KANLI SALTANAT

dünya saadeti

Mevsimler sanki yıldızlar gibi hızlı hareket ediyor, günler ,aylar ,yıllar su gibi geçiyordu vadiden sanki . Zaman bu kimseye acımazdı ama nede olsa her insan doğar ,büyür,ölürdü . Dünya kimseye kalmayan bir mülktü, sahibi yaradan kiracısı insanlardı , ama insanlar bunu unutup kendilerini başka işlere adamış ,sonlarını unutmaya terkedilmişti .
Lalehanın sokaklarında bahar çıka gelmemişti ,çiçekler açamaya başlamış ,ağaçlar yeşillenmiş mis kokularını yaymaya başlamıştı.
Bu güzel havanın tadını çıkarmak için leyla sultan kızı fatımayı almış güneşin bereketini gösteriyordu. Leyla sultan zamanla çökmüştü iyice kendini iyice salmış hayata olan inancı kalmamıştı. Sadece çocukları için yaşamaya adamıştı kendini sultan ahmedin baharı , güneşi . Sultan ahmed buğra annesinin tercümanı olan , tüccar ivanın kızı Berenika hatunla nikah kıydıktan sonra üstüne birde berenikanın gebe kalması onu çoktan gözden düşürmüştü. Evet sultan ahmet buğra o çok sevdiği aşığı berenikaya nikah kıymış , dünyanın mutluluğuna erişmişti . Berenika artık sultanın gözde hatunuydı , odasında kendi sefasını sürüyor kendi hayatını yaşıyordı . Zaten babasından gelen bir zenginlik vardı , o zenginliğe alışkın bir kızdı , o yüzden bu şatafatlı hayat ona yabancı değildi.
Leyla sultan bahçede gezerken karşından valide alayı geliyordu. Valide Nilüfer sultan yanında şerbet ağa ve zerrin kalfa ,arkalarında cariyeler geliyordu. Nilüfer sultan leylayı görünce hemen durmuştu, torununa bakarak onu sevmek istemişti , tam o sırada leyla sultan yasemin hatuna :

"Hadi yasemin hatun hava serinledi gidelim saraya "

demişti . Bunun üzerine valide sultan :

"Leyla bune cürret , torunumu görmek için geldim destur vermeden nasıl gitmeye kalkarsın?"

"Affedin sultanım ,hava serinledi evladımın hasta olmasını istemem "

"Niye böyle yaptığını bilmiyorum ama haddini aşma sakın leyla "

"Ne haddime validem , siz Berenika hatunla meşgul olun gidinde"

Şerbet ağa :

"Kendinize gelin leyla sultan karşınızda valide sultan var destur bre"

"Kes sesini sen , sen kendine gel karşında haseki sultan var senin, cariye değil "

Nilüfer sultan :

"Bu sana son uyarım leyla bir daha olmayacak ,aksi halde meydan okuduğunu düşünürüm "

Leyla sultan selam verdikten sonra ayrılmıştı huzurdan. Nilüfer sultan şerbet ağaya :

"Görüyorsun dimi şerbet , ahmedin dünkü kırığı bana düşman oldu, soyka "

"Sultanım , çok kıymet verdiniz tepenize çıktı gafil "

"Şerbet ağa bir gözümüz bunda , bir gözümüz raşelde olsun "

"Aman validem,raşel sultanın ne yapacağı belli olmaz asıl ona dikkat etmek lazım "

"Aman be adam o kafire sultan deme, daha müslüman olmayı beceremedi, torunum anası olmada yapacağımı bilirim ben"

"Sultanım , olucam dermiş haremde ama daha icraat yok "

Leyla sultan ve yasemin hatun saraya girmek üzereyken karşıdan şehzade alparslanın karısı şehrazat sultan geliyordu. Şehrazat , haseki sultana selam verdikten sonra :

"Leyla sultan , nasılsınız " dedi . Leyla sultan :

"İyiyim , sen nasılsın şehrazat sultan "