Herkese Merhaba!
Umarım iyisinizdir. Hikayemiz yavaş yavaş büyüyor. Eğer oralarda bir yerlerde bir tane okuyucum olsa bile bu bana yeter. Ben yazmaya devam edeceğim. Sadece küçük bir rica, oy vermeyi ve düşüncelerinizi belirtirmeyi unutmayın olur mu?İyi Okumalar..
Yeni kapağımız için Pen_Queen 'e teşekkür ederim.
❤Evden çıkıp markete doğru yürümeye başladım. Bel ağrım olası şeyin sinyalini verince ve evde ihtiyacım olan şeyin olmadığını görünce bana market yolları görünmüștü. Yaklaşık iki dakikadır marketteki kasiyerin erkek olmaması için dua ediyordum. Utanılacak bir şey olmadığını ve gayet normal bir olay olduğunu biliyorum ama bu benimle alakalı bir şeydi.
Marketten alırken gereksiz yere utanıp , sıkılıyordum.
Kısa bir yürümenin sonunda markete ulaştığımda ilk baktığım yer kasa bölümüydü. Kasada oturan genç çocuğu gördüğümde terbiyeli bir küfür savurdum.
Utana sıkıla pedi ve birkaç çikolatayla birlikte kasaya gittim. Çocuk elimdekileri gördüğünde sırıtsa da bakışlarımı görünce ciddi haline büründü ve ürünleri kasadan geçirdi.
Ben büyük bir hızla pedi poşete koyarken çocukta çikolataları poşetledi. Parayı verip teşekkür ettikten sonra hızlıca marketten çıktım.
"Bu ayı da atlattık çok şükür." diye mırıldandım. Yan tarafımda yürüyen teyze tip tip baksa da bir şey demeden yürümeye devam etti.Çikolataların iki tanesini yolda yediğim için eve gidince bugünlük çikolata yememem gerektiğine karar verdim. Öyle aman aman zayıf bir kız değildim. Hatta kalçam hafif dolgun sayılırdı.
Bu aralar da Damla'nın annesi Zehra teyze bana sürekli 'Kilo aldın, dikkat et evde kalırsın!' tarzında şeyler söylüyordu. Annem de ona onaylayan bakışlar atınca ben iyice karalara bağlıyordum.
Tamir edilen asansöre özlem dolu bakışlar atarak asansörü çağırdım. Resmen asansör bozuk diye okul haricinde evden çıkmıyordum. Ama artık yapıldığına göre ver elini market, ver elini Damla'nın evi.
Bizim kata gelince asansörün kapısı yavaşça açıldı.Aynı anda karşımda annem belirince ufak çaplı bir şok yaşasam da çabucak toparlandım.
"Anne ne yapmaya çalışıyorsun acaba, ödüm müsait bir yerlerime kaçtı." Baş parmağımla üst çenemi yukarı ittirip asansörden indim. Terlikleri ayağımdan binanın koridoruna fırlattım, tam içeri girecektim ki yavaşça arkamı döndüm. Annem kollarını göğsünde birleştirmiş 'suç üstü, göt üstü ' bakışıyla bana bakıyordu.
"Canım alışkanlık işte naparsın."deyip karşı komşunun evinin önüne uçan terlikleri koşarak alıp vestiyere koydum.
" Birde suçu kediye atıyor. Utanmaz." diye arkamdan içeriye girdi ve kapıyı kapattı.
Karşı komşu defalarca terliklerimizi kapılarının önünde bulduğunu , bunun terbiyesizlik olduğunu sert bir dille ifade etmişti. Bende bunu kedilerinin yaptığını, birkaç kere bunu yaparken yakaladığımı hatta geçen ay bir terliğimi bizim kapının önünden alıp kendi kapı önlerine götürürken yırttığını söylemiştim. Kadın özür dileyip kaçar adımlarla evine gitmişti.
Niahah
Annemin hatırlattığı olayla zafer gülümsemesi yaptım."Sen niye zebani gibi asansörün önünde bekliyordun anne?"
"Beş dakikalık mesafesi olan marketten yirmi dakika boyunca gelmeyince merak ettim."
Omuz silktim.
"Yavaş yürüdüm." deyip çikolatalarla birlikte odama geçtim.Çikolataları dolabıma koyup yatağıma yayıldım. Sosyal medyada biraz gezindikten Ateş'in profiline girdim. On dakika önce yeni bir fotoğraf atmıştı. Beğeni ve yorum sayısına göz devirdikten sonra fotoğrafı incelemeye başladım. Barda çekilmiş fotoğraftı. Masa da oturan kızlardan birini gözüm bir yerlerden ısırıyordu. Tanımak için yaklaştırıp bakayım derken yanlışlıkla fotoğrafı beğendim.
Panikle hemen beğeniyi geri aldım. Daha fazla başıma birşey gelmeden instagramdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BECERİKSİZ
ChickLitYok yok, sen benden kesin hoşlanıyorsun."dedi ve içeri girmem için kafasıyla işaret verdi. Konuşurken bir yandan da içeriye doğru adımladım. " Kim ben mi sana aşığım?" dedim inandırıcı olduğunu umduğum sesle. Duvara yaslanıp kollarını önünde kavu...