Medyada: Derin Özsu
şarkı: Cici kızlar"Aman Allah'ım bu o" gözleri şaşkınlıktan asistanın yüzüne bakarken asistan gayet de rahat bakıyordu Derin'in yüzüne, rahat ve sinirli...
"Belli ki burayı kahve bellemişsiniz içeriye hoca girince ayağa kalkılır hanımefendi" diye lafa girince Derin ne yapacağını bilemez şekilde ağzı açık kalakaldı. Yaşadığı şoku atlatsa ne diyeceğine karar verecekti de bir türlü karşısındaki adamın bu sabah terslediği adam olduğunu kabul edemiyordu. Ama oydu işte, bir türlü aklı almıyordu. Düşüncelerinden asistanın sesi ile uyandı Melis'e ismini soruyordu demek Derin'in ismini ona sormayacak kadar egoist bir tipti karşısındaki. Derin sinirle solurken asistan bu sefer ona hitaben "oturabilirsin Derin" dedi. Derin sabır çekerek yerine oturdu asistan resmen gıcık çıkmıştı. Bir kaç dakika sonra sınıfa hitap ediyordu " arkadaşlar ben Umut Akkaya hocanız önemli bir ameliyat geçirdi o iyi olup derslere girene kadar dersleri beraber icra etmeye çalışacağız hocanın yüksek lisans öğrencisi olduğum için konular da aksamayacak"
Derin, asistana burun kıvırarak içinden nanik yapıyordu hiç sevmemiş ve adama gıcık olmuştu hayır neydi ki bu "ben her şeyi bilirim" havaları "havanı yesinler" dedi içinden dudak bükerek.
Şimdi ne yapacaktı en sevdiği ders resmen işkence gibi geçecekti. Yine düşüncelerin etkisindeyken Umut sınıfa dönerek "dersi soru cevap olarak işlemek istiyorum, Derin? " deyince Derin ismini duymanın etkisiyle "hııı" diye saçma bir ses çıkarınca sınıftan bir gülüş koptu. Üst üste rezil olan Derin hırsla ayağını yere vurdu bu adam çok olmaya başlamıştı. Kendisini rezil etmek de neydi hem de 2 kere. Umut'a çıkışta görüşürüz bakışı atarken Umut intikamını almış olmanın vermiş olduğu rahatlıkla gülümsüyordu. "Sadece soru soracaktım" dedi bir de pis pis. "Buyrun hocam" dedi kendinden emin bir şekilde. Umut Derin'e bakarak " kamu hakları nelerdir?" Diye sorduğunda sınıftan çıt çıkmıyordu herkes Derin ile Umut arasındaki soğuk savaşı kimin kazanacağını merak ediyordu. Derin sakinleşerek soruyu cevapladı. "3e ayrılır; negatif statü hakları, pozitif statü hakları, aktif statü hakları isterseniz açabilirim hocam" Umut gülümseyerek "gerek yok" diyerek başka birine döndü. Derin içinden oh çekerek derin bir nefes aldı. Ne yapacaktı tamam soru kolay olmuştu ama bu soru cevap yöntemi canını sıkmıştı. Mehmet hocayı şimdiden çok özlemişti isminden midir nedir Mehmet hoca bütün hocalarından farklıydı. Babasına benzetirdi onu hep hiç kokusunu koklayamadığı babasına ve tesadüf eseri babasının da adı Mehmet'ti belki de bu yüzden ona kendini bu kadar yakın hissediyordu. İstemsizce yine hayallere daldığını farkederek kendine geldi yoksa o uyuz asistan ona yine soru sorması işten bile değildi ne de olsa gıcık herifin tekiydi. Sabırsızlıkla dersin bitmesini bekliyordu. Umut'u ise duyduğu söylenemezdi.Nihayet ders saati dolduğunda çantasını topladı tam kapıdan çıkacakken Umut eliyle onu yanına çağırdı.
"Bu sabah için üzgünüm Derin ancak yaptığın büyük saygısızlıktı umarım anlamışsındır" diye söze girince Derin yarı umursamaz hava ile "büyüklere yer vermek gerekir sanırım anlamışsınızdır hocam" diyerek Umut'un yüzüne baktı. Umut'un dudaklarındaki tebessüm karşısındaki kızın ne kadar laftan anlamaz olduğunu anlamaya yetmişti "anladım Derin hanım sizde sınıfa gelen hocalarınız ayağa kalkmanızı isteyince ayağa kalkarsınız bundan sonra yani öyle umuyorum" diyerek son golünü de atınca Derin bir nefes bıraktı karşısındaki adam inatçı, laf anlamazın tekiydi anlaşılan "hocam görmedim sınıfa girdiğinizi anlatamıyorum galiba" diye dert yandı. Umut gülümseyerek " tamam Derin bu konuyu kapatalım lütfen sana bir görev" deyince Derin içinden "al şimdi belayı Derin sana kaç kere dedim ben kimseyle inatlaşma diye hem de şu keçi kılıklı asistanla asla" diyerek kızarken Umut gayet keyifle söze başladı. "Geleceğin için gayet de güzel bir görev her derste anayasanın 10'ar maddesini ezberleyip arkadaşlarının karşısında söyleyeceksin, senin için çok faydalı değil mi" deyince Derin'in başından aşağı kaynar su boşaldı "hayır hocam yapmayın" bakışlarıyla bakıyordu Umut'a ama nafile en son hatırladığı ise Umut'un ona gülümseyen çehresi olmuştu.
Sonra hemen kendisini bekleyen Melis ve Beyza'nın yanına koştu. "Kızlar ben ne yapacağım ya o maddeler şu anlık sizin için çok ağır dememiş miydi Mehmet hoca ben onları nasıl ezberleyim hem de her hafta 10 tane" dedi ağlamaklı sesiyle kızlar da artık üzüntüyle bakıyorlardı arkadaşlarına Umut hoca gerçekten abarttı bakışı attı Melis Beyza'ya. "Merak etme arkadaşım bir şekilde düzelteceğiz" diyen Beyza'ya Melis de onaylayarak baş salladı "gerekirse gidip odasına konuşuruz" dedi Melis. Derin rahatlamış gibiydi. İçinde derin bir kızgınlık oluşmasına engel olamadı bunları başına açan adama karşı hayır yani bu neyin intikamıydı yaptığı hata yetmemiş bir de intikam almıştı kendisinden. Halbuki Derin haklıydı yaşlılara yer vermek toplumda yok sayılmaya başlamış bir gelenek halini almıştı lisede tüm hocaları yaşlılara yer vermeleri gerektiğini bağırıp durmamış mıydı. Bu düşünceler ile evinin yolunu tuttu yarın Umut'un yanına gidip verdiği ödevin ağır olduğunu bunu Mehmet hoca dahi onlara yapmadığını söyleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuslat
ChickLitKarşılaştıklarında Umut 9, Derin ise 5 yaşındaydı. O şehirde biri babasını kaybetmişti diğeri ise özgürlüğünü. Yıllar sonra farklı şehirlerde karşılaşmaları ise kaderin bir cilvesiydi. 🍀🍀🍀 Herkes özlerdi oysa, ama bu özlem değil bir yangındı... ...