-9-

2.1K 93 6
                                    

Demek sabah Camila'nın bahsettiği çocuk buydu. Sevmemekte haklıymışım tipe bak. Bize doğru yaklaştığında içimde oluşan istemsiz bir sinir hissettim. "Hey! Naber Camz!" Camz? Ona Camz dendiğini nerden biliyordu? Camila'ya yaklaştı ve sarıldı. Kesinlikle dostça bi sarılma değildi. Ellerini sevgilimin kalçalarından çekmezse o elleri birazdan alıp, başka bir yerlerine tıkacaktım. "Hey, Shawn. Ne tesadüf bizde Lauren ile yürüyüşe çıkmıştık." Eliyle beni gösterdiğinde bana döndü ve vücudumu baştan aşağı süzdü. O an şort giydiğime küfür etmiştim. Birde yetmezmiş gibi bana göz kırpmaya çalışıyordu. "Gözüne birşey mi kaçtı?" Suratı biraz da olsa düşmüştü. Fakat ben daha yeni başlıyordum. "Yok ben iyiyim. Memnun oldum Lauren güzel kızmışsın doğrusu." Camila'ya doğru baktığımda gülüyordu fakat aynı zamanda dişlerini sıkıyordu.

Kıskanması hoşuma gitmişti fakat şu durumda, Shawn'ın bana asılmaya çalışması miğdemi bulandırıyordu. "Teşekkür ederim." Sinsi bir şekilde güldükten sonra tekrar Camila'ya döndü. "Eee Camz. Yürüyüşten sonra birşeyler içmeye ne dersin?" Camila bana baktıktan sonra hafifçe gülümseyerek cevap verdi. "Üzgünüm Shawn ama sevgilimle planlarım var." 'Sevgilim' kelimesini vurgulayarak söylemişti. Artık yenilgisini kabul edip gider derken gerizekalı olduğunu bir kez daha anladım. "Hadi ama sevgilin olduğunu biliyorum fakat nereden bilecek ki?" Resmen 'Beni döv' diyordu. "Asılnda biliyor. Hatta gayet kendi kulaklarıyla duydu." Dediğime şaşırmış olsa da belli etmemeye çalışıyordu. "Demek Camz'in sevgilisi sensin. Üzgünüm bilmiyordum." En azından özür diledi. "Evet fark ettim. Ayrıca Camz'e bir daha benim seslendiğim şekilde seslenirsen sorunlarımız olabilir. Bunu istemezsin değilmi?" Sözlerimi tamamlarken, elimle hafifçe yanağına vurdum. Korkmuş bir şekide güldü. "Şey benim gitmem gerekiyor. Görüşürüz Camila...ve Lauren." Hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladığında kendi kendime bir kahkaha attım.

"Vay be. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Sanırım bir daha benimle görüşmeyecek." "Tabiki görüşmeyecek. Ayrıca Camz'i nereden biliyor?" Ellerimi göğüsümde birleştirerek cevap vermesini bekledim. "Bilmem. Belkide sen beni evime bırakırken bizi izliyordu ha?" Bizi izlemiş olduğu düşüncesiyle dehşete düştüm. "Tanrım eğer öyle birşey yaptıysa-" "Şaka yapıyorum Lauren. Hadi gidelim." Birşey diyemeden elini elime kenetlemişti. Tekrar normal durumumuza geri dönmüş yürümeye devam ediyorduk.

#

Yalvararak bir yerde durup dinlenmemizi söylemiştim çünkü bacaklarım artık işe yaramıyordu. "Sabret Lauren şurada park var." Dayanamayacağımı düşünüp durdum. Yüzünde bir gülümsemeyle döndüğünde beni hareket ettirmek adına bir teklif sunacağını anladım. "Hadi seninle yarış yapalım. Kim daha önce parka varırsa diğeri ona kafede yiyeceği şeyleri ısmarlamış olacak. Ne dersin?" Oyunun iyi oynuyordu. Ona birşeyler ısmarlamak hoşuma giderdi fakat kaybetmiş olacaktım. Kaybetmeyi sevmiyordum. Kazanmalıydım. Umarım bacaklarımda benimle aynı fikirde olurdu. "Tamam kaybetmeye hazır ol." Kabul ettiğime şaşırmış olacaktı ki bir an birşey diyememişti. "Hazırm." "Wow daha önce kaybetmeye hazır olan biri görmemiştim." Diye dalga geçtiğimde güldü. "Hayır yarışa hazırım seni aptal." Gülerek kafamı salladım ve önüme döndüm.

"Üç deyince başlıyoruz. Bir...İki...Üç!" Yarışa başladığımızda Camila önümdeydi. Geçmeye çalışıyordum fakat lanet olsun hızlıydı. Depar atıp ona yetiştiğimde bileğimde bir acı hissederek yere düştüm. "Siktir. Ah! Lanet olsun" Camila yanıma koşup yere eğildiğinde bileğime bakamıyordum. Yere uzanmış yüzümü ellerimin arasına almış, acının geçmesini bekliyordum. "Lanet olsun Lauren. Ambulans çağıracağım sakın kıpırdama." " Çok mu kötü burkmuşum?" Ellerimi yüzümden çekti. "Keşke burkmuş olsan. Bileğini kırmışsın Lauren" "Ne demek kırmışım?" Beni doğrultup ayağımı gösterdi. "Aman tanrım!" Acıdan ağlamaya başladığımda yanıma oturdu ve sarıldı. "Hey tamam geçecek bak ben burdayım elimi tutabilirsin." Tutmam için elini uzattığında gözümden düşen yaşı sildim ve elini tutum. "Lauren bana telefonunu ver." "Ne- neden?" "Aileni aramam gerekiyor haber vermeliyiz." Aklıma annemin ne kadar panik yapacağı geldiğinde bir an telefonumu vermekte tereddüt ettim. Fakat Camila bana ısrarcı bir şekilde bakınca pes ettim ve cebimden çıkartarak ona uzattım. "Tamam ben arayıp haber vereyim. Sen iyi misin?" "Bileğime bakarsak iyi değilim fakat acısı biraz daha geçti dayanabilirim en azından." Yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra ayağa kalktı. Tam annemi arayacağı sırada benim telefonum çalmıştı. "Kim arıyor?" Gülümserken bana döndü ve cevap verdi. "Sanırım reberinde annenin numarasını aramama gerek kalmadı." Telefonu açıp annemle konuşmaya başladığında bana ne kadar kızacağını düşünmeye başladım. Bir sürü şey söyleyecekti. Sanırım şimdiden kendimi hazırlamalıydım.



I'll Be Good (Camren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin