5.Bölüm

36 0 0
                                    

Urgay kendini dizginlemeye çalışarak aşağıya indi. Misafirleri gördüğümüzde elimi bıraktı elimi bırakmasıyla yüzüm düşse de farkettirmeden gülümsemeye çalıştım. Bizim gelmemizle ayaklanıp sarılmalar yaşadık ve kesinlikle samimiyetsizceydi en azından bana karşı.

Ben Urgay'ın annesinin yanına oturup misafirler ve benim dışımdaki herkesin onlarla konuşmasını dinlemeye başladım.
Urgay babasının yanına oturmuştu ama Saygı Bey'in kalkmasıyla yanına bizim yaşlarımızda olan kız geçti ve konuşmaya başladılar onlardan tarafa bakmamaya çalışarak kaynanamı dinledim ancak bir süre sonra o kızın gülüşme sesleri gelince o tarafa bakmadan edemiyordum. Urgay'ın annesi de ondan rahatsızdı gözlemimce.
Yalandan öksürüp Urgay'a baktım ama o benden tarafa hiç bakmadı sinirlenmeye başlamışken Urgay'ın annesi benim sabahki olayımı unutmuş gibi elini elimin üstüne koyup "Urgay'ı al, beraber bahçeye çıkın"  dedi ve gülümsedi bende kafamı sallayarak oturduğum yerden kalktım.
Urgay'a yaklaşıp elinden tuttum bakışları benimle birleştiğinde "Benimle gelir misin?" diye sordum konuşmamla o kızın kötü bakışları benimle buluştu. Urgay kafasını sallayıp ayağa kalktı ve benimle beraber gelmeye başladı onu dışarı çıkartıp öylece beklemeye başladım bana değişik bir şekilde bakıp "Buraya neden geldik?" diye sordu ona cevap vermeyip ayağımla yerdeki toprağı kazmaya başladım.

"Börte!" diyerek çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı.

"Kız senin ağzına düşecekti o yüzden" diyerek konuştum.
"Hem kim o kız? benimle evlenene kadar bir kelime konuşmadın kızla dakika başı on kere gülüştünüz" diye sitemimi dile getirdim.

"O benim kuzenim" dedi ve sustu bende konuşmadım. Onun üstüne çokça gidiyordum ona kızıyordum, ona hesap soruyordum ve böyle devam etmemeliydim.
Hafif bir rüzgar estiğinde bana bir titreme geldi kollarımı vücuduma sarıp ısınmaya çalıştım. Urgay yanıma gelip kollarını sardı bana.

"Üşüdüysen konağa girelim"

"Senin o kızla sohbet etmeni istemiyorum o yüzden burası iyi" bunu dememle gülüp saçımı öptü bende ona kollarımı doladım.

"Seni ilk meydanda gördüm küçücüktün, tabi o zamanlar bende öyleyim" dedi gülerek.
"Babanla okula doğru gidiyordunuz ve sen gitmek istemiyordun huysuzdun sonra baban sana eğer okula gidersen akşam koyun sevmeye gidebileceğinizi söylemişti o kadar sevinmiştin ki o sevinme için senin önüne yüz koyun yığmak istedim. Seni okulda takip etmiştim sana karışanları tuvalette sıkıştırıp dövüyordum" demesiyle o günleri hatırlamaya çalıştım ben bile hatırlamıyorken onun sular seller gibi anlatması şaşırtmıştı.

"Hatırlıyorum. Nuriye teyzelerin koyunları vardı o zamanlar onları canımdan daha çok seviyordum hatta neydi? Birinin adı Sütlü, birinin adı Tüylü'dü. Ben en çok Tüylü'yü seviyordum" diyerek bir kahkaha koyverdim.

"Urgay" yanımıza o kız geldi. Yüzümüzdeki gülümseme silindi ancak birbirimizden ayrılmadık hatta onun gelmesiyle kafamı Urgay'ın göğsüne daha çok yasladım.

"Efendim Birçe?" dedi Urgay.

"Uzun süre gelmediniz de bende sizi camdan gördüm geldim" demesiyle "Görmeseydin keşke" diyerek fısıldadım.

"Bizde geliyorduk" Urgay benden ayrılıp elimi tuttu ve konağa doğru yürüttü o kızda arkamızdan geliyordu.

Salona geçip oturduk bu sefer Urgay'ın yanına oturan bendim. Urgay misafirleri bana tanıtmaya başladı. Gelenler uzaktan akrabalarıymış Urgay'lar bunlarla sık sık görüştükleri için amca, yenge, kuzen diyerek yakın davranıyorlarmış. Amcasının kızı Birçe bana bakıp duruyordu bende ona baktığımda gözlerini devirip duruyordu. Birçe'nin annesi Urgay'ın annesine hasetle "Gelinin güzelmiş" dedi bende gülümsemekle yetindim.

Benim Han'ımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin