Merhabalar, uzun bir ara oldu. Herkesten özür diliyorum. Aranın ve yazamayışımın nedeni 12. sınıf öğrencisi olmam. Gerçekten çok zor ve yoğun tempolu bir hayatım var.
Siz her gün 300 soru çözmeye çalışmak nedir bilir misiniz? Bence bilmeyin.
Hayattan tek beklentim şu senenin bitmesi ve istediğim yeri kazanmam. Umarım bütün ygs-lys öğrencileri istedikleri yerleri kazanır.
Bölüm adına konuşmam gerekirse çoğunuz geçen bölümü bir daha açıp bakmak zorunda kalacaksınız sanırım. Ve beklentinizi yüksek tutmayın, çok beğenerek yazdığım bi bölüm olmadı. Keyifli okumalar.Sizi seviyorum..
Multimedia Ertuğrul.
****Gözyaşlarım usul usul akarken yürümeye devam ediyordum. Tuna da arkamdan gelmeye ve beni ikna etmeye çalışmaya devam ediyordu. Ama umrumda değildi, gerçekten yorulmuştum artık. Bana ruhsal olarak verdiği zararlar yetmezmiş gibi bir de fiziksel olarak zarar görüyordum. Onun yüzünden.
"Eylül, nereye gidiyoruz?"
Ben elimle gözlerimi sertçe silerken saçma sapan sorularına devam ediyordu. Cevap bile vermemiştim.
"İyi, cevap verme." deyince yan gözle ona baktım. Bir an beni umursamayıp geri dönecek sanmıştım ama o hala yürümeye devam ediyordu.
"Biliyor musun? Seninle hiç oturup iki çift laf edemedik. Oysa Melek Teyze hep abi kardeş gibi olacağımızı söylerdi."
Hıhı aynen. Evet, abi kardeş. Aynen Tuna.
"Ama ben senin hayatını kıskandım." demesiyle olduğum yerde durup ona baktım.
"Evet kıskandım." dedi ellerini pes ediyorum dermiş gibi havaya kaldırarak."Çünkü benim beni seven bir ailem yok. Bir ailem bile yoktu ki, beni sevsin!"
"Bu benim suçum değildi." dediğimde sesim ağlamaktan değişmişti.
"Biliyorum."
"Bana çok iyi davranıyormuşsun gibi bir de karşıma geçip seninle iki çift laf edemedik deme! Ah tabi, bunun da suçlusu benim dimi? Hayatında ters giden ne varsa hepsi benim yüzümden!"
Birden bağırmaya başladığım için şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. Ben merakla ne diyeceğini beklerken eliyle kolumu tutup,
"Eve gidelim." dedi. Aptal bir tartışmadan bile kaçıyordu. Kolumu çekince tuttuğu kolumu bırakıp kaşlarını kaldırdı.
"Beni yalnız bırak." dedim buz gibi bir sesle. Dünyanın en saçma şeyini söylüyormuşum gibi yüzüme baktı ve beklemediğim bir anda arkasını dönüp ters yönde yürümeye başladı.
"Sen bilirsin, Eylül."
Ne yalan söyleyeyim, hiç şaşırtmadın beni Tuna.
Ancak senin gibi birinden beklenirdi bu. The Oscar goes to Tuna.
Bir süre olduğum yerde durduktan sonra yürümeye devam ettim ve elimdeki telefondan rehbere girdim. Burak'ın numarasını buldum ve elim havada ikilemde kaldım.
Aramam ne kadar doğruydu ki?
Vazgeçip B harfine geldim ve sevgili barmenimi aradım. Evet barmen diye kaydetmiştim.Başka kim anlardı ki derdimi?
"Esmercim? Naber?" deyince ağlamaya başladım. Tunanın yanında kendimi o kadar tutmuşum ki karşısında kendim olabildiğim adamın sesini duyunca bütün duygularım alt üst oldu.
"İyi misin sen?" deyince burnumu çekip ağlamayı kestim.
"İyiyim, nerdesin?" dediğimde sesim hiç de iyiymişim gibi çıkmamıştı. Zaten iyi miydim ki allah aşkına? Az önce kafam klozete sokulup çıkartıldı yani en fazla ne kadar iyi olabilirim?
"İzinliyim, evdeyim. Nerede olduğunu söyle gelip alayım." dedi. Adresi verip beklemeye başladığımda elimdeki telefonun titremesiyle olduğum yerde sıçradım.
Batı arıyordu. Oysaki tamamen aklımdan çıkmıştı onun merak edeceği. Şuanda sinirden kıpkırmızı olmuş yüzünü gözümün önüne getirebiliyordum. Benim için ne kadar telaşlanabileceğinin farkındaydım. Ama açmadım. Varsın, beni yalnız bıraktığı için Tunaya kızsındı. İntikamımı böyle alsındı.
Gürültülü bir motor sesi duyunca oturduğum kaldırımdan kalktım, siyah araba önümde durduğunda hemen kapısını açıp yolcu koltuğuna tünedim.
"Ne işin var bu saatte burada? Neler oluyor Esmer?" diyen telaşlı Mehmet'e dönüp yüzümü buruşturdum.
"Evde anlatsam?" Kaşlarını çatıp yola odaklanınca üstelemeyeceğini anladım ve kafamı cama yaslayıp dışarıya bakmaya başladım.Olmuyor işte Tuna. Hala canım yanıyor.
Aşktan çok acıyı hissettiğim bir akşamdan daha merhaba adına şiirler yazdığım adam.
Bu yamalarla kaplı aptal kalp hala senin için. Burada görmediğin, görmek istemediğin bir kadın var. Senin için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER.
RomantizmKalbim minicikken bile senin için çarpıyordu Tuna..Ben senin hiç fark etmediğin gölgendim.Hep takip ettim, hep izledim ama sen hiç dönüp bakmadın.. ***** "Başka kimse olmayacak!" diyordu mavileri sinirden kararmış olan genç adam. Kız ise inatla ona...