Nothing like us

637 26 0
                                    

Hıçkırıklarım boğazımda birikiyordu. Bağırmak istiyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmak. Yokluğuna nasıl dayanacaktım?

Beni tekrar bırakmayacağına yeminler eden erkek neden ilk zorlukta kaçıp gitmişti? Başıma bu kadar şey gelmişken beni yalnız bırakması doğru muydu?

Gözyaşlarımı sildim. Ve kızlara döndüm. Yalnız kalmaya ihtiyacım olduğuyla ilgili birşeyler geveledim. Onlar da yorgun olduklarından olacak ki ikiletmeden evlerine gittiler.

Kalbim paramparçaydı. Kaldırabileceğimden çok çok fazla bir yükle karşı karşıyaydım.

Bu kadar yüke karşın hiçbirşey hissetmiyordum.

Ağlayamıyordum bile artık.

Bedensel olarak bir parça iyi görünsem bile ruhsal olarak çökmüş durumdaydım.

Banyoya ilerledim ve küveti doldurmaya karar verdim.

Her kızın yaptığı gibi banyo öncesi giysilerimi çıkarıp aynada kendimi incelemeye başladım.

Vücudumdaki morluklar azalmıştı. Kalanlar çok derin morluklardı. Onlar biraz zor geçecekti. Bileğimdeki dikişlere baktığımda acıyla güldüm.

Kaşımda da dikiş vardı. Tamamen bitmiştim.

Belki de benim gibi güçsüz bir kıza daha fazla dayanmak istemediğinden bırakmıştı beni.

İyice kilo vermiştim. Göz altlarım uykusuzluktan ve yorgunluktan çökmüştü.

Sadece ruhsal olarak değil bedensel olarak da çökmüştüm.

İç çekerek aynanın önünden ayrılıp küvetin içine girdim. Sıcak su yaralarımı acıtsa da rahatlamama yardım ediyordu ve içimdeki acı daha baskındı. Kafamı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım.

Suyun soğuduğunu hissettiğimde yavaşça yerimden kalktım. Ayakta da bir duş aldıktan sonra vücudumdaki morartılara dikkat ederek yavaşça havlumu sarındım.

Başıma dabir havlu sardıktan sonra odama girdim. Çekmeceden temiz iç çamaşırlarımı çıkardım. Saçlarımı güzelce tarayıp açık bıraktım.

Bütün dertlerim geçmemiş bile olsa kendimi arınmış hissediyordum. Altıma kısa bir şort giydikten sonra üzerime giyecek birşey tabiikide bulamadım.

Berk'in odasına girdiğimde bir an duraksadım. Oda o kokuyordu.

İçimin burkulmasına neden oldu.

Dolabının kapağını açtığımda gözümden iki damla yaş serbest kaldı. Onun kokusundan başka birşey alamıyordum.

Tek elimle dolaptan destek aldım. Ve dolaptan bir tişört çıkardım. Kokusunu içime çektiğimde resmen ciğerlerimin sızladığını hissettim.

Kokusunu içimde hissedip de ona doyasıya sarılamamak çok kötüydü.

Tişörtü hemen üzerime giydim.

Kapı ve pencereleri iki kez kontrol ettikten sonra kendi odam yerine sevgilimin odasına girdim.

Yatağına yattım. Gözlerimi kapattım ve yanımda olduğunu hayal etmeye başladım.

Yanımda yattığını ve ellerini belime sardığını. Kokumu içine çektiğini. Saçlarımdan öptüğünü.

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Vücudum sarsılıyordu. Ve gözyaşlarım görüşümü tamamiyle kapatıyordu.

Yastık sırılsıklam olmuş ve çarşafın bir kısmı da ıslanmıştı. Kalbim ağrıyordu.

Yorgana sarıldım. O kokuyordu. Herşey. Heryer o kokuyordu. Sanki yanımda gibiydi.

WONDERWALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin