Çelik yelek ve silah donanmaya başlamışlardı, Bekir bir türlü gözlerini alamadığı yere, Maria nın koluna bakıyordu. Nefesini toplayıp alçak sesle kıza seslendi.
''Benimde böyle bir yanığım var, bacağımda.''
Maria koluna baktı ve elini kolunda uzanan uzunca yanığa koyarak ''Çok küçükken oldu.'' Diye cevap verdi. Herkes cephanesini ve silahlarını kuşanmıştı ve koca bir ordu karşılarında duruyordu. Bekir başını kaldırıp önlerinde duran tam teçhizatlı askerlere baktı ve tekrar Maria ya dönerek, ''Benimkide çok küçükken oldu, sonra Kemal Paşa kurtardı beni. Seninki nasıl oldu?''
Maria ayağını önündeki koyu renkli silah kasasının üzerine koymuş ve neredeyse dizinde biten siyah botun, bağcıklarını bağlıyordu. Başını kaldırmadan cevap verdi.
''Benim de küçükken oldu, evimiz yandı ama ben senin kadar şanslı değildim galiba. Beni kimse kurtarmadı, kendim kurtuldum oradan.''
Bekir bir yandan tabancasının şarjörünü kontrol ederken, bir yandan da uçsuz bucaksız düşüncelere dalmış, ihtimaller arasında kaybolmuştu. Eğer rüyasında gördüğü yangın gerçekse, onun bir kız kardeşi vardı ama o rüyasının gerçekliğinden bile emin değildi. ''Önce babalarımızın en sevdiği şarkı aynı çıktı, şimdi de yanıklarımız...'' Bekir silahına dalgın dalgın bakarken işini bitiren Maria önündeki Yeşil silah kasasına çıktı ve elini yumruk yaparak havaya kaldırdı, önünde 60 a yakın ağır silahlı ve 20 den fazla hafif silahlı asker ona bakıyordu.
''Büyük gün sonunda geldi. Bu gün Amon u bitireceğiz. Kurduğu düzeni yıkıp, ülkemizi tehdit eden bu canavarı ortadan kaldıracağız. Rahat!''
Kadının komutu ile yaklaşık 80 asker aynı anda ayağını yere vurmuş ve ağır bir gürültü, patlama sesi gibi yankılanmıştı. Maria silah kasasından indi ve Banitti ye planını anlattı.
''Dinle Banitti! 4 gruba ayrılacağız bir grup sağdan, bir grup soldan ve diğer iki grup ise piramite ortadan yaklaşacak. Ortadaki bir grup benim idaremde olacak. Diğeri Bekir ve ekibinde olacak beni anladın mı?''
Etrafındaki askerlerin gürültüsünden dolayı yüksek sesle konuşuyorlardı. Banitti başını hızla sallayıp bağırdı.
''Anladım efendim.''
Maria cebinden çıkardığı planı arabasının üzerine koydu ve iyice yaydı.
" İçeriye hep birlikte gireceğiz, o yüzden kapıya ilk varan grup pozisyon alıp bizi beklesin."
Planı uygulamaya koyuldular, Bekir ardına aldığı Atilla, Yavuz ve dışında 15 asker daha seçerek doğruca kum tepenin arkasından çıktı ve piramite doğru diğer gruplar ile aynı anda ilerlemeye başladılar. Marcus ise kum tepesinin başında bir keskin nişancı tüfeği ile beklemeye koyulmuştu. Askerlerin geldiğini fark eden Amon un adamları siper alıp ateş etmeye başladı ve birden hepside yere yattı. Bekir arkasındaki adamları kontrol etti hepside iyiydi. Marcus kum tepesine gizlenmiş adamların kafasını çıkarmasını bekliyor ve hareket edeni, anında kafasından vuruyordu. 1,2,3 derken tüm adamları temizledi ve askerler yerden kalkıp ilerlemeye devam etti. Marcus ise etrafı gözetlerken incilden kesitler okuyarak kendini motive ediyordu. Piramitin kalın çelik kapısına ilk varan Maria nın takımı oldu, ardından Bekir in takımı ve diğer ekiplerde kayıpsız bir şekilde kapıya ulaştılar. Askerler yürürken, ayaklarının yere temas etmesi ile oluşan düzenli ses bir ritim oluşturuyor ve bu ritmi fısıldamalar takip ediyordu. Bekir ise o ritme şehit arkadaşı Ömer in sesini ekliyor, içinteki intikam ateşi gittikçe daha çok alevleniyordu. Maria nın işareti ile kapıya doğru atılan Bekir kafasının içindeki düşünceleri sıfırladı ve Kemerine takılı olan C-4 patlayıcıları büyük kapıya özenle yapıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lagos (Tamamlandı)
ActionNijerya' da 10 Türk subayı kaçırılıyor ve fidye isteniyor. Siz olsanız ne yapardınız? onlara fidye mi gönderirdiniz yoksa dünyanın en tehlikeli askeri birliğini mi? 'Lagos aksiyon türüne yeni bir soluk katmak için geliyor.