HAYIRSEVER BÖLÜM 1

35 6 0
                                    

La la. La la la la... La.. Laa... La la la la...
Elimle buharlı aynayı silip makyajsız yüzümü seyretmeye başladım. Dip boyam çoktan gelmişti. Göğüslerimden kayan havluyu almak için eğildim. Doğrulup aynaya baktığımda "Lanet olsun!"
SABAH SAAT 4.30CİVARLARINDA
Siren sesleri yeni duyulmaya başlamıştı. Ağacın arkasında mavi-kırmızı ışıkların belirmesini bekliyordum. Polisler olay mahaline anca gelebilmişlerdi. Onlar elini kolunu sallayana kadar ben bir düzine insan daha öldürebilirdim.
Ha. İçeride yerde yatan sarışın mı? Bunu hak ettiğine eminim dostum. Bana hak vereceksin. O sadece dip boyası gelmiş cam kızlardandı. Bir nevi psikyatristim. Bana hiç yardımı dokunmadı. Zaten silikonlarına vakit harcamayı severdi. Onu öldürmek benim için büyük bir zevkti dostum, inan. Hım. Evet. Artık kendimi sana tanıtma zamanı geldi. Merhaba dostum. Ben HAYIRSEVER...
........
"Otopsi sonuçları geldi mi?" "Evet Efendim. Diğer kurbanlarla aynı. Morarmış boyun, kanamış burun, hançer izleri..." "Tamam tamam 3 aydır aynı şeyler." "Daha da kötü oluyor Efendim." Bira göbeğini içine çekerken, bembeyaz kaşlarını gözlerine indirmiş karşısındaki cinayet amirine bakıyordu. "Bu da ne demek oluyor amir!" "Efendim, son üç cinayette artık tek tip kişileri öldürmüyor. Yani maktüller artık siyah, kahküllü ve lise ya da üniversite öğrencisi değil." "Eee amir! Bana bilmediğim bir şey söyle." "Efendim o sadece öldürüyor. Önceden bir amacı var gibiydi. Öldürmek için. Şimdi ise başka insanları öldürüyor. Bu çok daha kötü. Öldürmeye başladı ve artık kendini aştı!"
Koltukta uzanmış canım arkadaşlarımı izliyordum. Ofisin kamerasına sızmak o kadar da zor olmamıştı. 3 ay öncesinde tabi. Yüzümdeki pislikçe gülümsemeyi yavaşça gergin dudaklarımın yerine bıraktım. Amir çok emin konuşuyordu. Ama hamlelerimi tahmin edeceğini sanmıyorum. Ayrıca bir amacım var. Hep bir amacım vardır. Ben HAYIRSEVER im dostum. Ve senin gibi gereksizlerin benimle aynı atmosferde solumalarını istemiyorum. Umarım beni özlemişsindir. Çünkü HAYIRSEVER sıranın gelmesini sabırsızlıkla bekliyor.
Koltuktan doğruldum ve dış kapının yanında duran polarımı aldığım sırada yavaşça yerine bıraktım. Mutfaktan bir çıtırtı gelmişti. Pantolonumun arkasına sıkıştırdığım hançeri sertçe çektim. Tiz bir ses çıktı. Metali andıran. Yavaş ve bir o kadar emin adımlarla mutfağa ilerledim. Kapının yanında durdum. Göz ucumla içeriye baktım. Bir adam kapıya doğru bakıyordu. Karanlık olduğundan yüzünü seçemiyordum. - Lanet olsun! Senin ne boka işin var burada. - Hızla lambayı yakıp hançeri arkamdan çıkaracaktım ki beni gören Cenk çığlık attı. Hançeri pantolonumun arkasına tıkıştırdım. "Ne işin var buarada? Neden kapı yerine damdan giriyorsun? Ve neden salak bir kız çocuğu gibi çığlık attın?" Cenk soluksuz cümlelerimi dinledikten sonra mahçup bir ifade ile "Sadece seni korkutmak istemiştim. Ne bileyim. Sinirli halinden başka bir tavır takınırsın diye. Mesela korkarsın yahutta şaşırır. Tepki verirsin işte. Ama yine aynısın." Bu çocuğu neden hala öldürmediğimi düşünüyordum. Ve bunun için kendime tekrar tekrar küfür ediyordum. Mavi irislerim sonuna kadar açlımış, ellerimi yumruk yapmış, kaşlarımı ise her zaman ki gibi çatmıştım."Zırvalamayı kes Cenk! Fazla oluyorsun! " Sıkıntılı bir iç çekişten sonra " Ah!Tanrım. Tamam Erika. Buraya sadece dönem ödevi için geldim. Dersten kalmak istemiyorum." Sabır dileyerek yani bir nevi küfrederek "Bana ait kısmı sana mail atarım,ben!" Sabrım artık taşıyordu. Şu gerzekle ödev felan yapmayacaktım. Boğazına atılıp bayılttıktan sonra karnını yarıp o muhteşem oorganları incelemek istiyordum. Bu hayal beni o kadar cezbetsede bunu yapmayacaktım. "Tamam, ben çıkayım o zaman." Evin kapısını her zaman ki gibi sertçe çekmiştim. Yumuşak davranmayı bilmiyordum. Ben hep serttim. Çocukluğumdan beri. Cenk sokağın öbür ucuna ilerlerken bende diğer uca doğru bedenimi ittim. Siyah kapşonumu afama çekip insanlardan olabildiğimce soyutlaştım. Yüzümde pislikçe bir gülümseme belirdi. Saat 22.50 idi. Bu saat benim sastimdi. Biraz kurban avina çıkmak bu loş karanlıkta ne kadar da güzel olur. Sizce de öyle değil mi?
.........
Bardan içeriye girdim. Barmenin rahatsız edici bakışlarından kurtulmak için ona doğru ilerledim ve donuk sesimle "Evet, dostum bakışlarını üzerimden çekmeyi düşünüyor musun? Yoksa sabah uyandığında gözlerinin yuvalarında olmadığını hissetmek daha mı güzel olur? Hı. Duyamadım. Sence hangisi?" Yeşil gözlerini ardına kadar açmış, korkak irisleriyle karşımda duruyordu. "Şimdi bana bir şeyler ver dostum." Korkusunun etkisiyle cümlelerime adeta yalvarırcasına itaat etti. Birama iki adet buz attıktan sonra boğazımı gıdıklamasına izin verdim. Yanımda oturan sarhoş kasından çıkan mıymıntılı ses kulağımı tırmalarken kafamı o yöne çevirmeden duramadım. Herifin teki hemcinsimin kolundan tutmuş çekiştiriyordu. - Hadi ama! Bunu hiçbir erkek yapamaz. - Sarhoşluğa yatkın bedenimi bar sandalyesinden güçlükle çektim ve "Sen. Beni takip et!" Donuk sesimden etkilenmiş olmalı ki çoktan bana itaat etmişti.
Bar kapısını iteleyip kendimi gecenin karanlığına bıraktım. Arkamdan sürüklediğim kas yığınını bir an önce başımdan def etmek için can atıyordum. "Hey sen! Ne bok yaptığını söyleyecek misin?" Kaslı dostum sonunda itiraz etmeye başlamıştı. "Sana diyorum!" Omuzumdan tutup beni kendine çevirdi. Neyse ki kurbanımı kalabalıktan uzak bir köşeye çekmiştim. Kapşonumu açmak için elini kaldırdı. Bunu fırsat bilip karın boşluğuna sert bir yumruk savurdum. Ardından bir tane daha. "Seni sürtük!" - Gerçekten yapabildiğinin en iyisi bu mu dostum. - Burnuna sağlam bir yumruk yedikten sonra yerdeydi. "Hadi ama dostum. Seni güçlü bir pislik sanmıştım. Oysa ki değilmişsin." Yüzüme pslikçe bir gülümseme takıp "Hazır mısın? HAYIRSEVER seni zevkle karşılayacak." "Lanet!.."

HAYIRSEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin