Merhaba!
Öncelikle 2K olmuşuz. Bunun için herkese çok teşekkür ederim. Yavaş yavaş büyüyoruz, bunu biliyorum. Elimden geldiğince üstüne koyarak, her seferinde bir öncekinden daha iyi şekilde çıkmaya çalışıyorum karşınıza. Çok sık bölüm atmıyorum farkındayım. Ama bu sizinlede alakalı. Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Ayrıca bölüme düşüncelerinizi bırakmayı unutmayın.
Multi "Can Kazaz" Birazİyi Okumalar.
Kütüphaneden çıkarken sırtımdaki bakışların farkındaydım.
Kulüp arkadaşlarımın yanı sıra öyle bir çift göz vardı ki sırtımda, ağırlığını hissedebiliyordum. Ateş'ti işte, yakıyordu.Sanki hoparlördeki ses durmadan birşeyler söylemeye devam ediyordu, ben ise koşuyordum. Kafamda ki sesler uğultu şeklinde , anlamsızdı ve giderek devam ediyordu. Sanki geçmişimden kaçarcasına, yaşadıklarımdan kurtulmak için koşuyordum.
Birde Ateş'in söyledikleri dönüyordu kafamda. Sesler birbirine giriyor, zihnim koskoca bir kargaşaya ev sahipliği yapıyordu.
Ben yapmadım demişti. Bunu onun yaptığına inancım tamken ben yapmadım demişti. İnanmak istiyordum, onun yapmadığına inanmak istiyordum. Seçenekleri hızla kafamda taradığımda aklıma Ateş ve Selin' den başka kimse gelmiyordu. Düşmanım yoktu. Kimseyi o kadar umursamazdım ki bir kere. Kalp kırmayan, gerekmedikçe kimseyle konuşmayan kendi halinde olan bir kızdım.
Koşarak tırmandığım merdivenlerin sonuna geldiğimde nefes nefese kalsamda durmadım. Tam karşımda duran müdür odasına doğru hızla yürüdüm. Kapıyı çalmaya bile tenezzül etmeden hızla kapının kulbunu aşağıya indirdim ve içeri girdim. Müdürle sık görüşme yapan bir öğrenci olarak așina olduğum odanın içine doğru adımladım.
Odada yalnızdım.
Beni karşılayan boş odaya sinirle baktım. Bir umut, odada her yere bakınmıș olsamda kimse yoktu içeride. Bunu yapan her kimse çoktan tüymüș olmalıydı.
Mükemmel! hayatımı tüm okula bağıran mikrofon ise, masanın üzerinde her zamanki yerinde duruyordu.Odadan çıkıp müdür yardımcılarının odasına geldiğimde kapıyı açmaya çalışsamda içeri giremedim, çünkü kapı kilitliydi. Müdürde ortada olmadığına göre toplantıya gitmiş olmalılardı. Koridordan geçen birkaç kişi bana garip garip baksa da sinirli bir bakış atıp kafalarını çevirmelerine neden oldum. Koridorun ayak izleriyle bezenmiş duvarına sırtımı dayadım, kafamı ellerimin arasına aldım ve düşünmeye başladım.
Arkadaşlarım neredeydi?Bu adiliği kim yapmıştı? Günlüğümü nerden bulmuştu? Günlüğüm?
Hızla sırtımı yasladığım duvardan ayırdım ve sınıfın olduğu koridora yöneldim ardından koşmaya başladım. Birkaç kişiye çarpsamda umursamadım. Sınıfın kapalı kapısına ulaştığımda sınıfta hocanın olmadığı içeriden gelen gürültüden belliydi. Kapıyı açıp içeriye girdim. Sınıftaki uğultu bir anda yerini sessizliğe bıraktı ve tüm bakışlar bana döndü. Hızlı adımlarla kimseye bakmadan doğruca çantama yöneldim. Hiç birşeyi umursamadan çantamdakileri çıkarıp yere savurdum. Şuan tek umursadığım şey günlüğümdü.
"Çantanda değil." dedi titrek bir ses. Başta duymazdan gelsem de sesin. Damla dan geldiğini farkettiğimde bir anda durdum. Kafamı ona çevirdim ve çok şey anlatan bir bakışma geçti aramızda. Kaşlarım istemsizce yukarı kalkmış alnım kırıșmıştı. Ne dediğini anlamaya çalışıyordum.
"Neredesiniz siz? Yanımda olmanız gerekiyor."diye konuştum alaycı bir sesle. Sınıfa bir göz gezdirdiğimde sınıftaki kişilerden Selin ve Ateș dışında herkes buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BECERİKSİZ
ChickLitYok yok, sen benden kesin hoşlanıyorsun."dedi ve içeri girmem için kafasıyla işaret verdi. Konuşurken bir yandan da içeriye doğru adımladım. " Kim ben mi sana aşığım?" dedim inandırıcı olduğunu umduğum sesle. Duvara yaslanıp kollarını önünde kavu...