Didem den
-"Ya kızım, tamam tatlı çocuk yakışıklı çocuk falan da benim tipim değil."
Yav he he dedi iç sesim
Senem i arayıp durum kritiği yapıyorduk. En yakın arkadaşlar bugünler için vardı. Tabi ben ufak detayları atlayarak anlatıyor olabilirdim birazcık
-" Sen zevksizsin Didem. Önceki konuştuğun çocuktan sonra hele ki"
-"Senem o çocuk kafes dövüşçüsüydü biliyosun öyle kişilerin ne kadar hoşuma gittiğini. Ama bu çocuk egolu yılışık manyağın teki. Sırf parası var diye birazcıkta yakışıklı diye herkesi etkileyebileceğini düşünüyor. Bide bildiğin motosikleti üzerime sürdü ya delirmiş "
-" Kanka benden sana tavsiye çocuk hoş birine benziyor anlattıklarına göre senden hoşlanmış. Bir şans ver ölmezsin sürekli makarna yiye yiye makarnadan soğursun demişler.
-" Sen önceden bu kadar konuşmazdın bakıyorum da biraz geveze olmuşsun" dediğimde gülmüştük
Yaklaşık 45 dakikadır benim aşk hayatımı konuşmuştuk" Tamam tamam ben kapatıyorum sen dediklerimi iyice düşün" deyip telefonu kapattık
Saate bakıp 18.03 ü gösterdiğini gördüğümde henüz erken olduğuna karar verip yürüyüşe çıkmak için hazırlanmaya karar verdim.
Dolabıma ilerleyip kısa rahat bir şort ve ince bir tişört geçirdim üzerime. Düşünmenin en güzel yolu kulaklık, son ses müzik ve temiz havaydı bence.
Anneme haber verdikten sonra evden çıktım. Kulakligimi kulağıma takip hafif tempoyla yürümeye başladım.
Izmir in her yerin de ağaç görmeyi özlemiştim. Burda her köşe başında araba vardı. Araba egzozu kokusu, gürültüsü, kalabalığı.. Burayı hiç sevmediğimi saklama gereği duymuyordum açıkçası.
Müziğin sesini son ses açıp şehrin gürültüsünden kurtulup tempomu biraz daha arttırdım.
Kaybolmamaya dikkat ederek ara sokaklardan birine saptım.
Yalnız kesin kaybolurum çünkü yön algım o kadar berbattı ki.
Gözlerimi kapatıp koşarken onu düşünmeye başladım. Enes i..
Inandiniz dimi? Zaaa
Şaka Şaka Azraili.. Yani idolüm olan sokak dövüşçüsü. O siyah saçları, hiçkşmsede görmediğim okyanusu andıran o koyu mavi gözleri, o kasları, adonisleri, baklavaları.. Ben tehlikeliyim diye bağıran duruşu..
Bunları düşünürken birden omzuma bir el dokunduğunda irkilerek gözlerimi açıp kulakligimi çıkardım.
-" Yavrum, yolunu mu kaybettin? Buralar pek tekin yerler değil yardımcı olalım sana."
Bir bu eksikti. Gözlerimi açtığımda farkında varmadan şehrin en tenha sokaklarından birine girdiğimi gördüm düşüncelere o kadar dalmışım ki nereye gittiğimi fark etmemiştim bile. Kulakligimi cebime koyup kendini erkek sana üç kişiye dönüp baktım. Hepsi de iri yarı protein tozuyla şişirilmiş olduğu belli kaslara sahipti.
Kendimi o an kayıp balık nemo gibi hissetmiştim. Uçsuz bucaksız denizde köpekbalıkları ile cirit atan o süs balığı..
Arkalarından iki kişi daha geldiğinde beş kişi olmuşlardı. Kendilerini bu sokağın sahibi felan ilan etmişlerdi anlaşılan. Son gelenler ağızlarında sakızla şapırdatarak çiğnerken bana bakıyorlardı.
Ne tarafa kusuyorduk?
![](https://img.wattpad.com/cover/98580407-288-k52962.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KOMİK AJAN
Umorismo(TAMAMLANDI) "Insanları sinirlendirmekten zevk mi alıyorsun sen?"mizah içinde #182