17.Bölüm

12.7K 235 2
                                    

''Kaybolmak''

Zeynep,

Şu son 2 gün öyle güzeldi ki.Asla unutmayacağım 2 gün.Hayal gibi.Kerem ile birlikte.

''Kerem biliyor musun şu anda sanki bir rüyanın içinde gibiyim.Hiç bitmesini istemediğim,hiç uyanmak istemediğim.Sanki böyle uyanırsam bir daha hiç böyle mutlu olamayacakmışım gibi hissediyorum.Kerem ben sana çok teşekkür ederim,hayatıma girdiğin için.'' 

''Ben sana teşekkür ederim,bana bu aşk denilen duyguyu tatırdığın için.'' dedi bana sarılmaya devam ederek.

''Şimdi sırada ne var peki?'' diye sordum ondan ayrılarak.

''Seni bilemiyorum ama benim için sırada uyumak var.'' dedi sırıtarak.Tam bir öküz ya!Koltuğa doğru gidiyordu ki elinden tuttum.

İlk önce ellerimizi daha sonrada yüzüme ne oldu dercesine baktı.

''Bu gece birlikte uyuyalım mı?Yani sarılarak.'' dedim utanarak.

Bana bakarak gülümsedi ve tamam anladımda başını salladı.Birlikte yatağın içine girdik ve sarıldık.

Bu an hiç bitmesin istiyordum.Hep böyle kalalım.Beni hiç bırakmasın.Sonsuza dek böyle kalabilirdim ben.Mutlu ve huzurlu.

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda Kerem yoktu.Sadece bir not vardı.

‘’Günaydın güzelim.Ben aşağıya çıkış işlemlerini haletmeye gittim.Birazdan geleceğim. -Öküzün.'' 

Gülümsedim.Notu aldığım yere bıraktım ve çantamı hazırlamaya başladım.Üzerimide değiştirdikten sonra hazırdım.Koltuğa oturdum ve Keremi beklemey koyuldum.

Çok uzun sürmedi gelmesi.Kapıyı açıp içeri girdi.

''Hazırsan çıkalım güzelim.'' 

''Hazırım.'' 

Kerem bavulları eline aldı.Arabayın yanına geldiğimizde Kerem valizleri bagaja yerleştirdi.

Sessiz bir şekilde gidiyorduk ki arabadan sesler gelmeye başladı ve aniden araba durdu.Kerem küfrederek arabadan indi.

''Kerem neler oluyor?'' diye sordum.

''Kahretsin ki benzinimiz bitti.'' 

''Kerem şimdi ne yapacağız?Otelden de uzaklaştık,burdan arabada geçmiyor.'' dedim endişeli ve korku dolu sesimle.

''Ormandan gideceğiz,mecburen.Hem ormandan otele giden kestirme bir yol var.Hadi gel.'' dedi elini uzatarak,elini tuttum ve yürümeye başladık.

Uzun bir süre yürüdük,hava gittikçe soğuyordu.Biraz daha yürüdükten sonra ayağımı burktum ve yere düştüm.Kerem hemen yanıma geldi.

''Ahh.'' diye inledim.

''Zeynep,iyi misin?''

''Hayır Kerem iyi falan değilim.Ayağam çok acıyor,hava kararmaya başladı ve biz yolumuzu kaybettik.Keşke arabanın yanında kalsaydık.'' diye sitem ettim.

''Tamam güzelim sakin ol,bak ben yanındayım ve yolumuzu bulacağız tamam mı?Sakın korkma!'' Tamam anlamında kafamı salladım ve ayağa kalktım.Ayağımın üzerine basamıyordum canım çok acıyordu.

Kerem bunu fark etmiş olmalı ki beni kucağına aldı.Tabii buda benim hoşuma gitmişti.Öyle olunca ben Kereme hangi taraftan gideceğimize dağir emirler vermeye başladım.

''Şu taraftan gideceğiz.'' dedim parmamla göstererek.

''Valla karşının taksisiyim hanımefendi yolu tarif ediceksiniz artık.'' dedi gülerek.

''Çok komik.''

Yürümeye devam ediyorduk.Uzun süredir yürüyorduk ve nereye gittiğimizi bilmiyordum.Keremin yorulduğunu faark ettiğimde konuşmaya karar verdim.

''Biraz dinlenelim mi?''

''Süper olur.'' Beni yere bıraktı ve etrafa bakınmaya başladı.Nerde olduğumuz hakında ikimizinde bir fikri yoktu.

''Kerem ne yapacağız?Yolumuzuda iyice kaybettik.Havada kararmaya başladı.'' dedim sıkıntıyla.

''Korkma güzelim,bak ben yanındayım.Korkma tamam mı?Bak yolumuzu bulacağız,eve döneceğiz.Sonrada bu yaşadıklarımıza gülüp geçeceğiz.'' 

''Öyle mi olucak gerçekten?'' Keremin dediklerine inanmak istiyordum.

''Tabii öyle olucak.Sen yeter ki umudunu yitirme.''

 ''Peki ya dediğin gibi olmazsa ya eve dönemezsek ne olucak?'' 

''Döneceğiz Zeynep.Korkma tamam mı?'' Kerem yanıma yaklaşım yüzümü avuçlarının içine aldı.Şimdi biraz sakinleşmiştim.

''Korkmuyorum ki.Çünkü sen yanımdasın,beni bırakmazsın.Hadi artık yola koyulalım.''

''Sen böyle yürüye bilecek misin?'' dedi ayağıma bakarak.

''Evet,hem önceki kadar acımıyor.'' dedim ve ayağa kalktık.

Tekrardan yürümeye başladık,uzun sürmeden karşımıza bir kulübe çıktı.Avcı kulübesine benziyordu,yanına gittik ve kapıyı çaldık ama açan kimse olmadı.Kerem kapıyı açtı tam içeriye giricekti ki kolundan tuttum.

''Kerem bence bu doğru olmaz.''

'Başka çaremiz yok,yoksa burda donarak öleceğiz.''

''Sanırım haklısın.'' 

Kulübenin içine girdiğimizde küçük bir yatağı vardı.Bir şöminesi.İçi çok küçüktü fakat şirindi.

''Sen geç ben yakıcak birşeyler toplayıp geliyorum.''

''Tamam.'' Kerem çıktıktan sonra bende etrafa bakınmaya başladım.

Sonrada Kerem geldi elinde bir kucak odun vardı ve şömüneyi yaktı,bir battaniye alıp yanıma geldi.

''Şimdi ısınırız,hadi gel.'' dedi öbattaniyeyi kaldırarak.Birbirimize sarılık.

''Çocuklar bizi çok merak etmişlerdir.''

''Evet ben onları tamamen unuttum.Ama şimdi sen bunları düşünme yarın sabah tekrar yola koyuluruz.Ayağan nasıl oldu?Hala acıyor mu?''

''Sanırım çok daha iyi.'' Başka birşey konuşmadık.Bir süre sonra Kerem ayağa kalktı.

''Ne oldu?Nereye gidiyorsun?'' 

''Odun alıp geleceğim.''

''Tamam.''

Gözlerimi açtığımda Kerem yanımdaydı.Uyuyordu.Küçük penceren ışık sızıyordu içeriye.Sanırım sabah olmuştu.

Yavaşça başımı çevirmem ile karşımda orta yaşlarda bir adam gördüm.Adam ise kapıda durmuş bize bakıyordu.Hemen Keemi dürtmeye başladım.Fakat yerinden kıpırdamıyordu.

''Kerem kalksana ya!'' diye sitem ettim ve dürtmeye devam ettim.

''Ne oluyor Zeynep ya?Sabahın köründe uyandırıyosun insanı?'' dedi gözlerini açmadan.Öküz ya,katıksız öküz!

''Kerem kalk!'' diye hafif bağırdığımda gözlerini açarak bana baktı.

''Ne var?Al işte kalktım.'' dediğinde gözlerimle kapıyı işaret ettim.Oda gözlerini benim baktığım yere çevirince gözleri kocaman olmuştu.

VazgeçilmezimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin