~

361 24 2
                                    

Yavaşça gözlerimi araladım. Başım ağrıyordu. Ve o tanıdık koku.. Hastahane kokusu. Yavaşça başımı kaldırdığımda bana bakan Berk'i gördüm. Yorgun, telaşlı ve çekingen..

Hafifce gülümsediğimde oturduğu koltuktan kalktı ve yanıma geldi.

Alnımdaki saçları geriye doğru itti ve saçlarımı okşamaya başladı.

"İyisin değilmi?"

Evet anlamında başımı salladım. Sol kolumu havaya kaldırdım. Avucumun içinde kocaman bir gazlı bez vardı. Ve gazlı bezi çevreleyen sargı bezi. Biraz yukarıda henüz iyileşememiş iki adet yatay çizik vardı. Aylar geçmişti fakat daha yeni yeni kabuk bağlamıştı. Kafamı sağa sola salladım.

Yattığım yeri incelediğimde odada yatmıyordum. Hastanelerin acil kısmındaki sedyelerden birindeydim. Bu da demektir ki çok fazla kalmayacaktım.

Doktor gülümseyerek yanımıza geldi. Birşeyler dedi fakat dinliyormuş gibi göründüğüm için ne dediği hakkında fikrim yok. Sonunda gittiğinde sedyeden kalktım ve Berk'in koluna girdim. Birlikte hastaneden çıktık.

Eve geldiğimizde ikimiz de çok yorgunduk. Hiçbirşey söylemedim. Ona kızgındım. Ve neden böyle birşey yaptığını daha sonra konuşacaktık. Hiçbirşey söylemeden odama girdim. Pijamalarımı üzerime geçirdim ve yorganın altına girerek kendimi uykuya bıraktım..

Sabah alarmın çalan sesiyle gözlerimi araladım. Sinirle telefonumu elime aldım. Zil sesim cidden sinir bozucuydu ve unutmadan değiştirmeliydim.

Yarı açık gözlerimle zil sesimi değiştirdikten sonra yataktan kalktım ve ayaklarımı sürükleyerek banyoya yöneldim. Gece iyi bir uyku çekmenin verdiği keyifle gülümsedim. Sol elimdeki sargı bezine dikkat ederek elimi yüzümü yıkadım ve odama geri döndüm.

Okulumuz üniformalı olmasına rağmen ne giydiğimize çok fazla -neredeyse hiç- dikkat etmiyorlardı.  Bu yüzden üzerime V yaka bordo bir tişört , üstüne siyah kapşonlumu giydim. Altına tabiikide siyah pantolonumu giydim. Hiç değilse siyah pantolon okul formasının bir parçasıydı... Saçlarımı güzelce taradım ve açık bıraktım. Rengi gerçekten güzel olmuştu. Berk laf etmese bile sanırım Sena'nın gazabına uğrayabilirdim.

Kahvaltı için birkaç şey yemeye başladığım sırada içeri Berk girdi. Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra karşıma oturdu ve kahvaltıya başladı.

Yeni yıl sebebiyle ara verilen sınavlarımız pazartesiden itibaren yeniden başlıyordu.

Kalkıp montumu ve şapkamı giydim  ve siyah botlarımı bağlamaya başladım. Berk de giyindikten sonra sonunda evden çıktık.

Okula geldiğimizde ilk günkü kadar olmasa da bakışlar yine üzerimizdeydi.

Kapının önüne geldiğimizde parmak uçlarıma yükseldim ve kulağına fısıldadım.

"Dün gece olanlar hakkında seni affettiğimi sanma. Daha sonra konuşacağız."

Gülümseyerek kulağıma yaklaştı.

"Saçlarını fark etmediğimi sanma. Daha sonra konuşacağız."

Tek kaşımı kaldırarak baktığımda küçük bir kahkaha attı ve yanağımı öptükten sonra sınıfına yöneldi.

Kafamı sağa sola salladım ve sınıfa girdim. Sınıftakiler ders programının değişmesine sövüyorlardı. Yüksek ihtimal müzik dersi de değişmişti ve Berk'le aynı saat olmazdı. Offf..

Çantamı sıraya bıraktığımda Sena her zamanki gibi yoktu. "Beş dakika beklese ölür sanki" diye söylene söylene aşağı kata , Zeynep'in sınıfına geldim. Burda da yoklardı. En sonunda kantine geldiğimde ikisini de kaloriferle sevişir şekilde buldum.

WONDERWALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin