-27-

1.3K 78 4
                                    

Lauren

Herşeyi berbat etmiştim. Camila'yı o sikik barmenle gördükten sonra bir sinirle o kızı öpmüştüm fakat hayatımın en büyük hatasını yapmıştım.

İki gündür Camila benimle konuşmuyordu. Ona zaman vermeye çalışıyordum hatta aşağıda koltukta bile yatıyordum fakat her gün daha kötüye gidiyordu sanki. Onunla konuşmalıydım. İki gündür olduğu gibi yine ölüm sessizliğinde yemek yiyorduk. "Camz?" Kafasını yediği yemekten kaldırdı ve bana baktı. "Efendim Lauren." Ses tonundaki soğukluğu tüm vücudumda hissetmiştim ve bu hiçte iyi hissettirmemişti.

"Konuşabilir miyiz? İki gündür benimle tek kelime konuşmuyorsun ve ben korkuyorum." Çatalı bırakıp tekrar bana baktığında uzun bir konuşma olacağını anlamıştım. "Ne konuşmamı bekliyorsun benden? O gece benim yanımdan gittin ve o kızı öptün. Bu kadar." Tamamen suçlu olduğumu bilmek herşeyi daha da zorlaştırıyordu. Fakat bunu düzeltmeliydim. "Camila sinirliydim. Sen ve Jaden'ı öyle görün-" "Jaden'dan kurtulmaya çalışıyordum seni salak! Ondan korkmuştum ve senin yanına, bana zarar veremeyeceğini düşündüğüm yere gitmek istemiştim. Fakat sen o kızı öpmekle meşguldün! O an herşey bitti benim için." Bitti derken?

"Ne demek bitti Camila?" Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı. "Seni hala seviyorum Lauren. Demek istediğim, beni yok ettin. O an seni gördüğümde asıl bana zarar veren sen oldun." Kendimi gittikçe daha kötü hissetmeye başlamıştım. Yerimden kalktım ve yanına gidip diz çöktüm. "Camz... yaptığım şeyin ne kadar salakça olduğunun farkındayım fakat ne olur bana bir şans daha ver. Seni tekrar üzmeyeceğim..." gözlerimin dolmasını  umursamayarak sadece onun gözlerine bakıyordum. "Bir daha böyle bir şey yapmayacağına söz veriyor musun?" Kafamı bir kaç kez 'evet' anlamında salladıktan sonra yüzünde beliren tebessümü gördüm.

Ve o an tekrar nefes almaya başlamıştım.

"Seni affediyorum Lauren. Ama yemin ederim tekrar böyle bir şey yap-" "Tekrarı olmayacak Camila. Söz veriyorum." Tebessümü gülümsemeye döndüğünde ayağa kalktım ve onuda kaldırarak sarıldım. Aynı evde olmamıza rağmen ona sarılmayı ve kokusunu içime çekmeyi özlemiştim. Bir süre daha ona sarıldım ve geri çekilerek alnımı alnına dayadım. "Seni çok seviyorum Camila. Ve tanrı şahidim olsun ki ölene dek seni sevmeye devam edeceğim." Gözünden akan yaşı gördüğümde elimle sildim ve hafifçe yanağını okşadım. "Bende seni seviyorum Lauren." Yaklaşarak dudağına küçük bir öpücük kondurdum ve ondan ayrıldım. "Herşey tekrar yoluna girdiyse, artık yatağıma dönebilir miyim?" Küçük bir kahkaha attı. "Bende bunu ne zaman soracaksın diye bekliyordum... Dönebilirsin." "O zaman masayı toplayalım ve yatalım ne dersin? Sana sarılıp uyumak istiyorum." Hafiften kızardığını görsemde belli etmedim ve masayı toplamaya koyuldum.

Masanın tamamen toplandığına emin olduktan sonra elini tuttum ve yukarı çıkardım. Yatağa girip onunda yanıma gelmesini bekledim. Banyodaki rutinini bitirdikten sonra yüzünde bir gülümseme ile geldi ve yatağa girer girmez bana sarıldı. "Hey! Ben sarılacaktım!" Daha sıkı sarıldı ve kafasını boynuma gömüp güldü. "Umrumda değil." Kendi kendime gülümserken saçlarına ufak bir öpücük kondurdum ve yanımdaki ışığı söndürerek gözlerimi kapattım. Sonunda huzurlu bir şekilde uyuyabilecektim.

#

Camila

Lauren ile alışveriş için AVM ye gelmiştik. Fakat girdiğimiz mağazadaki ayakkabı reyonuna takılmış olacaktı ki benim kasada parayı ödeyip çıktığımı fark etmemişti. Mağazadan çıkıp beni göremeyeceği bir yere geçtim ve çıkmasını bekledim. Birkaç dakika bekledikten sonra yüzündeki panik olmuş bir ifadeyle dışarı çıkan Lauren'ı gördüm. Gülmeye başladığımda telefonumun çaldığını fark ettim. Telefonu cebimden çıkarıp baktığımda arayanın Lauren olduğunu gördüm ve meşgule attım. Onun önceki şakalarının intikamını almanın mutluluğunu yaşarken bu tarafa baktığını fark ettim. Siktir beni görmüştü.

Hayal kırıklığıyla saklandığım yerden çıktım ve yanına gittim. "Tanrım Camz neredeydin? Seni kaybettim sandım." "Yine. Daha öncede kaybetmiştin hatırlıyor musun?" Gözlerini devirirken dudağına bir öpücük bıraktım. "İntikam almak çok zevkli bir şeymiş." Sözlerimi bitirirken arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan güldüğünü hissedebiliyordum.

AVM de yaklaşık bir buçuk saat harcadıktan sonra acıktığımı hissetmiştim. "Lauren ben acıktım bir şeyler mi yesek?" Yemek konusunu açtığım gibi kafasını telefondan kaldırıp bana bakmıştı. "Evet! Lütfen açlıktan ölmek üzereyim." Gülerek kafamı salladım ve yemek yiyebileceğimiz bir yer aramaya başladım. Sonunda bir yer bulduğumda kapılmaması için Lauren'ı da peşimden sürükleyerek hızlı adımlarla masaya gittim ve oturdum. Lauren bu hareketime gülerken arkasındaki masada oturanlara gözüm takılmıştı. Biraz daha dikkatli baktığımda oturanların Ally ve Troy olduğunu gördüm. "Aman tanrım Lauren arkandaki masada Ally ve Troy oturuyor baksana. Belli etmeden bak lütfen." "Ne?! Neredeler?" Lauren söylediğim son cümleyi neredeyse yok sayarak beni yine şaşırtmamış, birden arkasını dönüp bakmıştı.

Masanın altından ayağına tekme attığımda acıyla önüne döndü ve bana sorarcasına baktı. "İyi ki belli etme dedim. Yanlarına gitseydin bir de." Bana sırıtarak bakarken dediğim şeyi yapacağını anlamıştım. "Sakın Lauren. Konuştukları şey her ne ise baya kendilerini kaptırmış gibi duruyorlar sakın bunu böleyim deme." Dudağını büzüp arkasında yaslandığında telefonumu çıkarttım ve Daha sonra bunu konuşmak için fotoğraflarını çekmeye karar verdim. Telefonu çaktırmadan onlara doğru tuttum ve fotoğrafı çektim. Fakat flaşı kapatmayı unutmuştum.

Lanet olsun.

Ally flaşı patlatanın kim olduğunu görmek için etrafına bakarken beni gördü ve Troy'a bir şeyler söyledikten sonra  yerinden kalktı ve yüzünde bir gülümseme ile yanımıza geldi. "Mila ne yapıyorsunuz burada?" Bizi yakaladığı düşünerek kızarırken bir yandan da cevap vermeye çalışıyordum. "Bir kaç şey almaya geldik. Daha sonra bir şeyler yemek için oturalım dedik. Fakat asıl soru siz ne yapıyorsunuz?" Ally yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden, önce arkasını dönüp bize bakan Troy'a baktı ve daha sonra geri bana döndü. "Bizde dolaşmak için gelmiştik. Biri flaşı patlatınca etrafıma baktım ve sizi gördüm. Umarım her şey yolundadır?" Oturduğum yerde daha çok kızarırken yardım etmesi için Lauren'a baktım. "Evet her şey yolunda sonunda barıştık. Ayrıca kim patlattı o flaşı öyle?" Sözlerini bana bakıp bitirirken yüzünde bir sırıtışla bana göz kırptı. Ben ise ona sövmekle meşguldüm. "Bilmiyorum sanırm birileri fotoğraf çekiyordu... her neyse benim geri gitmem gerekiyor kızlar sonra görüşürüz!" Ally yerine geri dönerken Lauren kahkaha atmaya başlamıştı. "Eve bir gidelim seni geberteceğim Lauren. Bu tür şeylerde utandığımı biliyorsun." Masanın üzerinden elime uzandı ve öptü. "Biliyorum sevgilim. Sadece seninle uğraşmak çok hoşuma gidiyor."

Cevap vermeden önümdeki menüye baktım. "Ne yiyeceksen seç hadi. Bir an önce eve gidip seni öldürmek istiyorum." Son kez güldükten sonra önündeki menüye baktı. Karar verdikten sonra garsonu çağırıp siparişleri verdi.

Siparişlerin gelmesini beklerken düşüncelerimin beni ele geçirmesine izin vermiş karşımda oturan şahesere bakıyordum. Evet, Lauren benim için tam olarak bir şaheserdi. Resmen özenle tasarlanmış gibiydi. Annesini bir ara mutlaka tebrik etmem gerekiyordu. "Camz?" "Efendim?" "Yaklaşık beş dakikadır bana bakıyorsun. Yüzümde bir şey mi var?" "Ah evet. Yeşilin her tonuna bürünebilen gözlerin, mükemmel burnun ve sonsuza kadar bıkmadan öpebileceğim harika dudakların var." "Bir şey yok daldım sanırım." Anlarcasına kafasını salladıktan sonra tekrar telefonuna dönmüştü ve bende bunu fırsat bilip tekrar yüzünü incelemeye devam etmiştim. Düşündükçe onun bana gönderilen bir hediye olduğuna daha çok emin oluyordum.

Düşüncelerimde kaybolurken garsonun siparişleri önümüze koymasıyla irkilmiştim. Güzel düşüncelerimi böldüğü için garsona sövmek üzereyken yemeği görünce açlığım daha ağır basmıştı. "Camz akşam evde film izleyelim mi ne dersin?" Yemeğimi yerken bir yandan da onayladığıma dair acayip bir ses çıkartmıştım. "Bunu 'evet' olarak kabul ediyorum o zaman." Gülerek sözlerini bitirdiğinde ne film izleyeceğimizi söylemediğini fark etmiştim. Fakat şu an yemeğimden başka bir şeye odaklanamadığım için konusunu dahi açmak istememiştim. Umarım bahsettiği film korku filmi değildir. Korku filminden nefret ettiğimi biliyordu değil mi? Bunu bana yapmazdı. Bu konunun üstüne daha fazla düşünmeyi bırakarak yemeğimi yemeye devam ettim ve sormak yerine filmin sürpriz olarak kalmasına karar verdim.

#Hi! Bölüm biraz geç geldi üzgünüm. Umarım beğenmişsinizdir pek içime sinen bir bölüm olmadı yine. Herneyse, hikayem hakkında bana güzel şeyler yazan herkese teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın!"

I'll Be Good (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin