''Dans''
Zeynep,
''Geri zekalı,'' diye çıkıştığımda onunda yüzündeki sırıtış kaybolmuş kaşları yeniden çatılmıştı.
Islak Kurbağa Prenses'de neyin nesiydi Allah aşkına?
''Aptal kız,'' diye karşılık verdiğinde şaşkınlıktan ağzım O şeklini almıştı.
''Bana mı dedin sen onu?'' Başıyla beni onayladığında kaşlarımı çattım. ''Pislik! Seninle konuşanda kabahat.''
''Bana diyene bak!'' dedi oda alayla. ''Yine cazgır haline geri döndün.''
''Sen... Sen...'' diyecek bir şey düşündüm bir süre. ''Aptal! Ama suç ben de!''
Daha fazla onunla tartışmak istemeyerek omuzuna çarparak geçtiğimde canım acımıştı. Bu kadar kaslı olmak zorunda mıydı cidden?
Kerem'in yanından ayrıldıktan sonra hızlı adımlarla okula girdim. Ders zili çalmıştı bile. Sınıfa çıktığımda Melis ve Yağmur sıralarından kalkmış bana doğru geliyorlardı.
''Neredesin kızım sen?''diye çıkıştı Yağmur.
''Uyuya kalmışım. Hiç sorma.''
Kısa bir açıklamadan sonra birlikte benim sırama geçerek oturduk.
''Herneyse,'' diye geçiştiren Melis'e döndüm sorarcasına. Bir şey olduğunu muzip ifadeyle parlayan gözlerinden bile anlayabiliyordum. ''Seni dinliyoruz.'' Kaşlarımı çattığımda yeniden konuştu. ''Kerem'le konuştuğunuzu gördüm. Ne konuştunuz? Neler oluyor?''
''Özür diledi.''
''Ha?''
''Ha?''
Melis ve Yağmur aynı anda ağzılarından anlaşılmaz homurtular çıkardıklarında gözlerimi devirdim.
''Ne dedin sen? Kerem Sayer senden özür diledi öyle mi?Yani bizim tanıdığımız Kerem?'' diye sordu Melis.
Şaşkınlıkları yüzlerinden bile okunuyordu.
''Evet,'' dedim bıkkınlıkla. ''Kerem bende özür diledi. Ve hemen ardından yine tartıştık.''
''Nasıl yani?'' diye soran Yağmur'du.
''Öyle işte. Özür diledi, ben de affetim. Sonra yine kavga ettik.''
''Tam sizden beklenen bir hareket.''
Kaşlarımı çatarak Yağmur'a baktım.
''Ne demeye çalışıyorsun?''
''Hiçbir şey,'' diye geçiştirdi beni. ''Ee, söyle bakalım. Ne için özür diledi?''
Olabildiğince kısa anlatmaya çalıştım Burcu ve Aksel olayını. Kerem'in kafeye girişini ve bana ettiği hakaretleri anlatırken konu biraz uzamıştı. Bana ettiği hakaretleri hatırlayınca öfkelensem de, benden özür dilediğini düşününce bu öfkem biraz da olsa diniyordu.
''Oha!'' diyen ani bir çıkışta bulunan Yağmur'a Melis'te, ''Yuh!'' diyerek eşlik etmişti.
''Gerçekten çok ilginçsiniz,'' dedi şokunu üzerinden atmaya çalışan Melis.
''Evet,'' diye onu destekledi Yağmur. ''Gerçekten öyleler.''
''Kesin şunu!'' diye çıkıştım.
''Demek dün o yüzden sinirliydin?'' diye soran Yağmur'a anlamayarak baktığımda açıkladı. ''Hani telefonda bağırıp çağırmıştın ya. Onu diyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçilmezim
Romance''Zeynep yapma.Benden kaçma.'' diye mırıldandı.Git gide sesi kısıyordu sanki. ''Senden ka-kaçtığım falan yok.Şimdi beni bırakır mısın?'' diye yeniledim sorumu.Birşey demeyince onu sertçe ittirdim.Sonunda ondan kurtulduğumda arkamı döndüş gidiyordum...