KANLI SALTANAT

Valide'nin Kara Zehri

Akşam olmuştu, lalehan sarayına akşamın siyahı çökmüştü, ay dolunay olmuş yıldızlar tüm ışığıyla parlıyordu,Reyhan hatun akşam yemeği için hünkar dairesine gidiyordu,kızı fatma sultanda vardı yanında.Akşam yemeğini hünkarıyla yiyecekti hatunefendi kuşağında kara zehri duruyordu,hünkarın sofrasını ağalar hazırlıyordu, reyhan hatun desturla huzura girdi sultanın,murad han kızını görünce hemen sarıldı ona ,ağalar sofrayı hazır etmişti hünkar,

"hadi reyhan hatun sofraya geçelim"

"geçelim sultanım"

Hünkar ve reyhan hatun yemeklerini yemeğe başlamışlardı birden fatma sultan ağlamaya başladı ,nedime hatunlar gelmişti ama murad han "bırakın" dedi.Kızını alıp taş balkona çıktılar, reyhan hatun fırsat bilip kuşağından zehri çıkardı, elleri titriyordu bir an tereddüt etti ama ıtır kalfanın dedikleri aklına gelmişti, hemen kapağını açıp zehri boşalttı yemeğe kaşıkla karıştırıp içine sakladı zehri ,murad han kızını nedimelere verip sofraya oturdu ,reyhan hatuna bakıp gülümsedi,ardından yemeğine baktı bir kaşık alıp ağzına götürdü sultan murad ,dört beş kez çiğnedikten sonra birden nefesi kesilir gibi oldu ayakları ,kolları titremeye başladı zehir etkisini gösteriyordu ,reyhan hatun, nedime hatunlar panik oldu hemen ağalara haber verdiler saray bir anda feryatlar duyulmaya başladı, Muazzez sultanda eski saraya gidiyordu çığlıkları duyup koştu hemen handan sultan ve şehzade ahmet yetişti ardından, hekim gelmişti hünkar hiç kımıldamlıyordu gözleri açıktı ama hekim hemen anlamıştı felç olduğunu reyhan hatuna sorular sordu ;

"sultanım hünkarımıza ne oldu"

Reyhan hatun ağlayarak;

"hekim efendi ,sultanımız oturdu sofrasına yemeğinden bir kaşık aldı ardından nefesi kesildi sonra eli ayağı titredi yığıldı lakin gözleri açık nefes alıyor hekim efendi zehirlendimi sultan"

"mutlaka sultanım ,üzülerek söylüyorum hünkarımız felç geçirmiş nice böyle hasta gördüm zehirlenmiş hünkarımız "

Handan sultan üzüntüyle;

"ağalar tez saray aşçıları yemeği getiren götüren bulunsun sorgu sual edilsin cevap vermiyorlarsa kelleri alınsın kimin haddine hünkarı zehirlemek ,amann yarabbim"

Ağalar emire uyup hemen gittiler.

Ağalar sultan muradı yatağına yatırdılar, bütün hanedan başına toplanmıştı, sadrazam behram paşa ,divan vezirleri,serasker ishak paşa hemen saraya yetişmişlerdi.

Raziye sultan öz oğlunu, ertuğrulunun minik şehzadesini zehirlemişti , sultan murad'ın saltanatı bir nevi bitmişti artık.Herşey bir anda olmuştu, reyhan hatun casusluk yaparak zehri hünkara yedirmişti.

Lalehanda sabah olmuştu, haremden sorumlu ıtır kalfa eline kâğıt almış raziye Begüm valide sultana olanları ve gelmelerini yazıp gönderecekti.

Sultan murad yatağında yatıyordu, konuşamıyor, sadece gözü açık yatıyordu, ölmekten beter olmuştu, Muazzez sultan hünkar hastalanınca sarayda ikameti devam ediyordu,Muazzez Sultan hünkar dairesine sultanı ziyarete gidiyordu ,kapıya geldiğinde ağalar kapıyı açtı ,Muazzez Sultan yatağın yanına gelmişti hünkara bakarak ;

"bak sen murad hana yatağa mahkum kalmış ,yazık çok yazık almanya gazi hünkarı yatalak olmuş ,murad han etme bulma dünyası az acı çektirmedin bana,allah tez zamanında acını alsın ,sakın korkmaysın saltanatın aslanım süleymana emanet"

Muazzez haseki hünkara içini dökmüştü ,zavallı murad han hiç sesini bile çıkartamadı öyle baktı zevcesine,Muazzez sultan sarayda kalmaya devam edecekti ama ne kadar devam eder bilinmezdi lalehan saryımda kimse mutlak hüküm sürmezdi ,koca valide raziye sultan bile sürgün edilmişti ki bir haseki hiç sayılırdı.