3. BÖLÜM

374 157 73
                                    

Merhaba!
İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Yine okula gitmek için erken bir saatte kalkmıştım. Her zaman ki gibi annemin zorla ağzıma birkaç şey tıkıştırmasına izin vermiştim ve şuanda otobüse yetişmek için ayakkabılarımdan açık olanın bağcıklarına basıp yere düşmemek için büyük bir çaba göstererek koşmaya çalışıyordum.

Aklıma huzurevinde olanlar gelince gözlerimi devirdim. Nasılda dökmüştüm suyu kadının üzerine. Artık şaşırmıyordum. Beceriksizliğim artık çok başka bir boyuttaydı ve ben ne yapıp etsemde buna engel olamıyordum. Şuanda ise merak ettiğim şey üç dakikadır koşuyor olmama rağmen hala nasıl düşmemiş olmamdı.

Sanırım bugün iyi tarafımdan kalkmış olmalıydım ya da artık şans halime acımıştı ve birazda benim yanımda dolanmak istiyordu.

Otobüs durağına vardığım da otobüs çoktan gelmişti ve son yolcular biniyordu. Son bir deparla kıl payı otobüse binebilmiştim. Kartı şoförün yanında ki cihaza okutup otobüs hareket etmeden bir yere oturmak için hızla otobüste ilerledim ve tabi ki boş yer olmadığı için direklerden birine tutundum. Otobüste hareket ettiğinde bir yere tutunmuyor olsaydım, iki saniye sonra popom yere tutunuyor olurdu.

Otobüs hareket ederken dengede durmak ayrı bir zulümdü yoksa benim beceriksiz olmam ve hemen her dakika bir şey düşürmem yada düşmemin bu olayla alakası yok.

15 dakikalık yolculuktan sonra nihayet okulun durağına vardığımız da iki üç teyzeye sürte sürte otobüsten inebildim.

Telaşsız adımlarla okula doğru yürürken ilk dersin edebiyat olduğu aklıma gelince içim rahatladı. Edebiyat derslerinde ilk on dakikadan sonra uykum gelirdi ve dersin sıkıcı olması da üstüne eklenince onikinci dakikada kendimi uykuya bırakırdım.

Yavaşça okula doğru adımlamaya devam ederken okul kapısının önünde bezgin bir ifadeyle bana bakan Damla'yı gördüm ve adımlarımı hızlandırarak yanına ulaştım.

"Uzayda falan mı yürüyorsun kızım?Ağaç oldum burda. " dedi ve hızla koluma girip yürümeye başladı.

" Beklemeseydin keşke." Kaşlarını kaldırdı ve şirince sırıttı.

"Merdivenlerden yuvarlanırsın, koridorda yere düşersin, kolunu duvara çarparsın, eteğin-" Neden beni beklediğini açıkça sıralamaya başladığında koluna sertçe vurmamla sustu.
"Bari sen dalga geçme."diye hayıflandım.

"Dalga geçmiyorum. Sanki hiç eteğini kazağına sıkıştırdığın için yarı çıplak tuvaletten çıkmadın. Ben yine bir sakarlık yapma diye on saat seni bekleyeyim sen bana sızlanıp dur."

Sesimi geçenlerde keşfettiğim yakışıklı bir sunucuya benzetmeye çalışırken, elimide yumruk yaparak ağzıma götürdüm ve mikrofon yaptım.

"Saniyede yüz kelime söyleme ödülü huzurlarınızda Damla Sönmez'e gidiyor. " Gözlerini devirip sahte bir şekilde gülerken bense yüzünün aldığı hale gülüyordum.

Merdivenlerden çıkarken koridorda ki birkaç kızın bana bakarak gülmesiyle gülümsemem anında somurtamaya dönerken duraksasam da yürümeye devam ettim.

" Neye gülüyor onlar? Sanki bize bakıyorlardı. "diye sordu Damla. Omuz silkip cevap vermeden yürümeye devam ettim. Aslında tahmin etmek zor değildi. Su dökme olayını görmüş olmaları büyük bir ihtimaldi. Hele yakışıklı ama sinirli çocuğun bana bağırışınıda duydularsa dalga geçecek malzemeleri var demekti.

Gerizekalılar.

Sınıfa girdiğimizde sırama geçtim. Damla da yanıma yerleştirken anında telefonundan magazin haberlerini açmıştı. Arada gördüğü haberleri beni dürterek gözüme gözüme sokuyordu. Çantamı ve kot ceketimi sıraya koyup başımı da sıraya gömdüm.

BECERİKSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin