"Lalehan ki bir misk- i bahadır olur bahar günlerinde , meşhur laleleri kanal boyunca açar , tomurcuklanır , renk alır . Eskiden daha güzeldi bu laleler ; renkleri daha koyu daha parlak ve daha göz alıcı ama eski tadı yok şimdi dede efendi "
"Elbette begüm kızım , bu cihanda hiç bir şey ilk tadını vermez . İlk Yediğin bıldırcın şimdiye tutar mı ? İlk gördüğün dost şimdi ilk gördüğün gibimi ?"
"Efendim ne yediğim yemek ne de ilk gördüğüm dost aynı değildir "
"Değildir kızım lakin sende değilsin "
"Nasıl yanı dede efendi ?"
"Bak begüm kızım , ben sekseninine ayak dayamış ihtiyar ve bunak bir dervişim "
"Estağfurullah efendim , siz aklınızla bize yol gösterensiniz "
"Ben sadece diline tercüman , eline fer olurum kızım . İçini ferah tut her zaman , canın daraldığında iki rekat namaza , duaya dur , dur ki ferah bulasın , can bulasın "
"Yapıcam efendim dediklerinizi yapıcam ... dede muhittin efendi size bir şey demek istiyorum "
"Buyur kızım "
"Efendi hazretleri, evladım sultan alparslan ; belki malumunuzdur olanlar "
"Ben gözümle görmediğin işlere ses etmem kızım , malumum değildir . Lakin sultanımız efendimizi makamında ziyaret etmek isterim , kulağına iki ihlas iki nas okumak isterim "
"Dede efendi bizi bahtiyar edersiniz, yaramıza melhem acımıza deva olursunuz. Kapımız size hep açık "
"Biliyorum kızım biliyorum lakin ben gelene dek sana yazacağım duayı sultan evladına oku , oku ki anasından şifa alsın "
"Tamam dede efendi , her gün her vakit okurum yeterki aslanım can bulsun "
Dede Muhittin efendi Lalehanın en muhterem zatlarındandı. Yıllardır hanedan mensupları ziyaret eder tekkesine bağışta bulunur , hayır dualarını alırdı . Valide sultanda bir ümit sultan oğlu için dede efendinin huzuruna çıkmıştı . Zira alparslan hanın durumu ciddileşiyor ahalinin kulağı tırmalamıyordu git gide.
Begüm valide sultan dede efendinin huzurundan ayrılmak üzere tekke kapısından çıkmıştı , kapıda süleyman ağa ve nergis kalfa onu bekliyordu . Süleyman ağa validenin elinde tutarak at arabasına bindirmişti hemen , ardından nergis hatun binip arabacı saraya doğru yol almıştı. Valide sultanın suskunluğu süleyman ağanın dikkatini çekmişti :
"Valide sultanım efendi hazretleri ne dedi ?"
"Bir şey demedi süleyman , iki kelam dua yazdı sıklıkla padişahın kulağına fısılda dedi "
Nergis kalfa:
"Validem sıkmayın canınızı , dede efendi büyük bir zat alimdir , Allahın izniyle iyi olacak sultanımız "
"İnşaallah nergis , aksi halde işimiz fena kan gövdeyi götürür . Bir yandan ahmet hanın şehzadeleri bir yanda kendi canımdan kendi kanımdan torunlarım , aslanımı kimsenin uğruna feda edemem "
Süleyman ağa :
"Valide sultanım haddim değil lakin tez zamanda bir hal çaresine bakmamız lazım , tahta yeni namzet gerektir "
"Süleyman ağa ne zamandır harem ağaları devlet işlerine karışır oldu ? "
"Affedin sultanım ben sadece olacaklardan dolayı size haddim olmadan tavsiye verdim "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI SALTANAT
Historische Romaneiktidar ortak ve masumiyet kabul etmez... Kimi zaman düşmanım evladım oldu kimimi zaman vezirim lakin saltanat oyununda ne ona acırım nede buna...