Küçük notalar

375 26 8
                                    

"Off olmuyor!" Saçlarımı geriye attım. Sandalyede sırtımı geriye yasladım ve ellerimle yüzümü kapattım. Günlerdir aynı şarkı üzerine çalışıyordum fakat biryerler eksik kalıyordu. Notayı kaçırıyordum.

Babam oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. Saçlarımı öptü. Gülümseyerek ona döndüm.

"Kendini çok sıkıyorsun, biraz akışına bırak. Piyano böyledir. Notaların akışına bırakmazsan kendini , hep biryerler eksik kalır."

Dudaklarımı yalayarak ıslattım. Saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım ve oturduğum yerde dikleştim.

"Peki."

Gözlerimi kapattım ve yavaşça ilk notaya dokundum. Ve bir sonrakine..

Gerçekten de kendimi notaların akışına bıraktığımda oluyordu. Şarkıyı bitirdiğimde gururla gülümsedim. Babam da piyanonun başında , kollarını sarmış bana bakıyordu.

Ayağa kalktım ve sevinçle ona sarıldım. Saçlarımı okşamaya başladı.

Berk'i atlatmamda psikolog dışındaki zamanlarımda piyano kafamı dağıtmada çok büyük bir yardımcımdı. Babam da yanımda olduğu için bütün güçlükleri atlatabilmiştim. Tabii arada sırada geceleri ağlamalarım hariç..

Piyanonun başına geri oturduğumda ilk öğrendiğim ve babamın dinlemeyi en sevdiği parçayı çalmaya başladım.

Birdy-Skinny Love

-----

Şarkıyı bitirdiğimde gözlerimdeki yaşları sildim. Hoca yanıma geldi.

"Birşey mi oldu?"

Burnumu çektim ve gülümsedim.

"Sadece biraz elim acıdı hocam."

Berk'in telaşlı bakışlarını hisseder gibiydim. Ondan tarafa dönmeden hocaya bakmaya devam ettim.

"Kusura bakma seni yorduk. Ama gerçekten harika çalıyorsun. Elin iyileştiği zaman belirli derslerde buraya gelip çalışman gerekecek , okul korosuyla beraber." dediğinde gülümsedim. Okul korosu ha? Hiç fena değil.

Ayağa kalktığım sırada zil çaldı. Hocaya iyi dersler dileyerek sınıftan ayrıldım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Elime baktığımda sargı bezinin üzerindeki kanları gördüm. Sanırım yine kanatmıştım.

Bezi hafifçe yukarı kaldırdığımda canım yandı. Dudaklarımı dişledim.

Bu sırada elimin çekilmesi ile kafamı kaldırdım. Berk telaşlı bir şekilde elimi incekiyordu.

"Sargı bezinin yenilenmesi gerek. Yara için verdikleri krem yanında mı? Revirde sargı bezi varsa tekrardan sarabilirim ben."

Sinirle elimi çektim. Onun yüzünden olmuştu. Şimdi de merak mı ediyordu beni?

"Gerek yok, idare edebilirim." dedikten sonra arkama bile bakmadan hızla  bir sınıf ötedeki Zeynep'in yanına gittim.

"Yine mi kavga ettiniz?" dediğinde hafifçe sırıttım.

"Kavgasız günümüz mü var sanki?"

Çocuksu bir ses tonuyla tekrar konuştu.

"Deniz."

"Efendim?"

"Kırmızı sargı bezini nerden buldun?"

dediğinde anlamaz anlamaz baktım. Sonunda elime bakmayı akıl ettiğimde sargı bezi tamamiyle kan olmuştu. Neden? Hadi bilin bakalım.

Evet, sinirden elimi yumruk yapmıştım ve tekrardan kanatmıştım yaramı.

"Siktir " diye mırıldandıktan sonra koşmaya başladım. Zeynep de arkamdan geliyordu.

"Çantamda krem var onları da alıp revire gel , Sena'ya bişey belli etme telaşlanmasın." dedikten sonra hızla revire doğru gitmeye devam ettim.

Bir günümüz de düzgün geçsin ya.

Revire geldiğimde içeride kimse yoktu. Çünkü burası bir devlet okuluydu. Revir de sadece bulunsun diye var denilebilirdi. Hızla dolaptan sargı bezlerini buldum. Bu sırada Zeynep odaya girdi.

Bakışları sanki elimdeki yara açılmış gibi değil de sol kolum kopmuş gibiydi.

"Zeynep , Sena'ya birşey belli etmedin dimi bitanem?"

dediğimde hızla kafasını salladı.

"Hayır hayır hemen kremleri aldım ve çıktım.anlamamışt-"

Bu sırada kapı adeta kırılırcasına açıldı ve içeri bir adet sinirden gözü dönmüş Sena ve ondan pek bir farkı olmayan Berk girdi. Tek kaşımı kaldırarak zeynep'e baktım ve ağız hareketiyle teşekkürler dedim.

Sena hızla yanıma geldi ve elimi suya tuttu. Acıyla inledim. Elimdeki kanı temizledikten sonra elimin üzerine krem sürmemiz gerekiyordu. Odada bulunan eski sedyeye oturdum.  Zeynep kremi sadece birazcık sürdü ve çığlığı bastım.

Berk yanıma oturdu ve arkamdan sarılarak kolumu sıkıca tuttu. yüzümü göğsüne bastırdım.  birazcık daha sürdüğünde elimde olmadan  tekrardan bağırdım. Hızlı hareketlerle bütün elime kremi sürdüğünde derin bir nefes aldım.

Berk bu sırada beni bir an olsun bırakmıyordu. Sena da elinde sargı bezleriyle yanıma geldi. Güzelce sardıktan sonra sonunda işimiz bitmişti.

Rahatlamış bir biçimde derin bir nefes verdim. Berk'e tek kelime etmeden Zeynep ve Sena'nın koluna girerek odadan çıktım.

Biraz ilerledikten sonra Zeynep konuştu.

"Bence bu trip olayını biraz abartıyosun.Ne olduğunu daha bilmiyosun sonuçta."

Sena da başıyla onayladığında iç geçirdim.

Belkide haklıydılar. Daha ne olduğunu bilmiyordum. Belki de dinleyince hak verecektim ona. Bu kadar sert davranmamam lazımdı.

"Haklısınız." diye fısıldadım. Başımı geriye çevirdiğimde Berk'in koridorun başında bana baktığını gördüm. Kızların kolundan çıktım ve hızlı hareketlerle Berk'in yanına ulaştım. Son birkaç adımımı koştuktan sonra sarıldım.

Kollarını belime sardı. Kokusunu içime çekerken saçlarımı okşamaya başladı.

"Sana bu kadar kötü davranmamalıydım. özür dilerim."

dediğimde gülümsedi.

"Haklıydın. Kızmakta haklıydın. seni çok seviyorum. Hadi git şimdi , akşam evde konuşuruz." dedikten sonra hafifçe geri çekildi.

Kafamı aşağı yukarı salladım ve kızların yanına geri döndüm. Sena hafifce gülümserken Zeynep iki elini birbirine vurdu ve bağırarak

"Al işte ya." dedi. sırıttım. Zeynep'e boynundan sarıldım ve kantine yürümeye başladık. Zil çalmasına az bir süre kalmıştı  Kantine oturduk ve yemeklerimizi yemeye başladık.

Kendimi iyi hissediyordum. Ona bu kadar kötü davranmamalıydım. Sarılmamız iyi olmuştu. Hiç değilse 4 çocuğuyla ortada bırakılmış gibi gezmeyecektim okulda.

Gülümsedim ve tostumdan bir ısırık daha aldım.

WONDERWALLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin