16. Bölüm

5K 142 26
                                    

Biliyorum, biliyorum. Gecikti.

Ama sorun niye gecikti, neden gecikti?

Ankara'daydım ve malesef yazamadım. Şimdi yazıyorum çünkü sizi bırakmak olmaz.

Kına tamamlandı. Sıra Nişanda.

Gelin, gelin nişanımız var!!

*Not: Hikaye sonundaki yazacağım açıklamayı okuyun, lütfen. Teşekkür ederim şimdiden.*

*******

Sabah kollarım Yaman'a sarılı bir şekilde uyuyordum. Kalktığım halde hareket etmeden Yaman'ı izliyordum. Ah! Gerçekten bu kadar mükemmel miydi? Bu kadar tatlı mıydı?

Hep abim gibi gördüğüm için, fark etmemiştim demek ki Yaman'ı. Çoğu arkadaşlarımın Yaman'a dibi düşerdi mesela, 'Sen nasıl abi olarak görüyorsun'lar filan. Göremiyorum ki şimdi de, aşk diye görüyorum şuan.

Bir anlık istek ile elim titreyerek de olsa yanağına dokundum. Şuan uyanmıştı kesin, uyanırdı en küçük şeye. Yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşadım. Elimi telefona atıp, saate baktım. Daha saat 11.24 idi. Erken kalkmıştım, gece hemen uyuduğum için.

Tekrar elimi yanağına alıp yavaş yavaş okşadım. Annem birazdan gelecekti, bari o zamana kadar tadını çıkarayım. Yanaklarını sıkmamak için zor duruyordum. Hafiften bir sıkıp, içimi az da olsa rahatlattım.

Biraz uğraştıktan sonra, yatakta oturdum. Efe ile Ayşenur sarılı halde, Mehir battaniyesine sarılı halde yatıyordu. İçerden de televizyon sesi gelmiyordu. Ulan bir tek ben mi uyandım!?

Ayağa kalkmaya çalıştığımda Yaman beni tekrar yatırmıştı. Önce etrafa baktı, sonra saate. Ben hala gözlerim pörtlemiş şekilde onu izliyordum.

"Sanırım korkuttum, özür dilerim güzelim." Diye mırıldandı.

"Biraz öyle oldu." Dedim bende mırıldanarak.

"Sakallarımla oynamaya devam etsen iyi olurdu aslında.". Gözlerimi kıstım.

"Tahmin etmiştim.".

"Neyi?" Dedi gülerek.

"Uyandığını.".

"Beni tanıyorsun çünkü." Dedi ve bunu demek kendi hoşuna da gidiyordu.

"Sus ve geri yat.".

"Neyimsin de bana yat diyorsun?" Benim hep sinirlendiğimde dediğim şeyi diyordu.

"Sözlün hatta bugün nişanlın." Dedim ve yandan güldüm.

"Ama soya..." kalanını dememişti. Yani ' Soyadım hala Özgür, Dağlı değil.' Diyerek. Benim soyadımı alamayacağına göre susmayı tercih etti.

"Bakıyorum diyemedin orayı." Diye alay ettim.

"Şimdi diyordum ki.".

"De madem." Dedim gülerek.

"Ama soyadın Dağlı değil, sen özgürsün ya o zaman bende özgürüm. Unuttun mu?".

Evet Kainat, buna ne diyeceksin? Hadi bak bekliyor.

Ne kadar yanımda olan bir iç ses.

Eyvallah gardeş!

"Özgür biriysen, yanımda yatmana gerek yok." Gözlerini pörtletti. "Hatta öpmene gerek yok, özgürüz ya ikimizde. ".

Akraba Evliliği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin