Acil Toplantı

5.7K 802 143
                                    

Bembeyaz duvarlar altın sarısı avizelerin ihtişamını ortaya çıkarıyordu. Devasa salonda yuvarlak bir masaya dizilmiş 20 deri koltuk ve her koltuğun arkasında yardımcılar için ayırılmış sandalyeler vardı. Kapının dışında basın mensupları yığılmış, flaşlar arka arkaya patlıyordu. Herkes gergindi ve düşünceliydi tüm yetkililer yerlerini almıştı, çok geçmeden kapılar kapandı, yüzlerde korku vardı. acil toplantı başlamıştı. Genel kurmay başkanı ayağa kalktı. Canı yanmış bir kurt gibiydi. Titreyen sesi kendini ele veriyordu.

"İstenilen fidye hepinizin de takdir ettiği gibi büyük bir rakam ancak subaylarımızın canı daha kıymetli."

Salondaki kararsızlar ona katılmıştı. Ardından istihbarat sorumlusu söz aldı;

"Milli istihbarat birliğimiz konuyu araştırıyor ancak sonuç ne olursa olsun ben istenen parayı verip subaylarımızı kurtarmaktan yanayım."

Salonda bir uğultu başladı. Neredeyse herkes fidye ödeme taraftarıydı fakat bir kişi hariç. Özel kuvvetler komutanı Kemal paşa iki elini kaldırıp masaya koydu, masadan destek alıp ayağa kalktı.

"Efendiler! Görürüm ki ne olduğu belirsiz bir takım haydut korkunuzu ateşlemiş. Size yakıştıramadım."

Herkes ona döndü. salondaki kararsızlar kimi destekleyeceğini bilemiyor, bir o yana bir bu yana dönüyorlardı.

"Henüz sözüm bitmedi Kemal paşa!"

Kemal paşa duydukları karşısında hayli öfkelendi. Bordo kravatını baş parmağı ve işaret parmağıyla tutup gevşetti. İstihbarat şefine hiddetle baktı.

"Bakın Beyler bu eylem sadece 10 subayımıza yapılan bir saldırı değil tüm ülkemize yapılan ve hepimizi yıpratmaya yönelik bir saldırıdı."
"Bildiğimiz şeyleri anlatma paşa!"

Genel kurmay başkanı müdahale etti;

"Biz fidyeyi ödeyip silah arkadaşlarımızı kurtarmayı düşünüyoruz Kemal paşam, sizin farklı bir önerinizmi var?"

Yutkundu. Sakince salonda göz gezdirdi.

"Bir önerim var ancak bu önerimi korkmuş bakanlar ve gücünün farkında olmayan grup başkanları ile değil cesur adamlar ile paylaşmak istiyorum. Lütfen beni dikkatle dinleyin."

Tüm konsey Kemal paşayı dinlemeye ikna olmuş ve ona dönmüştü. Ceketi gece gibi siyahtı. Kalbinin tam üzerindeki Ay-Yıldız rozeti alev alev parlıyordu, üzerinde tek bir toz zerreciği dahi yoktu. Derin bir nefes aldı. Koltuğu soluna itip sağ taraftan masa etrafında dolanmak için kalktı. Tüm heybeti ve asaletiyle konuşmasına başladı.

"Hayatım boyunca en temel üstünlüğüm Türk olmaktır kardeşlerim. Bu eylemin asıl amacı ulu bayrağımızı küçümsemektir, istenilen parayı ve kendi emeğimizle kazanıp ürettiğimiz koca helikopteri vermemiz durumunda kaybetmiş oluruz. Diz çökmüş oluruz. Söyleyin Yüce Türk milleti bize ne der?  Bu millet ne düşünür? Biz bu kadar güçsüz müyüz?"

Konseydeki uğultu yine belirdi.

"Haklısın paşam, doğru"

Kemal paşa sözüne devam etti;

"Türklük en derin övünç kaynağımızdır. Biz Türkler çetin işleri başarmak için yaratılmışız. Benim önerim şudur; toplantı sonrası bir açıklama ile bu kızıl göz denen çapulcularla görüşme talep edelim. Bu sayede zamanımızı çoğaltmış oluruz. Tüm bu süre içinde istihbaratımız subaylarımızın yerini arasın."
"Paşam iyi dersiniz lakin bulunca ne olacak, Nijerya hükümetinemi savaş açalım?
"Nijerya hükümetinin haberi olmayacak, bana güvenin kardeşlerim. 40 kişilik fırtına birliğimi Lagos a gizlice konuşlandırıp yerlerinin bulunmasını bekleyelim. Yerleri bulununca tepelerine çöküp subaylarımızı alalım. Türkün varlığına kast etmek neymiş tüm dünyaya gösterelim!"

Lagos (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin