Kendine inan!

1.1K 629 10
                                    

Mısır'da saat 11.00 olmuştu, Maria'nın evinin önünde heyecan ile Kemal Paşayı bekleyen Banitti saatine sabırsızlık ile baktı. Güneş Kahire'nin yüksek binalarına çarpıyor ve akşamdan soğuyan beton blokları ısıtmaya başlıyordu. İklimi gereği gündüzleri oldukça sıcak olan Mısır, akşamları tam tersine soğuk oluyordu. Akşamın soğuğundan etkilenmiş olsa gerek ki, Banitti elini ağzına yumruk şeklinde götürerek birkaç kez öksürdü. Can sıkıntısı ile ardındaki sarı duvara sırtını dayadı ve bir ayağını duvara kaldırdı. Genç adamın sırtını duvara koyması sarı renkli, kabarık boyanın dökülmesine sebep oldu. Eski binanın dış cephesi dokundukça dökülüyordu. ''Belkide Maria'nın bu mütevazi evi Kemal Paşayı ağırlamak için müsait değildir'' diye düşündü. Evin içi oldukça dağınık ve gösterişsiz olduğu gibi, 5 kişi için fazla küçüktü.

Paşanın gelmesini sabırsızlık ile bekleyen Banitti artık sıkılmaya başlamıştı. Sokağın başında görünen siyah araç dikkatini çekti, doğruldu ve aracın üzerindeki ambleme dikkatle baktı. Aracın ön camında Dört tane gözü olan kaplan figürü, iki yönlü bir pusulanın üstüne gelecek şekilde işlenmişti. Kemal Paşa geldi sanarak aracı karşılamak için koşan Banitti işareti görür görmez olduğu yerde donakaldı. Bu işaret Kızıl göz örgütünün bilinen işaretiydi. Araç aniden fren yaptı ve arka kapıdan hızla iki asker fırladı, Banitti kaçmaya fırsat bulamadan sırtında bir el hissetti. Banittiyi ksıkıca kavrayan adam, onu kendine doğru çekti ve diğer adama doğru savurdu.

''Durun, Ne yapıyorsunuz siz? Benim kim olduğumu bilmiyorsunuz!.''

Siyah aracın ön kapısının açılması ile birlikte arkasındaki araçların kapısı da aniden açıldı ve sokak birden askerler ile doldu. öndeki siyah araçtan inen uzun saçlı esmer adam, belinden silahını çıkarırken konuştu. Alaycı bir tavırla, ''Bilmem'' diye seslendi.

''Benim için kim olduğunun bir önemi yok.''

Krem rengi, Keten gömleğinin ilk üç düğmesini açtı ve boynuna işlenmiş, büyükçe, Amon-ra dövmesini gösterdi.

''Peki sen benim kim olduğumu biliyor musun?''

Amon u karşısında gören Banitti, Mariayı uyarmanın bir yolunu düşündü. Bağırsa duyulmazdı, kaçmak için ise artık çok geçti. Maria, Bekir ve diğerleri evde herşeyden habersiz otururken, Amon koca bir ordu ile gelmişti. Banitti, Amon'un yüzüne baktı ve ''Amon! Seni tanıyorum.'' diye mırıldandı.

Bekir, Yavuz, Atilla ve Maria'ya gördüğü rüyaları anlatırken bir el silah sesi duydu. Silah sesi olduğuna emindi ama yinede sorma ihtiyacı hissetti ve ortaya bir soru sordu.

''Silah sesi miydi o?''

Maria gülerek yanıtladı.

''Burası Kahire'nin en sakin mahallesidir, Merak etme. Rüyanı anlatmaya devam et.''

Bekir anlatmaya devam etti.

''Sonra uyanıyorum ve yataktan kalkıyorum, kapı sonuna kadar açık.''

Bekir'in sözünü bu kez başka bir ses böldü. Amon'un askerleri evin dış kapısını kırıyordu. Bekir ayağa kalktı ve yarasını tutarak konuştu.

''Boşverin şimdi rüyayı, buradan hemen çıkmalıyız.''

Maria şaşkın bakışlar eşliğinde sordu

''Ne?''

''Bakın bu sesi iyi bilirim, birisi aşağıdaki kapıyı kırıyor, evin başka çıkışı var mı?''

''Balkondan yan evin çatısına geçe biliriz.''

Bekir balkonun uzun perdesini hızla yana çekti ve aşağıya baktı. Amon ile göz göze geldi ve doğruca geri çekildi.

Lagos (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin