Merhaba fıstıklar :) 2. bölümü hıphızlı bir şekilde yazdım ve burdayım.Hatta 4. bölümün yarısı hazır bile diyebilirim.Allahım bu çalışma şevkim nedir böyle???? :D Neyse neyse, hemen yükleyip kaçıyorum, malum Ygs çalışmaları başladı..Öpüldünüz..
Multimedia'daki şarkı dans ettikleri şarkı..Ve işte karşınızda Burak ve Eylül..
"Vay canına, ortam çok güzelmiş." dedim hayranlıkla.Parti Burak'ın evindeydi ve atmosfer inanılmaz güzeldi. Asla alışık olmadığım şeyler beni şaşırtıyordu sanırım.
"Tabi güzel olacak.Benim partim çünkü." dedi kasılarak.İç sesim 'Ay götüm.' derken kıkırdadım ve partiye ilk adımımı attım.Bir anda herkes bana bakıyormuş gibi hissetsem de Burak'ın koluma girmesiyle rahatladım. Bu sefer herkes sahiden de bize bakmaya başladı.Ah, tabi ya! Popi çocuk yeni gelen kızı partiye getirdi.. Kendimden ve ortamdan birkaç saniyeliğine hoşlanmadım ama gülü istiyorsak biraz dikenler batabilir artık.
İnsanlara sahte gülücükler atıyorum ve arkadaşlarımın yanına geçiyorum.Hale lacivert saten bir elbise içinde süper gözüküyor, Tuğçe ise kırmızı elbisesiyle ortalığı yıkıyordu resmen.Onların ihtişamını görünce bu kadar sade bir elbise giydiğim için yüzüm asıldı. Of Meltem ya.. Önerisi alınmayacaklar listesi +1sin şu an bebişim.
"Hoşgeldin Eylül." diyerek yanağımdan öpen çocuklar beni tekrardan sıcak karşıladı.Sonunda benimde bir arkadaş grubum vaaaar! Tuna'ya bunları göstersem açık kalırdı.
Naughty Boy - La La La çalmaya başlayınca herkes dans etmeye başladı, ben de kaçmak için bara yöneldim.Barmen gözlerine çektiği siyah kalemle tam bir Barış Akarsu özentisine benziyordu. Sahi ya bu barmenler niye böyle?
Dikkatimi içkilere verip hangisini seçeceğime karar vermeye çalışıyordum."Ne vereyim sana ufaklık?" diye bir ses gelince gözlerimi devirdim. Ufaklıkmış..
"Vişne-Votka istiyorum." dedim ve ona en en en yapmacık gülümsememi yolladım. O ise alaycı bir şekilde gülmekle yetindi. İçkiyi hazırlarken gözleri arkamda bir noktaya sabitlenince arkamı dönüp baktım.
Tesadüfler iğrençtir. Çünkü o anda en görmek istemediğiniz kişiyle karşılaşırsınız ve bunun geri dönüşü yoktur. Evet, karşımda Tuna Atay..
"Ne işin var senin burada, Eylül?" diyor küçümsercesine. Gözlerimi mavilerine dikiyorum, ağzımı açamıyorum bile. Açsam ne diyeceğim ki? Ah, Tuna neden her yerde sen varsın?
"Bir sorun mu var?" diyor belime dolanan elin sahibi. Burak.. Kahramanım. Şaka şaka. Sen nereden çıktın yahu?
"Sen de kimsin?" diyor Tuna kaşlarını kaldırarak. Evet harbi kimsin Burak?
Değişimime o bile inanamıyor. Haklı, daha ben inanmadım. Uzun bir sessizlik oluyor, sonra kafamı Burak'a çeviriyorum.O da bana dönüyor, gülümsüyor ve ta-taamm o güzel gamzeleri ortaya çıkıyor. Bu da güzel çocuk he."Burak ben. Eylül'ün erkek arkadaşıyım." diyor bir anda. NE?
Şok oluyorum, ağzım açık ona bakıyorum sonra toparlanıp Tuna'ya dönüyorum. O da benden farklı değil. Sonra elini uzatıyor, "Ben de Tuna." diyor. Burak her zamanki nezaketiyle memnun olduğunu söylüyor ve oradan ayrılıyoruz. Bişi sorcam neden erkek arkadaşıyım dedin ki kanki? Neyse boşverin Tuna göt oldu.Her yerde kendini hatırlatmak zorunda mısın bana Tuna?
Bazen sana çok 'Git başımdan, seni seviyorum' demek istiyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER.
RomanceKalbim minicikken bile senin için çarpıyordu Tuna..Ben senin hiç fark etmediğin gölgendim.Hep takip ettim, hep izledim ama sen hiç dönüp bakmadın.. ***** "Başka kimse olmayacak!" diyordu mavileri sinirden kararmış olan genç adam. Kız ise inatla ona...