Şehzade Ahmet'in Tahta Çıkması

244 14 0
                                    

Bugün 1649 yılının ilk günüydü, bugün önemli bir gündü devlet ekranı ve saltanat ailesi bir toplantı yapacaktı hünkarın durumuyla ilgili bir nevi kurul olacaktı bu toplantı. Hanedanın bütün üyeleri olmak zorundaydı sürgündeki firuze sultan ve handan, firuze sultan ve ertuğrul hanın halaları Gülbahar sultan'da gelecekti, Gülbahar sultan yetmişlik bir sultandı Sultaniye eyaletinde konağında sessiz bir yaşam sürüyordu.

Sadrazam Behram Paşa ve divan mensupları ve serasker İshak Paşa toplantının yapılacağı gülistan köşküne gelmişlerdi, hanedandan Gülbahar sultan, handan sultan, firuze sultan, nurbahar sultan, raziye Valide sultan,reyhan sultan, muazzez sultan at arabalarıyla köşke gidiyordu, şehzade ahmed taht namzedi olduğundan gitmiyordu.

Hanedan arabaları köşke gelmişti paşalar içeride bekliyordu Sultanları Paşa ve sultanlar arasına perde koymuşlardır. Sırayla içeri giriyorlardı sultanla Şemsi Ağa sırayla Sultanları tanıtmaya başladı;

" Mahmud Han kerimeleri Gülbahar sultan, sultan-ı muhterem handan sultan,firuze sultan, valide-i muazzam raziye Begüm sultan, vezir-i has zevcesi nurbahar sultan, hünkar zevceleri muazzez sultan ve reyhan sultan hazretleri "

Hanım sultanlar içeri girip yerlerine geçmişlerdi, sadrazam Behram Paşa selamlayarak;

" sultanlarım hoşgeldiniz, Valide hazretleri izniniz olursa toplantıya başlayalım "

" başlayın Paşa "

Sadrazam Paşa ;

" malumunuz hünkar efendimiz amansız hastalığa yakalanmıştır, devleti idare edemez lakin biz kulları vardır, yine lakin devlet başsız olamaz halk ve cihan hasta padişah kabul etmez "

Mahmud Paşa atıldı lafa ;

" Paşa hazretleri hünkarımız ölmemiştir onu tahtan uzaklaştırmak hakaret olur sultanlık makamına "

Raziye sultan ;

" Mahmud paşanın hakkı var, bu Meclisin toplanması bile çok manasızdır biliniz"

Handan sultan ;

"sultan murad devleti yönetemez durumda taht el değiştirmeli aksi taktirde düşmanlarımız üstün olduklarını ilan edecekler"

Sadrazam Paşa ;

"saadetli sultanımızın büyük hakkı var düşmana aman vermemek lazımdır, tahta şehzade ahmet geçmelidir aksi düşünülemez "

Raziye sultan öfkelenmişti ;

" Paşa bu ne cürret tahta hünkar sen mi seçer oldun, bu hünkara hakarettir bedeli ağırdır bilesin "

" ben devletimizi düşünüyorum sultanım siz kendinizi düşünüyor olabilirsiniz lakin o eski dönemleri unutunuz"

Raziye sultan susumuştu, Gülbahar sultan konuşmak istedi ;

"Devletli paşalar ve değerli hanedan mensupları bu hanedan ve devlet bize emanettir, devlet için en hayırlı neyse onu yapılmasını isterim biliniz"

Sadrazman Paşa ;

"Gülbahar sultan hazretleri siz en değerlimizsiniz, devlet için en mübah yol tahtın el değiştirmesidir, Valide sultan niye karşı anlayamadım, şehzade ahmette evlatlarıdır "

Valide sultan ;

" Paşa elbet aslanımın tahtını görmek isterim, lakin muradıma hakaret sayılır hayattayken, yinede devletin yücelmesi için gereken neyse onun olması arzumdur"

Raziye sultan pes etmişti artık hanedanın ve paşaların çoğu şehzade Ahmet'in tahta çıkmasını istiyorlardı. Sadrazam Paşa yine konuşmaya başlamıştı ;

"demek arzunuz bu Valide sultan ozaman şehzademiz tahta talipdir hanedanımızdan ve divan makamından istemeyen varmıdır"

Hiç kimseden ses çıkmadı, herkez şehzade Ahmet'in tahta çıkma konusunda hem fikirdi. Hanedan ve devletliler köşkten ayrılmıştı, Raziye sultan arabada Gülbahar sultana döndü;

"Gülbahar sultanım sizce iyi oldumu vaziyet "

" meraklanma kızım devlet için en doğrusu budur ben yetmiş yaşındayım devlet için en hayırlısını bilirim anlarım "

" Gülbahar sultan devleti yüceltmek için yıllardır didindim,lakin muradım anasına karşı koydu sürgün etti, yinede kızmadım aslanıma"

"kızım sen anasın kızamazsın, Raziye sultan aslanım ertuğrul seni nerden buldu"

"ah sultanım yiğidim bıraktı beni gitti, İspanya Kralı sultana hediye olarak getirmişti beni firuze sultanda hünkara sundu "

" firuze sundu demek "

" evet firuze, sürgün ettiğim sultan "

" neyse geçmişi bırakıp geleceğe bakmak lazım şehzade ahmeti tahta hazırlamak lazım, Şeyhülislam efendi fetvasını versin şehzade ahmet selametle tahta çıkar"

"allah gam keder vermesin hanedanımıza"

Sarayın Sultanları saraya varmıştı. Sadrazam Behram Paşa da hemen Şeyhülislam salih Efendi'ye gitmişti fetva almaya, bu hadise bütün saraya yayılmıştır artık Raziye Valide şehzade ahmeti ve saliha hatunu yanına çağırmıştı, ıtır kalfa desturla kapıyı açmıştı şehzade içeri girip hemen annesinin elini öptü, saliha ise karşısında bekliyordu. Şehzade ahmet meraklı bakışlarla ;

"validem beni tez çağırmışsınız "

" çağırdım aslanım biliyorsun bugün toplantı yaptık devlet ve hanedan erkanı olarak, aslanım yarın cümle Alparslan devletinin 14.sultanı olarak tahta çıkacaksın hayırlara vesile olsun inşallah "

Şehzade ahmet şaşımıştı ;

" validem tahtamı? Abim murad Han ne olacak "

" aslanım abinin durumu iyi değil tahtın selameti için tahta geçeceksin, Rabbim yolunu açık etsin, ben validen Raziye sultan olarak hep yanında olucam aslanım "

" sağolun validem, validem Size kutlu bir haber vericem, zevcem saliha hatun gebedir"

"aslanım yiğidim Rabbim senin evladını göstermeyide nasip edicek demek, saliha hatun hayırlı olsun "

Bu haber Valide Sultanı çok sevindirmişti , saliha hatunun gözleri parlıyordu adeta, zavallı sultanın tek kadını olacağını zannediyordu.

Sadrazam Behram Paşa elinde fetva ile saraya gelmişti, divan ve saray mensuplarına okumuştu teker teker.

Artık şehzade ahmet tahta resmen çıkacaktı.

Lalehanda sabah olmuştu sarayda bir telaş başlamıştı artık şehzade ahmet altın kafanı gitmiş saray meydanına doğru gidiyordu bütün devlet erkanı bekliyordu, has kapıda Sultanı gören Ağa ;

"destur sultan Ahmet Han hazretleri "

Bütün insanlar eğilmişti, lalehan Sarayı bir tahta çıkışa daha şahit olmuştu.

KANLI SALTANATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin