Beklenen büyük gün. İşte bugün Burak'la beraber ilk ülke seyahetimizi yapıcaz. Beraber. Sabah erkenden yani 3 sularında kalktım. Kahvaltı hazırladım. Burak'ın odasına girdim. Mışıl mışıl uyuyordu. Öyle güzeldi ki. Ya biliyorum bu cümleyi çok kullanıyorum ama kullanılmicak gibi de değil ki. Öyle seviyorum ki onu, bu onu her yönüyle güzel gösteriyor bana.
Kirpiklerine baktım. Güzel kirpiklerine. Her nefes alış verişinde hareket ediyormuş gibi oluyorlardı.
Yanakları. O hafif pembeye bürünmüş yanakları. Saatlerce öpebilirim o yanakları.
Saçları, o güzel saçları. Yumuşak saçları. Dağılmıştı, düzensiz ve birbirine karışmış saçlar. Ah o saçlar. Günlerce okşayabilirim o saçları.
Kaşları. Siyaha yakın tonda ki güzel kaşları. Göz alıcı ve düzenliydi.
Ve gözlerim göğsüne gitti. O göğüs içindeki kalp. Ne kadar hoş bir kalp. Kırılgan ve yaşanabilecek bir kalp. İçine saklanabileceğim bir kalp. Yıllar boyu yaşayabilirim o kalpte.#########
Yanağına bir öpücük kondurdum. Hafif ve masumca bir öpücük. Uyanır gibi oldu. Sonra seslendim. "Burak". Göz kapaklarını yavaşça açtı. Bana doğru baktı. Hafif bir gülüş attı. Ne güzel bir tebessüm. Oturup izlenir. "Günaydın" dedi. "Uyanma vakti sevgilim." dedim. Elimi tuttu.
-Ne güzel bir sabah. Seninle olan her sabah, seninle uyandığım her sabah benim için ne güzel bir sabah.
###############
Aşağıya indim. Masaya oturdum. Burak hazırlanıp geldi yanıma. "Günaydın" dedi tekrardan. Elimi tuttu ve hafif bir öpücük kondurdu yanağıma. "Günaydın" dedim tekrardan. Güldüm ona bakarak. (Bırakmicam o elleri. Bakmam lazım her gün o gözlere. Yoksa tutunamam hayatın bize uzattığı ipe. Yoksa düşerim o dağdan. Çıkamam bayırları onsuz. Yaşayamam ben o olmadan. Babam bana her zaman bir şey hakkında büyük konuşmayın derdi. Ama ben şuanda büyük konuşuyorum ve sonu benim dediğim gibi olucak. Burak beni bırakmicak, ben de Burak'ı bırakmicam. Onsuz bir günüm geçmicek.)
########
Hemen bavulları alıp çıktık. Kampüse geldik. Herkes toplanmıştı. Hemen havaalanına gittik. Yarım saat civarında bekledik. Uçağa bindik. Burak'la beraber cam kenarına geçtik. Ve işte o an uçak havalanmaya başladı. Elimi tuttu. (Her elimi tutuşunda ilk defasında olduğu gibi heyecanlanıyorum.)
Uyuya kalmışım. Burak beni varmaya 20 dakika kala uyandırdı. Bir kahve istedi benim için. Uyandığımda bir koku aldım. Çok güzel kokuyordu. Sonra farkettim ki koku Burak'tan geliyor. Onu kokladığımdan değil ama omzuna yaklaştım ve kokunun kaynağını buldum. Neyse. İnene kadar elimi tuttu. Açıkçası bundan şikayetçi olduğum söylenemez. Memnunum hatta.
Vardık Paris'e. Her yeri ayrı güzeldi. Her baktığım yer ayrı bir güzellik barındırıyordu. Otele geldik. Burak'la odalarımız yan yanaydı. Açıkçası bu gezideki diğer insanlar pekte umrumda değil ama işte topluca gezi olucaktı ilk önce. Birinci durak, Eyfel Kulesi. O alan bile güzel. Çevresinde bir sürü fotoğraf çekilen insan. Yakınlarda lavabo vardı. Gidip saçımı falan düzelttim. Tam Burak'ın yanına gidiyordum ki birden bir çocukla karşılaştım. Metehan.Dünya küçük derler. Yani yine yakışıklıydı. Tamam tamam neyse konuya dönelim. Uzaklaşmicam konudan.
- Meriç ? Dünya küçük derlerdi de inanmazdım.
- Aynen. Ne işin var burda ? (Güldüm sebepsizce. Niye güldüm ki ya çok saçmaydı. Neyse.)
- Kampüste Paris gezisi varmış. Ben de geliyim dedim. Yani pek ülke dışına çıkamıyorum, okul falan o yüzden. Senin ne işin var burda ?
Oha dedim içimden. Nasıl yani ? Şimdi bizim kampüse mi gidiyordu Metehan ? Ee ben niye fark edemedim bunu ya.
- Kampüs gezisi.
- Nasıl ya ? Şimdi aynı kampüse mi gidiyoruz ?
Kampüsün adını falan sordu ve doğruladık. Kesinlikle aynı kampüse gidiyorduk.
- Neyse benim Burak'ın yanına dönmem lazım. Sonra görüşürüz.
- Burak da mı burda ? Tabi Burak. Neyse tamam sonra görüşürüz.
Sanki Burak'ın burda olduğunu duyunca üzülmüş gibi oldu. Ama ben öyle anlamışımdır herhalde. Neyse ya devam ediyim. İşte bütün gün okul grubuyla gezdik. Arada sırada yine Metehan'ı gördüm ama o beni görmedi sanırım. Sonra otele geldik ve şimdi çok ama çok yorgunum uyumam lazım. Yarına da enerjim olsun değil mi ? İyi geceler sevgili günlüğüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günlük
Chick-LitBir genç kızın intiharından sonra odasında çıkan bir günlüğün ablası tarafından bulunması ve günlük içerisinde yazanların intihar sebebini de ortaya çıkarması.