KANLI SALTANAT

lale kulesi

27 Mart 1696 Sultan Otağı

"Sultanım müsade varmı ?"

"Buyur paşam "

"Sultanım alman kuvvetleri tahtalıovayı geçmiş üzerimize yürürlermiş "

"Gelsinler bakalım , geldikleri gibi giderler "

"Sultanım, ordumuz hazır maaşallah lakin hassa ordunuzdaki askerler pek bir gevşek , hassa ağası abidin paşayı dinlemez oldular ,siz zat-ı şahaneleri bir görünseniz "

"Nasıl olur emir ali paşa sen ki divan vezirimizsin siz susturamazsanız ne işe yararsınız, veziriazam ne durur müdahale etmez mi ?"

"Sultanım paşa hazretleri ikaz etti lakin dinlemez oldu gafiller "

"Onlar hadlerini iyice aştı , madem öyle bildiririz "

"Efendim ben derim ki , hassa ordusu burda kalsın taaruza geçmesinler "

"Paşa ne dersin sen , hassa ordusu , ordunuzun direğidir imkanı dahi olamaz böyle bir şeyin "

"Siz nasıl uygun bulursanız sultanım , lakin abidin ağa zaptedemez hassa askerlerini "

"Paşa icab ederse hepsinin kellesini alırım amma alman kafirlerini yerle bir etmek zorundalar "

"Ferman efendimizindir "

"Akşam harp divanı toplansın paşa "

"Emredersiniz sultanım "

"Sen çekilenilirsin emir ali paşa ... aziz ağa gel yanıma "

Aziz ağa :

"Buyursunlar devletlim "

"Kağıt kalem al , hasekimize mektup yazıcaz "

"Derhal efendim "

"Aziz ağa diyeceklerimi harfi harfine yaz "

"Buyurun sultanım "

"Ey benim canımdan öte güneşin timsali ve emsali efendim ,ey benim aşkın şarabını kuluna içirmiş saadetimin pınarı sevgilim , o güzel yüzünü öyle özledim ki her gün rüyamda görür oldum . Aşkının ateşi her geçen gün bu bedbah sultanı kül ederken seni düşündükçe alevlenir oldum , firuzem,zümrüdüm,yakutum,elmasım...en değerli hazinem canım sultanım , o güzel yanaklarından öper , senden gayrı derdim olmadığını söylemek isterim " (aşkından kül olmuş aciz kulun ahmed ....) "

"Bu kadar mı sultanım ?"

"Evet aziz ağa bu kadardır , tez yollansın saraya "

Aziz mektubu alıp hemen çavuşlardan birini vermişti ,verirken de "çatlayana kadar sür " demişti ali çavuşa . Paşalar ve sultan harp meydanında savaşlar yaparken hanedan kadınları Lalehan sarayında devletleri için dular ile ALLAH ' a yalvarıyorlardı.
Lalehanda saltanat vekili olarak ikinci vezir mürsel paşa kalmıştı . Sultan ahmed buğra ona ne kadar itimat etsede valide sultan ve diğerlerinin itimadı yoktu. Şehzade alparslan önlem amaçlı sultan ahmed ile harbe gitmiş eğer savaş meydanında sultana bir şey olursa oğullarından biri tahta geçerdi , devletin kuralı böyleydi her zaman .

Valide sultan dairesinde bütün kadınlar toplanmış , ziyafet sofrası kurulmuştu. Sofrada sadece birer adet altın tabak ,kaşık ve bardak vardı . Herkes bu durumu merak ediyor ve hayretle bakıyordu. Veziriazam izzeddin paşanın karısı ahsen hatun yanındaki leyla sultana bir şey sormak istemişti ve ona doğru döndü :