-14-

194 14 0
                                    

24.05.2016
Saat: 23.07

     Sevgili Günlük,
Dün de dediğim gibi bugün yandaki yeni taşınan kişilere yardıma ihtiyacınız var mı diye sormaya gittim. Yani Burak'ı seviyor olabilirim ama yani bugün gittiğimde kapıyı olağanüstü bir insan açtı. Birden filmlerde olduğu gibi bir rüzgar esti sanki çocuğun saçları rüzgardan hareket etmeye başlamış gidiydi. Kısaca çok yakışıklıydı yani. Söze merhaba diyerek girdim...

"Merhaba"

-Merhaba, buyurun.

-Ben yan evden geliyorum, dün taşındığınızı gördüm bugün de gelip bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormaya gelmiştim. Ha bu arada ben Meriç.

-Teşekkür ederim Meriç ama sağol şuanlık bir şeye ihtiyacım yok. Eğer olursa adresini biliyorum zaten. Ayrıca bu arada ben de Metehan.

Neyseki bir şeye ihtiyacı yokmuş. Ama yani olabilirdi de yani. Neyse sonra eve geldim yeni komşuma yeni ev hediyesi olarak tatlı götürebilirdim. Tabiki de kendim yapmicaktım bi tatlı sipariş ettim aradan on dakika geçti. Tatlıyı paketinden çıkarıp tabağa koydum. Yani birazını kendime ayırdım, belki birazda parmaklamış olabilirim elimde değil tatlı görünce dayanamıyorum.
##################

-Merhaba. Tekrar ben. Az önceki gelen kız Meriç.

-Biliyorum Meriç. Hafızam iyidir. Özellikle senin gibi güzel insanları hatırlama konusunda. Dinliyorum ?

Oha yani şimdi oldu mu bu neyse ya o kadar da şey yapmayalım. Sonuçta Burak var benim hayatımda. Metehan sadece yakışıklı olağanüstü ve bir insan olamicak gibi bir şey yani abartmaya gerek yok.

-Aslında ben tatlı yapmıştım bugün. Eve gidince aklıma geldi bende getiriyim dedim yeni ev hediyesi olarak. Çok bir şey değil ama yinede hediye hediyedir.

-Az önce Dünya Tatlıcıları'ndan bi motorun geçtiğini görmüştüm sanırım yanlış gördüm he ne dersin ?

-Yani tamam ben yapmamış olabilirim ama tatlı tatlıdır ha ben yapmışım ha Dünya Tatlıcıları aşçıları yapmış farketmez.

-Teşekkür ederim. Tatlı için.

-Rica ederim. Neyse artık ben gidiyim. Görüşürüz.

-Görüşürüz Meriç.

Böyle işte. Sonra eve geldiğimde Burak'ı aradım. Canım sıkıldı dışarı çıkma kararı aldım. Burak'la buluşucaktık. Hazırlanıp çıktım. Buluştuktan sonra konuştuk bi yere oturup. O da tam buluşmak için beni aricakmış. Kalp kalbe karşıdır derler. Bana bi sürprizi varmış. Öyle dedi. Sonra beni bi restoranta götürdü. Çok güzel görünüyordu dışarıdan. İçeri girdiğimizde anlık bi ani şaşırma şoku geçirmiş olabilirim. Heryer özel olarak hazırlanmıştı. Yerlerde mumlar, güller vardı. Ortada sadece bir tane masa vardı. Üstü özenle süslenmiş. Harikulada bir masa. Ve kemanlar, hayal gibiydi. Ta ki üstümde kot pantalon olduğunu fark eden kadar. En azından bana bir elbise giy diyebilirdi ya da daha klasik özel bişeyler bu halde beni böyle bir yere sokması hiç hoş değildi. Neyse bu pekte umrumda değildi. Çünkü zaten her şey çok güzeldi. Rüya gibi. Masaya oturduk. Söze girdi. Beni ne kadar çok sevdiğinden başladı, bugüne kadar yaşadığımız her şeyi anlattı kendi görüşünden. Bir kitap gibiydi yaşadıklarımız. Her zaman dizilerde yaşanan olayları çok garip bulurdum, bu insanların normal olarak geçirdiği bir gün bile yok mu acaba derdim her gün başka bir entrika yaşıyorlar. Şimdi farkettim ki benim hayatımda dizilerdekine dönmüş. Dönüp bakıyorum da benim normal bi günüm yokmuymuş acaba, her gün başka bir entrika yaşamışım. Kısacası hayatlara mana vermemek gerekiyormuş onu öğrendim bugün.
#########

Öyle güzel konuşuyordu ki saatlerce hatta ve hatta günlerce oturup onu dinleyebilirim. Aynı şeyleri, sürekli aynı cümleyi tekrarlasa ve bunun farkında olmasa onu uyarmam, onu düzeltmem o kadar güzel olur ki çünkü. Yemek falan yedik. Sonra da eve geldik. Aynı evde kaldığımızı bi an unutmuştum. Şimdi uyuyodur heralde odasında. Ben de artık yatsam iyi olur yarın bavul falan hazırlamam gerek bildiğin üzere pazartesi bir yolculuğumuz var. Burak'la benim, ikimizin, bizim. Ne kadar güzel değil mi ? Biz. Onunla ben değil, biz. Bir bütün gibi. İki ayrı insan değilde iki ayrı beden bir bütün. İyi geceler günlüğüm.

Günlük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin