8. Bölüm : Gökyüzü

40 4 0
                                    

Zifiri karanlığın arasında koridordaki mahsenlerin arasından geçerken Mahsenlerden birinden bir ses yankılandı ; Kim var orada ? Beni öldürmeye mi geldiniz diyordu. Bu sesi duyar duymaz matt olduğunu anladım. Mahsenin girişine doğru yönelerek ;

-Matt benim Marcus. Seni kurtarmaya geldim.

-Tanrıya şükürler olsun ki burdasın. Burdan çıkmam lazım. Yalvarırım çıkar beni buradan

- Sen hiç merak etme. Tanrınında yardımıyla burdan kurtulacağız. Sadece sessiz ol ve kapıyı açmamı bekle.

Bu sözlerim onu biraz olsun yatıştırmıştı. Fedaiden aldığım anahtarları teker teker deniyordum bir yandan gürültüye uyanan fedailer merdivenleri inerek koridora doğru yaklaşıyorlardı. Hızlı olmalıydım. Son anahtarla kapıyı açmaya başardım. Fedailerin gelmesi an meselesiydi. Matt’i içerden çıkararak duvarın arkasına gizlendik. Fedailer yanımızdan geçerek en arkadaki mahsene doğru ilerlemeye başladılar. Bizde hemen yola devam etmeye başladık. Çok geçmeden, öldürdüğüm fedaiyi görmeleriyle beraber siren sesleri çalınmaya başladı. Acele etmeliydik... Merdivenleri hızlıca çıkarak çıkış kapısına doğru yöneldik. Bir gurup fedainin sağ tarafımızdan ellerinde silahla deli gibi bizi aradığını gördük. Biraz bekleyerek kapıya yöneldim. O altın rengi şifreli demir kapı içeriden oldukça rahat açılıyordu. Kapıyı açar açmaz matt’le birlikte koşmaya başladık uzunca bir koridor boyunca ciğerlerimiz koşmaktan sökülene kadar koşmaya devam ettik. Karanlık içinden merdivenleri çıkarak o dev kayalığa ulaştık. Kayalığı içerden kendine doğru çekerek açmak gerçekten çok güçtü ve bunu tek başıma yapamazdım. Matt’le ayaklarımızı arkaya atarak omuzlarımızdan güç alarak kayayı kendimize doğru çekmeye başladık. Kapı hafifçe açılır gibi oldu, gücümüzü arttırarak iyice çekiyorduk. Arkadan yaklaşan fedailerin sesleri geliyordu. Silahlarıyla rastgele ateş ediyorlardı. Bütün gücümüzü kullanarak son bir kuvvet çekmeye başladık ve kayalık biraz daha açıldı. Hemen arasından geçerek hızlıca koşmaya başladık. Hızımızı iyice arttırarak çok geçmeden gözden kaybolduk. Yorgunluktan bitap düşüp yere yığılmıştım. Aklımda ise tek bir şey vardı. Hemen eve gidip Babamla yüzleşmeliydim ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 31, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dorak ÜlkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin