Sınav zamanlarında boş vakit buldukça bir şeyler yazmaya çalıştım, ben beğenmedim bölümü ama.. :( İlham perilerim kaçtı yeaa :'( Neyse neyse size iyi okumalar. Ben gidip biraz ilham çağırayım :**
Multimedya Eylül ve Hande. Şarkı kalp ben.
Partiden sonra araya hafta sonu girdiği için Burakla hiç görüşmemiştik. Normal olarak o da beni aramamıştı. Bomboş bir hafta sonu geçirdikten sonra pazar akşamı okul için hazırlanmaya başlamıştım.
Ne zaman okula ara versem döndüğüm ilk gün saçma salak bir heyecana kapılıyorum. Yani 11 yıldır okuyorum ama hala ilk gün heyecanı yapıyorum. Ne salak bir bünyem var benim yahu.
Sabah olduğunda erkenden kalkıp hazırlanmaya başladım. Dar bir kırmızı kazağın altına mini bir kot etek giyip uzun çizmelerimi ayağıma geçirdim. Aynanın karşısına geçip makyajımı da yaptıktan sonra çantamı alıp sessizce evden çıktım. Bugün fazla erken çıktığım için kimse kahvaltı masasında yoktu bu da benim işime gelmişti. Dışarıda bir yerde yerdim nasıl olsa.
Takside telefonum titreşmeye başlayınca kimin aradığına baktım.Tuğçe. Bu saatte?"Alo Tuğçe."
"Günaydın Eylülcüm. Çocuklarla kahvaltıya gidiyoruz, sen de gelsene." deyince aklıma direk Burakla aramda olan gerginlik geldi.Eğer gidersem daha kötü olacaktı her şey. Bu seferlik es geçebilirdim.
"Daha yeni uyandım, şimdi bizimkiler de kahvaltıya bekliyor. Kusura bakmayın canım başka zaman artık." dediğimde telefonun öbür ucundan fısıltılar duydum. Birden onun sesini duyunca ne olduğunu anladım.
"Günaydın." diyen Burak kızların planını yeterince açıklamıştı bu ses tonuyla.
"Günaydın." diye cevap verdiğimde uzunca bir sessizlik oldu.
"Kızlar seni kahvaltıya çağırıyor.Onları kırma lütfen."
"Sen çağırmıyorsun yani?" diye sorduğumda ağzımdan çıkanın farkına yeni vardım ve boşboğazlığıma küfrettim.
"Öyle bir şey demedim Eylül." dedi biraz daha sert bir tonda.
"İyi, neredesiniz?" diye sorduğumda adresi verip kapattı.Lanet olsun, aramızın bozuk olması çok berbat bir durum.
Taksiye söyledikleri adresi verince dönüp başka bir yola saptı ve 5 dakika içinde orada olmamı sağladı.Parayı ödeyip arabadan inince el sallayan Hale'yi görüp masaya doğru ilerledim.
"Günaydın." diyen çocuklara selam verip Burak'ın yanına çektikleri sandalyeye oturdum. Bunu kasten yapıyorlardı.Ben oturur oturmaz Rüzgârın telefonu çalmaya başladı. Bunu beklermiş gibi çabucak açtı.
"Nerdesin abicim?" dediğinde Hale ve Tuğçe merakla nerede olduğunu sordular. Rüzgâr telefonu kapatıp "Doğu bizi okulda bekliyor, acil olduğunu söyledi.Hadi kızlar." deyince Hale ve Tuğçe ayaklandı."Ne olmuş?" diye soran Burak'a "Sen Eylül'le kal.Kahvaltı bitince gelirsiniz." dedi Hale.
"Çok inandırıcısınız." diye homurdandım. Ben zaten baştan beri burada bir dümen döndüğünü anlamıştım. Plan bizi yalnız bırakmakmış yani.
Çocuklar kalktıktan sonra sessizce yemeğimi yemeye devam ettim.Burak da kafasını hiç tabağından kaldırmamıştı.Sonunda dayanamayıp sessizliği bozdum.
"Benimle konuşman için özür mü dilemem gerekiyor?"
"Özür falan beklemiyorum senden Eylül." deyince sinirlerim zıpladı.
"O zaman bana yokmuşum gibi davranmayı kes." diye alçak bir sesle bağırdım.
"Kendimi suçlu hissediyorum tamam mı?" deyince gözlerimi merakla ona diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER.
RomanceKalbim minicikken bile senin için çarpıyordu Tuna..Ben senin hiç fark etmediğin gölgendim.Hep takip ettim, hep izledim ama sen hiç dönüp bakmadın.. ***** "Başka kimse olmayacak!" diyordu mavileri sinirden kararmış olan genç adam. Kız ise inatla ona...