27.bölüm

361 20 0
                                    

Yagmur :
- Aa ayy ... dur be
Ege :
- Noldu?

Yagmurun saçı Egenin deri çeketinin fermuarını sıkışmıştı.

Yagmur :
- Saçııımm.

Ege :
- Dur bi dakka sanırım saçın çeketimin fermuarına sıkışmış.
Yagmur sinirli bir şekilde :
- elinde telefon varya ışıgını tut

Ege :
- Tamam. O zaman sen telefonu tut bende fermuarı aralıyım. -diyerek telefonun ışıgını Yagmur un eline tutuşdurdu.

Bu esnada ikiside farkında degildiler amma burunları bir birine degiyordu.  Aralıda millimetrik mesafe kalmıştı.

  Yagmur ışıgı acemice Egenin suratına tutuyordu.
Ege :
- Suratıma degil,  cekete tutacaksın,  cekete. - diyerek Yagmurun elini düzeltince yine aynı şey oldu.  Yagmur un soğuk parmakları Egenin ellerine degdi.  Şu anda Ege Yagmurdan aldığı elektrikle bu evi aydınlata bilirdi adeta :)

    Egenin eli ayağına dolaşmıştı adeta.  Hemen kendini toparladı. 

  Yagmurun fermuara tutdugu ışıgın bi kısmı Egenin hatlı suratına yansıyodu. "Allahım böyle suratmı olur ya. Çok çekici "-diye içinden geçirdi.

Yagmur :
-  Karanlıkta ayrı bir ucubeye benziyorsun.
Ege :
- Sen kendine bak. Mascaran gözaltına yayılmış. Jokere benziyosun.  Bu halinle Batman filmi için  Joker seçmelri katıla bilirsin. )

   " Olamaz mascarammı yayılmış??Hayır ya. . Dur bi dakka ben makyaj yapmam ki? !!. "
Yagmur :
- Aha aha . -_- . Hiç komik degil. Ayrıca ben makyaj yapmam. Böyle numaralarıda yemem!

  Ege sonunda saçı ceketin fermuarından ayırdı .
Ege :
- Şarterler nerde?
Yagmur :
- bilmiyorum.
Ege :
- nasıl yani bilmiyorum?  Bu evde yaşamıyormusun?
Yagmur :
- Burda yaşıyorum amma daha önce hiç şarterlik bir işim olmadı bu evde anlıyormusun ?
Ege :
- Anlamıyorum Yagmur.  Ben seni anlamıyorum artık..

   Ortam bir az gerildi.
Ege :
- Neyse.  Bari mum varmı?
Yagmur:
- Evet.  Mutfakta

  Ege mutfaga giderek söyleniyor ( yüksek sesle )
:
-Allahım çok Şükür en azından mumların yerini biliyor.

Yagmur arkasından sesleniyor :
- Çok Konuşma Ege , üşüdüm bir az çabuk ol.

  Mutfaktan bi ses :
- Emredersiniz  ekselansları.

    Ve sonunda Ege elinde mumla dönüyor 1ci kattadakı mutfaktan.
Ege :
- tut şu mumu.  Dikkatli ol.- diyerek Yagmuru yine aynı şekilde kucagına alıp merdivenle 2ci kata çıkıyorlar.

   İkinci katta oturma odası ve Enginle Yagmurun yatak odası var. Ege Yagmuru şöminenin yanındakı koltuga oturtdukdan sonra şöminenin çalıştıgını soruyor :
- Şömine çalışıyormu?
Yagmur :
- Evet ama ben çalıştırmayı bilmiyorum.
Ege :
- Bilseydin şaşardım zaten.

  Bi şekilde şömineyide yakıyor  Ege:
- Valla helal olsun bana.  Sizin evi senden iyi tanıyorum.  10 parmagımda on marifet )
Şöminen içinde yanan odunların çıtırtısı ve ateşin ışıgını hoş ve bi o kadar da romantik bi görünüm yaratıyor evin içinde.  Kenardaysa yanan küçük mumlar ayrı bir hava katıyor bu görüntüye.

Tabi Yagmur oralı degil.  Bacagı nın agrısını atlatmaya çalışıyor . Ege durumu fark ediyor ve Yagmurun önünde çömelip :
-  Hadi açda bacagını bakayım.

Yagmur :
- Ne? Hayır . Asla olmaz.
Ege :
- Tamam o zaman kanqren olub bacagını kesdiklerinde hatırlarsın bu dediklerimi.
Yagmur :
- Manyakmısın.  Niye benim bacagımı kesiyorlar ya??
     O sırada Yagmur un bacagı sızlıyor :
-  ufff cok acıyor.

  Ege daha fazla durmayıp Yagmurun ezilen bacagını dizel kadar sıyırıyor :
-Oou çok pis morarmış. Ilk yardım çantası nerde?
Yagmur :
Şu karşıdakı çekmecinin içine bak.

   Ege ilk yardım çantasını alıp içine bakıyor.  O sırada dışarda Şimşek çakıyor ve yagan yagmur süratini artrıyor.
  Ege :
- Hmm... burda işimize yarayacak bi şey yok. Eczaneye gitmek lazım.
Yagmur :
- Ne eczanesi ya. Dışarda saganak var Üstelik şimşekde çakıyor. Hayır olmaz.  Gidemezsin.
  Ege :
- Ne o ? Yoksa evde karanlıkta kalmaktan mı korktun?
Yagmur :
- Hiç de bile.
Ege :
- Iyi o zaman ben gidiyorum.  Kediyle birlikte otur sen.  Bi şey olursa o seni koru - diyerek pis pis sırıtıp aşagıya iniyor.
  Yagmur :
- Qıcık.

    Ve 20 dakka sonra Ege geliyor.  Kapı sesini duyan Yagmur :
-  Ege senmisin ?
Ege :
- Yagmur yaşıyormusun hala? ))
Diye alay ederk yukarıya çıkıyor.

  Derkeeen Egenin sırılsıklam ıslandıgını gören Yagmur şokta.
Yagmur :
- Ege bu ne hal?  Hayır yani dışarda yagmur yagdıgını bilmesem ayağın kayıp havuza düşdügünü sanıcam.

Ege burnunu çekerek  (qaliba qrip olmuş) :
- boş ver
  Yagmur :
- Yok ya ne boş ver. Zature olub öleceksin.  Otur şuraya.
 
   Ege Yagmurun yanına 3lu koltuga oturuyor.
Yagmur :
- Çıkar şu üstündekileri. /

   Ne? ? Çıkarmı?  Noluyo lan?  Manyadı mı bu kız?  Ne çıkarması? ??

  Ege utanıyor :
- Yok ya gerek yok.
Yagmur ısrar ediyor :
- Çıkar dedim.  Hastalanıp geberip gidiceksin.
Ege acıtasyon yapıyor :
- nolucak canım geberip gidiyim.  Kime lazımım ki ben sonuçta?
  Yagmur :
- Salak salak konuşup benim asabımı bozma. Çıkar hadi- diyerek Egenin önce deri çeketini cıkartıyor ve sonra pulloverini cıkartıyor üstünden. Ve gördügü manzara karşısında şok oluyor.

Yağmur :
- A...a..atlet giymiyomusun sen?
Egenin  atletsiz kaslı vücudu adeta Yagmuru şoka düşürüyor.  Allahım Yarabbim bu ne? Tabi hayatı boyunca hiç böyle bi erkek vucudu görmeyen birisi için normal bir tepki oluyor bu.

  Ege :
- Yo giymiyorum.

  Yagmurun eli ayağına dolaşıyor.  Hemen yanında duran duran battaniyeyi Egenin sırtına atıyor.  Kıymetli kasları üşümesin diye)))

Bir az ısındıktan sonra battaniyeyi bi kenara atıp  Yagmurun ayağına bakıyor.  O sırada Yagmurun karşısında  yere çömeldigi için karın kasları daha da belirginleşiyor.

"Yagmur kendine gel.  Yagmur hayır bakmicaksın,  Yagmur hayır dedim " - içden içden kendiyle konuşuyordu.

Ege Yagmurun ayağını sardıkdan sonra onun oturdugu koltuguna karşısındakı tekli koltuga oturuyor.
Artık daha fazla kas görmeye tahammül edemeyen  Yagmur:
- Al şu battaniyeyi üstüne ört. - diyerek battaniyeyi Egeye uzatıyor.

Kedi yavrusunu da kucagına alan Ege yorgun geçen günün rahatlıgını koltukta buluyor sanki. O sırada koltuga uzanan Yağmur çoktan uykuya dalıyor bile.  Gerçi Egenin de uykusu geliyor ama karşısında uyuyan bu güzel manzarayı kaçırmamak için bütün gece uyanık kalıcagından emindi. 

  

Bas BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin