!3!

175 64 355
                                        


Bu kadar beklettiğim için özür dilerim. Kendimde olmadığım zor aylar geçirdim. Ama sayenizde buradayım. Sürekli teşvik ettiğiniz ve varlığınızı hissettirdiğiniz için teşekkür ederim xx


!3!

Soğuk puslu bir geceydi.

Yıldızların Ay'a eşlik etmediği, Ay'ın da arada bir gözükerek kendini belli ettiği bir geceydi.

Adelen kadar soğuk, Adelen kadar ruhsuz bir geceydi.

Bir bekçinin içindeki kasveti temsil eden sis kasabaya sinmişti. Gizlice, kurnazca her evin etrafını sarmıştı bu sis. Bekçinin işini zorlaştırmak için elinden geleni yapacak gibiydi.

Bir annenin kafasını çelen en acımasız düşünceler vardı kasabanın aklında; neden bu gece dışarda olmadıklarını düşündüren şüpheli sorular gibi.

Bir çocuktaki bekleyiş vardı tarihte. Kalın kitaplarına kanlı harflerle yazılacak lanetin sabırsızlıkla gerçekleşmesini bekleyişi, onun bu güne kadar nasıl sabırlı olduğunu şaşırtacak türdendi.

Bir fısıltının dahi duyulmadığı gecedeki sessizliği bozacak olan kapı gıcırtısı sardı dört bir yanı.

Kasabanın en eski, en yaşanılmaz evinden çıktı bu ses. Belki birileri dışarıda olsa taşınan yabancı kişiye bakabilirlerdi. Ancak ne dışarıda birisi ne de evin içinde bir "insan" vardı.

Yirmi dört saatlik karanlığa hapsolmuş Fana halkı, başına geleceklerden habersiz, karanlık üstlerine çöktüğünden beri içlerini yiyen düşüncelerle yapayalnızlardı. Bay Bomer onlara yeterli bir açıklama yapmamıştı. Sadece net bir şekilde onlara evlerinden dışarı çıkılmaması gerektiğini kapılarını kilitleyip yeterli önlemler alındıktan sonra sessizce beklemelerini söylemişti. Onlardan böyle bir şeyi isteyen kasaba halkı şaşkın bir şekilde bunun "neden" gerekli olduğunu sormuşlardı. Bomer'ın cevabı ise kirlerini ortaya çıkarmamak için örttüğü beyaz kumaş gibiydi: "Bana güvenin."

Genellikle dışarılarda şen şakrak vakit geçiren bir topluluktu değillerdi belki ama yıllardır kutladıkları geleneği iptal edecek kadar önemli olan sorunu da bilmek en büyük haklarıydı. Soğuk, kar demeden yapılan bu kutlamalarda, çoğunlukla mevsimsel şartlar yüzünden evlere tıkılan halk bu gelenek sayesinde hep birlikte Güneş'i görene kadar eğlenirlerdi.

İşte tam da bu yüzden üç beş erkekten oluşan aile temsilcileri aralarından birini konuşmacı seçip Bay Bomer'la konuşmaya gitmek üzere evlerinden çıktılar.

Bu tatsız plan Bay Bomer'ın beklemediği bir konuşma olacaktı. Saatlerdir planı oldukça iyi giderken karşısına çıkacak en ufak bir aksilik planlamadığı kayıplara neden olabilirdi.

Hissetmiş olacak ki vücudu gerginlikten yerinde duramıyordu.

Evinin camından bir an olsun ayrılmıyor harekete geçeceği zamanı bekliyordu.

Kısılmış gözleri yorgunluktan kanlanmaya başlamıştı, ama günün henüz yeni başladığını bilmek onun yılmamasını sağlıyordu.

Koca salonda bir başınaydı. Karısı hala uyuyordu ve Carl kelebek vakasından sonra odasına kapanmıştı. İstediği de buydu zaten; ailesini bu işten oldukça uzak tutmak.

Birbirine kolaçan olmuş kolları yaslandığı duvardan buz gibi olmuştu. Ayakları dikilmekten uyuşmuştu. Daha başlamadan yorulmuştu. Neden bu yaşıma denk geldi ki diye düşünmeden edemedi.

O sırada baktığı şeyleri göremediğini yeni fark etti. Uzun zamandır dışarıyı izliyordu ama öylesine dalmıştı ki kasabaya sokulan sinsi sisi fark edememişti bile.

Kanatsız KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin