Secrets

317 18 2
                                    

Bölümler gecikiyor farkındayım fakat okul falan bir yana , bölümlerdeki yorum ve oy sayısı gerçekten çok düşük. Böyle olunca da yeni bölüm yazasım gelmiyor. Yani bu biraz da size bağlı. Umarım beğenirsiniz. iyi okumalaarr..

"İyi de Ediz'in hapisten çıkmasına imkan yok. En az 10 yıl daha orada ve yakın zamanda çıkan bir genel af da yok kardeşim. Kim demiş bilmiyorum ama Deniz'le baya iyi kafa bulmuş."

Sinirle dişlerimi sıktım.

"Orospu çocukları.."

"Gelmemi istermisin?" diye sorduğunda  derin bir nefes aldım.

"Hayır kardeşim , hallederim ben. Kusura bakma rahatsız ettim ,iyi geceler." Cevabını beklemeden telefonu kapattım ve odaya geri döndüm.

Yatakta bağdaş kurmuş ve gözlerini yere sabitlemiş bir şekilde sevgilimi gördüğümde duraksadım. yanına yaklaştığımda kılını bile kıpırdatmadı.

"Ediz'in çıkma ihtimali yok. Dışarı ile hiçbir bağlantısı da yok. İçeride tanıdıklarımız var ve hiçbir şekilde birileriyle iletişime geçemez. Yani.. Sanırım birisi seni kandırmış." Yavaş ve tane tane söylediğim sözler karşısında vereceği tepkiyi bekledim. Gözleri doldu , dudakları titremeye başladı. Derin bir nefes aldı. Saniyeler geçiyordu , hala bir tepki vermiyordu ve tepki vermediği her saniye içim burkuluyordu.

Gözlerini sıkıca kapattı. Derin bir nefes daha verdi ve bana döndü. Dudaklarını yalayarak ıslattıktan sonra alt dudağını dişledi ve kafasını onaylarcasına salladı.

Gözünden bir damla yaş yere düştü.

Kısılmış sesiyle konuştu.

"Anladım."

Evet verdiği tek cevap buydu. Yanına oturdum. Bakışlarımı yere sabitledim. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Bu sefer kendimi tutmayacaktım. O benim yanımda defalarca ağlamıştı , benim ağlamamı garipsemezdi heralde.

Cidden , ne hale düşmüştük biz böyle?

Bu çocuğun adını bile anmak neden ikimizin de tüylerini diken diken ediyordu ki?

Duvara fırlatılan bardak ve kırılma sesiyle kendime geldim. Deniz deli gibi bağırıyor , sağa sola tekme atıyor ve eline geçen herşeyi fırlatıyordu.

Ayağa fırladım ve kollarından tutup arkasından birleştirdim. Hala kurtulmaya çalışıyordu ve bağırıyordu.  İki bileğini tek elimde tuttum ve sol elimle de yüzünü kavradım.

"Deniz! Deniz bana bak!" çırpınmayı bıraktı fakat hala derin nefesle karışık hırlama gibi sesler çıkarıyordu. Yine bir kriz. Harika!

"Deniz , bana bak. Sakin olurmusun lütfen. şimdi derin derin nefesler almanı istiyorum bitanem. Hadi lütfen." Sonlara doğru sesim ağlamaklı ve yalvaran bir tonda çıkmıştı. Tekrardan çırpınıp bağırmaya başladı. Ağlamam onu üzüyordu. Derin bir nefes aldım ve tekrardan ona döndüm.

Bu sefer ciddiydim.

"Deniz. Bana bak." gözlerini bana çevirdi.

"Ağlamıyorum tamam. Ama senin de sakin olman lazım , hadi meleğim lütfen. Derin nefesler al ve kendine gel. Benim için. " Nefes alışverişi normale döndüğünde yavaşça bileklerindeki elimi gevşettim. Sakinleşti ve ağırlaştı. Yavaşça yatağa oturdu.

O sakinken odasına gittim , çekmecesindeki ilaçları ve her zaman hazır duran bir bardak suyunu aldım ve geri yanına döndüm.

İçeri girdiğimi görünce geriledi.

"Hey , sadece benim. sakin ol. ilaçlarını getirdim."

"H-hayır. olmaz. ilaçlar olmaz."

Yatakta geri geri gitti ve sırtını yatak başlığına dayadığında kollarıyla bacaklarını sardı.

"Bitanem lütfen. içmen lazım , iyi değilsin."

"Berk olmaz dedim!" bir anda bu kadar güçlü ve sert çıkan sesiyle şaşırarak ona baktım. Kesinlikle ağır bir krizin ortasındaydı.

Derin bir nefes aldım. Sakin olmam gerekiyordu. Sakin ve güçlü.

"Deniz lü-"

"Hayır dedim sana!! Hayır! Hayır!" Saçlarını çekiştirmeye ve yine bağırmaya başlamıştı. Ayağının altındaki yorgana tekmeler savurdu. Hissettiğim acı dayanılmaz bir hal almıştı. Dayanamıyordum.Onu bu halde görmeye dayanamıyordum işte.

"Lanet olsun ne halt yersen ye Deniz!"

İlaçları masaya bırakıp tam odadan çıkıyordum ki bir anda çığlıklar ve bağırışmalar kesildi. Karşımda yine o kedi yavrusu vardı. Titreyen dudakları ve dolu gözleriyle bana bakıyordu. Yine de sertliğimi bozmadım ve tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

"Yanımda kal." diye fısıldadı. "Yanımda kal , sana ihtiyacım var. İlaçlar beni aptallaştırıyor."

Yavaşça ayağa kalktı ve bir adet hapı ağzına attı. Ardından suyu kafasına dikti. Dudaklarının arasından kesik bir nefes verdi ve gözleri yarı açık hale geldi. Onu hızlıca kucağıma aldım ve yatağa yatırdım. Adeta bir yavru kedi edasıyla kollarını belime sardı ve kafasını göğsüme yasladı. Saçlarını okşamaya başladım.

"Yanındayım bitanem. İyi olacaksın, sana söz veriyorum her zaman seninleyim."

Hafifce bir inlemeden sonra gözleri kapandı ve uyuyakaldığını anladım. Çok fazla zorlamadan bende gözlerimi kapattım ve uyuyakaldım.

Yeni bölüm gerçekten çok uzun ve çok güzeldi , tam bir telafi bölümüydü. Fakat wattpad hikayeyi kaydetmediği için yarısı gitti :( Hala sinirliyim , daha fazla geciktirmeden paylaşayım dedim. Öpüldünüüz

WONDERWALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin