anne. Urgay'ın bana böyle davranmasını yediremiyorum. Bana böyle birden rest çekebilmesi canımı çok yakıyor ve o bunun farkında bile değil." dedim dudaklarımı büzerek. Kaynanam benim tarafımda olduğu için rahattım.
"Erkeklerin beyni o kadar çabuk bulanır ki kızım. Baksana Birçe hemen zehirlemiş Urgay'ı. Sen de ne yapacaksın biliyor musun?"
Olumsuz anlamda kafamı salladım. Ben ne yapacağımı artık bilmiyordum.
"Öyle hemen moral bozup Urgay'dan elini eteğini çekmeyeceksin. O kaçtıkça yanaşacaksın, o gitmek istedikçe sen tutacaksın, o senden uzak durdukça sen yakınlaşacaksın. Öpeceksin, seveceksin, onu sevdiğine inandıracaksın."
Bu dediklerini duyduğumda bile hemen yanaklarım kızarmıştı. Kaynanamda farkedince güldü.
"Daha yenisin, utanıyorsun biliyorum ama bunları yap kızım. Elinde tut oğlumu o da seni başının üstünde tutsun. Siz de yakında kendi aranızda bir aile olacaksınız anne ve baba adayısınız. Aranız sürekli bir iyi, bir kötü. Ben bile size yetişemiyorum. Aranız bir gün iyiyse üç gün kötü. Halledin sorunlarınızı."
Kaynanama hak vererek başımı salladım.
"Urgay dışarıda mı?" diye sordum kaynanama. Kocamın nerede olduğunu bile bilmiyordum.
"Bahçede kalın kitaplarıyla oturuyor. Hazır dışarıda kimse de yokken gönlünü al. Kumrular gibi olun hadi." diye şen şakrak konuştu kaynanam. Bu eve ilk geldiğimde kaynanama kötü baktığım için suçlu hissettim. Oysaki hep benim iyiliğimi istiyordu.Kaynanam beni yalnız bırakıp içeri geçince söylediklerini tarttım. Doğru söylüyordu. Urgay'la aramın iyi olmasını istiyordum beni hep sevsin, onunla uyuyup onunla kalkmak istiyordum. Ben kocamı seviyordum ki. Yanaklarım kendi kendime söylediklerimle bile kızarınca derin derin nefesler aldım.
Kapıdan dışarı çıktığımda soğuk esinti vücudumu titretse de şalımı sırtıma sarıp bahçedeki üstü kapalı masaya yürüdüm. Urgay, sıkıntılı ve sert mizacıyla kitaplarına gömülmüştü. Sessizce yürüyerek ona farkettirmeden yanına oturdum. Beni yanında görünce irkilse de hiç bana bakmadan işine devam etti. Nasıl başlasam cümleye bilemedim."Kızgın mısın bana?" diye sorumu sordum.
Urgay cevap vermedi bile.Moralim daha da bozulsa da belli etmeden üstümdeki şalı düzeltir gibi yaptım.
"Bana kızgın olmanı sevmiyorum." diye titrek bir nefesle konuştum. O hala elindeki kitabı okuyor satırlar bittikçe yan sayfaya geçiyordu.
"Birçe'nin söylediklerinin hiçbirine katılmıyorum. Hiçbiri doğru değil." dedim sertçe.
Urgay bıkkın bir nefes verip kitabını sertçe kapattı ve ayaklandı.
"Neyse ne Börte." diye sinirlice konuştu ve gitmek için adım attı.
Onu hızlıca kolundan tutup kendime çevirdim."Beni yalnız bırakmayacaksın. Burada oturup konuşuyoruz."
Kaşları havalandı ve kolunu tuttuğum elimi sertçe itti.
"Konuşacağımız bir şey yok. Sana kızgın da değilim."
Hiç inandırıcı gelmemişti.
Arkasını dönüp gidiyordu ki ayağa kalkıp arkasından ona sarıldım.
"Lütfen gitme, oturup konuşalım." dedim ben de kalan sesle. Sert kasları elimin altında hissetmek bile beni ona çekiyordu.
Urgay'ı durdurduğuma sevinip önüne geçtim ve kollarımı onun bel çevresine sarıp yüzüne baktım."Ben seni seviyorum Urgay. Seni delice kıskanıyorum da. Birçe'yi o hale getirecek kadar seviyorum seni. Sana benden başka kimse dokunamaz, benim gibi sana kimse bakamaz, sevemez de. Anlıyor musun?"
Urgay, bu dediklerime hayli şaşırmıştı. Evet, ben de şaşkındım.
Urgay'ın göğsüne başımı yaslayıp daha sıkı sarıldım ona. O hala sap gibi bekliyordu. Onun geniş ve sıcak ellerini tutup kendi belime sarıp boynundan öptüm onu."Bir şey demeyecek misin?" diye de sordum.
"Bu dediklerinin senden çıkmış olması beni şaşırttı Börte. İki cihan bir araya gelse söylemezsin sanıyordum."
Bu dediğine gülüp ayak parmaklarımın üstüne çıkarak onu dudağından öpmeye başladım. Dillerimiz buluştuğunda Urgay belimi sımsıkı sarıp beni havaya kaldırdı ve kucağına aldı.
Kendisi de masaya oturduğunda kucağındaki beni öpmeye devam ediyordu. Soluksuz kaldığımda geri çekildim. Alınlarımız birbirine değili bir şekilde nefes aldık."Ben seni çok seviyorum Urgay." diye dudaklarının üstüne fısıldadım. Kalbim ona doğru koşuyordu.
Urgay sımsıcak bir şekilde gülümseyip "Ben de seni seviyorum Börte'm" dedi. Bu sıcak vücudun göğsüne rahatça kafamı yaslayıp mutlulukla derin bir nefes aldım."Bana kötü davrandığında moralim bozuluyor, canımı yakıyorsun. Beni dövsen bu kadar canım yanmaz." diye sessizce konuştum. Urgay, yavaşça belimi ovalamaya başlamıştı.
"Beni sevmeme düşüncesi, benim canımı ne kadar yaktı tahmin bile edemezsin Börte."
Ona hak vererek sustum. İnsan duygularıyla kendisini alt ediyordu.
"Birçe için üzgünüm" dedim birden. Neden bunu dediğimi bilmiyordum sadece kötü hissediyordum.
"Birçe umrumda bile değil. Benim için sen önemlisin."
"Ama orada beni bırakıp gitmiştin." diyerek surat astım.
"Birçe çok iyi bakımla bile iki ay kendisine gelemez. Orada öylece onu bıraksaydık biz suçlanırdık şimdi olayın üstü kapandı gitti."
Derin bir nefes alıp güzel kokusu burnuma dolan kocama sımsıkı sarıldım. Sanki artık tek işim Urgay'la ilgilenmekmiş gibi geliyordu.
"Bana rest çekmeni sevmiyorum, suskunlaşmanı da. Aramızdaki olayları konuşarak çözebiliriz. Bana uzak davranma"
Urgay konuşmadan kafasını olumlu anlamda salladı
Birbirimize sarılarak uzun bir süre oturduk. Hafif bir esinti gelmesiyle ürperirken Urgay "İçeri geçelim mi?" diye sordu."Benimle yalnız kalmak istemiyor musun?" diye yalandan kızgınlıkla konuştum.
"Üşütürsün, hava iyice esmeye başladı."
Onu onaylayarak kucağından indim ve onun ayağa kalkmasını bekleyerek elinden tuttum.
Elimi sımsıkı tutmuştu.
Beraber eve yürüdük ve içeri girdik. Salonda kimse kalmamıştı, ışıklar çoktan kapanmıştı.
Urgay'la birlikte odamıza çıkmaya başladık. Benim içim kelebeklerle doluydu sanki, harika hislerle dolmuştum.
Odamıza geldiğimizde Urgay kapıyı açarak bana yol verdi ona gülümseyerek odaya ilk ben girdim, Urgay'da girip kapıyı örttüğünde onu kapıya iterek ben ve kapı arasına sıkıştırdım. Urgay dudağının kenarından bana gülümserken "Bugün beni şaşırtıyorsun Börte." diyiverdi.
Ona cevap vermeden kollarımı boynuna sararak dudaklarını öpmeye başladım. Urgay da bana aynı tutkuyla karşılık verdi, ikimizde birbirimiz için yanıyorduk. Gerisi Urgay'daydı. Kendimi tamamen ona bıraktım. Bu gece daha özeldi çünkü ikimizin hisleri de aynıydı, ikimiz de içimizdeki hisleri birbirimize hissettirmiştik.
Daha bir sıcaktı bugün hava, o da sıcaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Han'ım
RandomUrgay, Saygı Bey'in büyük oğluydu. Daha küçük yaşta cesurluğu ve yiğitliğiyle bilinirdi. Geleneklere göre 9 yaşına geldiğinde kendine bir eş seçti. Evini, karısını geçindirebilecek yaşa geldiğinde seçtiği eşini karısı yapacaktı. Urgay, Börte'yi seçt...