Keşmekeş..

103 15 0
                                    

  O geceyi nasıl unutabilirim?  Gün aydınlanmaya başlamış,gökyüzünden biraz kızıl biraz mavi renkte ışıklar süzülüyordu.Bir gün herkes bizim aşkımızı yazıp konuşacaktı diyordum..Gazetelerde aşkımız manşet olmuştu o sabah.Her buluştuğumuzda Jülide'ye senin için ölürüm diyordum ama ....dilim varmıyor arkandan öldü demek.Hani bırakmayacaktın!çocuklarımız olacaktı.Biri bana biri sana benzeyecekti.Hayallerimizdeki evde,şöminenin hemen yanı başında aşkımızı tazeleyecektik. Hatta ileride büyük bir çiftliğimiz olacak ve bir çok türden hayvan..Son demimizi de orada geçirecektik..Kendi sonsuzluğumuza bile el ele gidecektik..Söz vermiştin..sensiz geçen tam 10 yıl aslında geçmeyen onlarca acı.

  -SENDEN SONRA...

    Her lokmamda yutkunurken boğazımda bir acı hissederim,nereye baksam sen..Her gün yeni bir hale bürünüp karşımda durursun,ellerini uzatırsın..Hemen atılırım tutmak için ama nafile boşlukta kalır ellerim.Her bir obje sen olmuştun..Kahvemin dumanı bir anda sen olurdun karşımda öylece bana bakardın,gülümserdin buradayım derdin ama yoktun!Her gün üniversiteye giderken yan koltuğuma sen oturursun,en sevdiğimiz şarkıyı açıp beraber söyleriz.10 yıldır kapatmadım sadece bizim şarkımız çalar.. yemin ederim! ani bir fren yaptığımda bir bakardım yine yoksun..Her şiir veya roman okuduğumda adını söylerdim ,ansızın bütün harfler bir araya gelerek bütün sayfalara Jülide yazardı..Her bir harf kalpli balonlar taşır,hepsini Jülide'nin üzerinde patlatır ve kızıllık olurdu. Gülümserdim bende,şimdi ağlıyorum!Gözler kalbin aynasıdır.Kalp ağlar,gözler sulanır..Kısaca ben sana söyleyeyim.Sen bana  her şey olmuştun

    Arabalar yanımdan vızır vızır geçiyordu.Son kalan nemli gözyaşlarımı ve burnumu peçeteyle sildim..Şarkımızı açmak için ellerimi siyah tuşa uzattım ve bastım..İlk dansımızı yaptığımız o geceye yolculuk ettim..Yarım yırtmaçlı ve küpürlerle biten siyah elbisen vücudunu sarıyordu.Saçlarını arkadan topuz yapmış,ön tarafı dağınık bırakmıştın boynundaki her bir inci tanesi sıra sıra dizilmiş  gözleri kamaştırıyordu.Siyah dantelli eldivenlerin saçak saçak dökülüyordu.Boynundan iki tane kardeş inciyi alıp kulağına küpe yapmıştın.Kadınım,sürekli kendine aşık etmek zorunda mısın?Virane oldum belki berduş..Yemeklerimizi yerken göz göze geldik offf....zaten kendimde değildim,iyice kendimi kaybettim gel şimdi ara da bul!Ellerini kaçırma sende titriyordun,görüyordum.Uzaktan güzel sesler geliyordu.Tango çalıyordu,o da ne!  Sözlerini Necdet Rüştü Efe Tara'nın yazdığı, Necip Celal Andel tarafından bestelenen ilk Türk tangosu (Tango Turco).

1928 yılında bestelendikten sonra, ilk yorumu 1932'de dönemin ünlü seslerinden Seyyan Hanım tarafından plağa okunmuş ve o zamandan beri çok sevilen tangolar arasındaki yerini korumuştur.Bu yüzden heyecanım iki katına çıkmıştı.Tango yapmak için ellerimi uzattığımda...

Jülide:Kerim,hep sen bana şiir yazıyorsun ve beni inanılmaz mutlu  ediyorsun.Biraz mahcup oluyorum bu yüzden bu akşam ben sana yazdım..

Kerim:Şu an kalbim çıkacak Jülidem..Seni seviyorum...

Jülide:Bende.. Ben yazmayı pek beceremem ama emek verdim.İnşallah beğenirsin..Senin gibi mana dolu yazmak gerçekten isterdim.

Kerim:Hiç önemli değil ..Nazım hikmet'in dediği gibi"Ne güzel şey hatırlamak seni,yazmak sana dair"...

Jülide:Pekala,tango yaparken kulağına fısıldayarak okuyacağım çünkü gözlerine bakamıyorum biliyorsun.Artık okuyabildiğim kadar:)

Kerim:Hay hay ..Bu dans da bana eşlik eder misiniz güzel hanım?

  Ve şarkımız çalıyordu..Terli ellerin ellerime değdiğinde bütün uzuvlarım titriyordu.Parmaklarım dolgun kalçalarının üstünde birleşmiş,seni arzulayan bedenim isyan ediyordu.Gözlerini kaçırıyordun sürekli, kayboluyorum derdin maviliğinde.Keşke hep dans etsek hep.. hep..kulağıma yaklaştın sıcak nemli nefesinle..sözcükler dudağından dökülmeye başlamıştı..

    Çakır gözlerine vuruldum yana yana..

    Kalbimi çıkarıp böldüm yarıya..

    Biri sana biri bana..

   Bir hışımla da sen çıkardın hani ya!

   Biri bana biri sana..

   İlk bebeğimiz olmuştu artık Aşk'tan yana..

   Isıtırdın içimi tütün gibi sara sara..

  Her çekişte adamım diye bağıra bağıra..

  Yağmurda sevişirdik utana sıkıla..

  Sensiz geçen  her gece düşünürdüm  kara kara..

  Kerim! dese biri ansızın heyecanlanırdım kalbim ata ata...

  Bir gemi ...bir sen..bir ben.. 

  Bırakma ellerimi gidelim senle sonsuzluğa..

  Biraz sonbahara biraz ilkbahara..

  Açalım her bade gibi gözlerimizi yeni hayata..

  Seni gölgenden bile kıskanan bu Leyla..

  Deli divane olmuştu sana müptela..

  Neydi beni bağlayan sana!

  Sorsa mıydım gecenin hakimi olan Ay'a

  Seslendi bana..

  Hey!Yağmurla gelen kadın,bunun adı kara sevda..

  Aman Tanrım! Kara sevda?

 Olsun..Aşk zehri çoktan karışmıştı kana..

 Mutluydum ya..

 Düşme sakın,Kerim ha!

 Uçsuz bucaksız sonu olmayan zanlara..

 Ben kalbinin tam ortasındayım,bırakmam seni başkalara..

 Çöl sıcakları kalbimi yakıyordu kavura kavura..

 Güneş seslendi bu sefer bana...

Her yeni gün kalbini saracak bu beyaz sevda ..

Aman tanrım! Beyaz sevda?

Sarsın ben ölüme giderim onunla..

Beyaz günahsızdır hem ya..

Tüm renkleri içinde barındırır kırmızı,mavi,sarı,yeşil....

Aşk,tutku,kıskançlık,heyecan tıpkı benziyor bana..

Yastığım bir konuşsa..

Utanırdım ama..

Her gece ellerimi açar ederim dua..

Biraz sen biraz ben en çok ta bize

Usulca kapatırım gözlerimi kısa kısa..

Uyuyorum..yine sen olmuştun güzel bir rüya..

Ey sevgili! bırakma ellerimi sakın ha.....


VUSLAT-BAmBAŞKa...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin