Sokak lambalarının aydınlattığı, adımlarımı zeminle buluşturduğum, yağmur damlalarının tenimi ıslattığı, geçmişime sövdüğüm bir gün geçirmiştim işte. Farklı olmak bu kadar kötü olmamalıydı ya da kötü olan bendim. Ortalıkta dolaşıp insan öldüren ve bundan zevk alan bir kötüydüm sadece."Belki bir parça tuhafım. (George Joseph Smith.)" - Gözlerimin parlaması istemsizce karanlığa bırakmıştı kendini. Loş bir sokakta yürüyordum. Sessizlik ve yağmurla birlikte karışık toprak kokusu olan..
Arkamdan gelen ayak sesiyle irkilmiştim. Sakinliğimi korumaya çalışarak adımlarımı olduğundan hızlı atmaya başladım. İleride bir sağ çıkış vardı. O yolun ormana gittiğinden emindim. Böylelikle izimi çok çabuk kaybettirebilecektim. Ya da gecenin bu saatinde bir gırtlak daha kesmekten kaçınmayacaktım. Adımlaeımı ard arda atarken, arkamdaki dostumda benimle birlikte hareket ediyordu. Sağa saparken omuzumun üstünden küçük dostuma baktım. Belindeki metal kimliğini açığa çıkarıyordu. Belindeki metal bir silahtı ve küçük dostum da bir polis.- İşlenen cinayetlerden dolayı benden şüphelenmiş olmalılardı. Ama benden nasıl şüphelendiler. Açığımı mı yakaladılar acaba. Bir açığım da yok oysa. Hayır HAYIRSEVER saçmalıyorsun. Dediğim gibi sen HAYIRSEVER sin. Eğer senden şüphelendilerse bile bunu kanıtlayamazlar. Kanıtlamak için vakitleri bile olmaz!
Shelly, Sharlock'la iş ortağı. Cinayet amiri. Şimdi ise son dönemde ki cinayetlerle meşgül ve şu anda peşimde.- Nihayet ormanın girişi görünmüştü. Adımlarım ardı ardına gelirken kalp ritmim normalin üzerine çıkıyordu. Adımımı toprağa basar basmaz koşmaya başladım. Yağmur yere sertçe iniyordu. Adeta toprağa ceza çektiriyordu. Soğuk hava ciğerlerimi parçalıyor, arkamdan silah sesleri duyuluyordu. Koşuyordum. Ağlıyordum.. Hissetmiyordum... Hayır hayır. Kaçıyordum, delicesine kaçıyordum.-Bir polisten mi kaçıyprdum. Ben HAYIRSEVER' dim. Ben kaçmazdım.Benden kaçarlardı. Ne oldu da işler tersine döndü.Lanet olası! Arkamda bir polis beni kovalıyor ve yine aynı şey oluyor.- Gecenin karanlığında gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Ciğerlerime dolan oksijeni küfür edercesine dışarıya atıyordum. Başım dönüyor, dengemi korumakta güçlük çekiyordum. Dizlerimin titremesiyle çamura bıraktım kendimi. Kalp ritmim daha da artmış silah sesleri kesilmişti. Pusudaydı. Ceylanın kaçmasını bekliyordu. Ben olsam öyle yapardım. Pekala, ceylan zekiyse ve kaçmak yerine başka bir şeyi seçmişse! Ceylan olmak yerine avcı olmayı seçmişse. Gözümden akan yaşlar çamurla buluşurken - Bu kadar zayıf mısın HAYIRSEVER. Gerçekten bu kadar zayıf mısın! HAYIR DOSTUM BEN HAYIRSEVER'İM.BİR CEYLANSA HİÇ DEĞİL!- İç sesimle savaşırken gözlerimi kapattım. Hala pusudaydı. Beni göremediği kesindi. Gözlerimi iyice sıktım. Anlımdan damlayan boncuk boncuk terler boğazımın yanını sızlatıyordu. Avcı av olmayacaktı. Bu çok tezattı. Bileğimin verdiği acıyla iç çektim. Kirpiklerim birbirine iyice kenetlenmişti. Orman gözlerimin önündeydi. Sanki her şey bir anda kuş bakışı olmuştu. Yerde,çamurlar içinde yatan beni gördüm. Yanımda içi yarık kocaman bir meşe duruyordu. Amir ise çok da uzakta değildi. Eli tetikteydi. Kalp ritimleri benden farksızdı. Kirpiklerini birbirine on saniye sonra kavuşturuyordu. Bundan faydalanarak meşenin içine girebilirdim. Üç kalp atışı duyuyordum. İkisi deli gibi atan, biri ise normal bir insanın ölmesine sebebiyet verecek şekilde yavaşça atıyordu. Ama sadece iki kişi görüş alanımdaydı. Üçüncü neredeydi? Kimdi? Gecenin ortasında bir katil, onu kovalayan kaçık bir amir. Tablo mükemmeldi. Peki o parazit neydi? Herşey sanki ağır çekime girmiş gibiydi. Amirin göz kırpışlarını, benim soluk alış verişimi ince ayrıntısına kadar görüyor, hissediyordum.
Gözlerimi nihayet açabilmiştim. Amirin gözlerini kırpmasıyla herşey tekrardan ağır çekime girmişti. Ben ise çoktan meşedeydim. Pekala, amir neden çok saçma bir şekilde bu kadar uzun süre beklemişti? Amir saklandığı ağaçtan yavaşça kendini belirtmişti. Arkasında biri vardı. Kalp ritmimi kontrol edemezken bileğimdeki solan metalik maviyle baş dönmem daha da arttı. Gözlerimi kırpıştırdım. Aralandıklarında ise amir yerinde yoktu. Neredeydi? Arkama geçmiş olmalıydı. Her avcı avına arkadan yaklaşmaz mıydı? Gözlerimin ardına kadar kapanmasıyla kendimi yerde buldum. Artık her yanım çamurdan nasibini almıştı. Tıkanan nefesimle ciğerlerime oksijen gitmesi için çabaladım. Ard arda aldığım nefeslerin ardından bir çift bot önümde duruyordu.-Lanet olsun! Bu kadar çabuk olmamalı!-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYIRSEVER
Science FictionTıp birinci sınıf öğrencisi olan Erika Kelt in doğuştan gelen yeteneğine yavaş yavaş kavuşması sırasında, hayatında yer alması gereken, ona dengesini koruması için yanında olmak zorunda olan Ted Bundy ilerleyen zamanlarda Erika nın gücünün verdiği...