SHELLY'DEN
Önümde yürüyen karaltının Erika olduğuna emindim. Elimde bir kanıt yoktu ama bütün bunları yapanın o cani olduğuna emindim. Beni fark etmesi çok uzun sürmemişti. Dikkatli biriydi. Adımlarını hızlandırmaya başladığında bende onunla aynı ritmi tutturdum. Şüphelenmişti. Ben olduğumu anlamış mıydı? Sağdan saptı. Adımları hızlanırken kafası önde eğik ilerliyordu. Yağmurdan ıslanan montum beni koruyamıyor yağmur adeta 'defol buradan!'diye canımı acıtıyordu. Ormanın girişine geldiğinde delice koşmaya başladı. Bu kadar kim hozlı koşardı? Roller değişmişti. Artık o kaçıyordu. İstediğim buydu. Çok hızlı koştuğundan ona yetişemiyordum. Çareyi ateş etmekte buldum. Kurşunlar isyan edercesine ona çarpmamakta ısrarcıydı. Kimdi bu? Erika. O nasıl bir şeydi? Karaltı artık koşmuyordu. Saklanmış olmalıydı. Ağacın arkasında pusuya yattım. Elim tetikteydi. Hava soğuk olsada her dakika vücudum alev topuna dönüyordu. Bir kıpırdama olmuştu. Ağacın arkasından çıkıp o yöne doğru baktım. Bir şey yoktu. Toz olmuştu. Vücuduma düşen her damla bir asitmiş gibi canımı yakıyordu. Bu dayanılmazdı. Ağzımı kapatan el beni çoktan kendine çekmişti. Bu nasıl bir pislikti?
TED'DEN
Gece'm bu saatte dışarıya çıkmaya alışkın mıydı? Makina aramasaydı haber alamayacaktım. Peki neden hissetmemiştim. Çoktan olması gerekti. Shelly onu takip ediyordu. Yağmur içime işlerken geceye karıştım. Artık beni göremezlerdi.
Amirin Erika'yı takibi bırakması için Alaska yağmuru daha da şiddetli, soğuk hale getiriyordu. Makina ise vücudunu aleve veriyordu. Anca bu kadarını yapabilirlerdi. Daha fazlası amiri öldürmeye yetecekti. Oysa amacımız çok farklıydı. Gece'm ormana girdiğinde silah sesleri ardından onu takip ediyordu. Kalp atışlarını kontrol etse çok daha iyi kurtulabilirdi. Kovanlarından çıkan mermileri bir bir etrafa savuşturuyordum. Bu bir süre daha devam etti. Sesler kesildi, Alaska'yla Makina ormanın çıkışında bizi bekliyorlardı. Daha doğrusu dengenin kurulmasını! Shelly ağacın arkasına geçmiş yere düşen Erika'yı arıyordu. Gece'm gücünü kontrol edemiyordu. Bir çok hissi aynı anda yaşıyordu. Bunları benimde hissetmem gerek ama sadece görüyordum. Sonunda Gece'm geceye karıştı. Bunu başardı. Artık dengenin sağlanması gerekti. Kedini uzaktan izlemeye başlamıştı. Tabloyu çözmüştü fakat Gece Ay'ını göremiyordu. Tanloya tam olarak karşıdan bakmıyordu. Gece'yle Ay bir bütündü. Ama o görmek istediğini görüyordu.
Yine de ona yardım etmek zorundaydım. İp inceldiği yerden kopmayacaktı. Artık gözlerini açmış meşe ağacına sığınırken tekrar zamanı yavaşlatmıştı. Damarlarda dolaşan kan zarrelerini, oksijenle dolan ciğerleri iliklerime kadar hissederken Gece'min yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Muhtemelen gözleri geceye çalan siyaha, bileğindeki kodun rengide solmaya başalamıştı. Amir bir şeyler olduğunu anlamış olacakki yerinden çıktı. Gece'm daha fazla daanamayıp bırakmıştı kendini. - Kusura bakma amir ama kovalamaca buraya kadarmış!-
Erika'yı kucağıma alıp ormanın çıkışına doğru ilerledim. Etrafı taradıktan sonra nihayetinde Alaska arabanın kapısını açmıştı. Arka koltuğa girip Erika'yı dizlerime yatırdım. Çamura bulanan yüzünden saçlarını yaaşça çektim. Yüzü bembeyazdı. Saf. Tıpkı bir Ay gibi. Ben ise bir Gece kadar esmerdim. Kısacık kirpiklerine karşılık benimkiler uzun, hafif küçük olan burnunun aksine benim burnum hokka gibiydi. Onun gözleri mavi benimkiler yeşildi. Alaska'yla Makina öyle değillerdi. Birbirlerine çok benziyorlar. Hatta Alaska dengesinin platonik aşık olduğu Makina olacağını biliyordu. Bende biliyordum. Bu kişi Erika'ydı. Pekala neden hala olmamıştı. Denge neden kurulmamıştı. Alaska dikiz aynasından bana bakıyordu. "Ben cevap vereyim Ted'cim. Erika zor bir kişiliğe sahip. Baskın bir karakter. O her şeyi kontrol edebiliyor. Hatta Gece olmayı O seçti. Kodunun HAYIRSEVER olmasını bile. Ama bunu kendine yaptığını bilmiyor. Orası muamma. Boynunda ki siyahlık ise.." Makina Alaska'yı o sıra bakışlarının etkisi altına aldı. Adeta 'Sırası değil!' diye haykırıyorudu.Alaska cümlesini tamamladı. "..bir anlam veremedim." Geçiştirmişti. Tabiki biliyordu ama söylemedi. Makina'nın ateş kırmızısı gözlerine biraz su mavisi karışmıştı. Alaska'nın ise tam tersiydi. Bu dengenin sağlandığının bir kanıtıydı. Sonradan olan bir şeydi.
.........
Evime gelmiştik. Kapıdan içeriye girerken"Sağol Makina." diye arkasından seslendim. Yardımı dokundu sonuçta. İkisininde. Alaska'nın mırıltıları altında içeriye geçerken Erika'nın boynunu fark ettim. Gerçekten siyahtı. Ufakta değildi. Tıpkı bir Ay dövmesi kadar büyüktü. Bu yeterliydi. Bayıgın bir şekilde duran Erika'yı yatağa bıraktım. Kolunda ki kod sönmeye yakındı. Bu olmamalıydı. Gerçekten olmamalı. Enerjisi tükendiğinde öldürürdü. Böylelikle tekrar kendi olurdu. Tekrardan güçlenirdi. Anlından akan boncuk terler boğazının yolunu izliyordu. Gece siyahı saçalrını çekip boynuna odaklandım. Dövme tamamlanmıştı! Bu kadar çabuk olmamalıydı. Denge daha kurulmamaıştı.
..
Elini avucumun içine aldım. Gücümü ona aktarmam gerekiyordu. Yoksa onu kaybederdim. Acıyla inledim! Elindeki damarlarından, damarlarıma metalik mavi akmaya başladı. Bu canımı yakıyordu. Hemde fazlasıyla. Benim sıvımı kabul etmemişti. Bu BAŞARISIZ! anlamına geliyordu. Ağzımdan, burnumdan metalik mavi akmaya başlamıştı. Vücudum zehirlenmişti ve kendini savunmaya geçmişti. İşte herşey şimdi başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYIRSEVER
Научная фантастикаTıp birinci sınıf öğrencisi olan Erika Kelt in doğuştan gelen yeteneğine yavaş yavaş kavuşması sırasında, hayatında yer alması gereken, ona dengesini koruması için yanında olmak zorunda olan Ted Bundy ilerleyen zamanlarda Erika nın gücünün verdiği...