''Duygu''
Zeynep,
''Bulgaristandansın yani?'' diyen Kerem'e gözlerimi devirerek, ''Evet dedim ya!'' diye cevapladım.
Son yarım saatir belki de hiç tartışmadan ve ya, didişmeden normal insalar gibi anlaşabiliyorduk ve bu fazlasıyla garipti. Özelikle de söz konusu o ve ben olunca.
''Gavur kız!'' dedi alayla.
Evet, işte sakinliğimiz buraya kadardı sanırım. Ne olurdu sanki birkaç dakika daha çenesini tutsa ve biz kavga etmeden ayrılsak. Ama doğru ya, öküz her yerde öküzdür.
''Boşuna dememişler, eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir diye,'' diye homurdandım. ''Bu söz sana fazlasıyla oturuyor. Bil istedim.''
''Teveccühünüz efendim.'' derken neşeliydi. Ben her sinirlediğimde bu çocuk neşeli oluyordu. Ne yani benim sinirlenmemden zevk mi alıyordu?
''Salak şey!'' diye homurdanırken ben, Kerem'in çalan telefonuyla dikkatimi oraya verdim.
''Efendim Yağmur?'' Kerem'in sesiyle bakışlarımı huzur veren deniz manzarasından çekerek ona çevirdim.
Kaşları çatılmış Yağmur'u dinliyordu. Yağmur'un sesini duyuyordum ama ne dediğini tam olarak anlayamıyordum.
Birkaç saniye boyunca Yağmur'u dinledi ve bu birkaç saniye içinde 3 defa gözlerini çevirdi. Evet, Yağmur fazla konuşan bir kızdı ve bazen insanı bunaltıyordu.
''Yağmur bir sus artık!'' Kerem'in ani çıkışı beni korkuturken o aynı ses tonuyla devam etti. ''Birazdan geleceğim. Sen beni bekleme, yat uyu. Kapatıyorum.''
Ve hiçbir şey demesine izin vermeden dediğini yaparak telefonu kapattı. Gözleri gözlerime ulaştığında utanarak başımı yere eğdim, meraklı görünmek istemiyordum.
''Yağmur,'' dedi açıklayarak. ''Merak etmiş.'' Aradan geçen kısa bir sessizlikten sonra tekrardan konuşmaya başladı, fakat bunu bana değil de sanki kendine söylüyormuş gibiydi. ''Ondan başka merak edenim yok ya, neyse.''
''Ne demek o?''
Sorum onu hazırlıksız yakalarken, üzerime diktiği bakışlarını karşımızdaki denizin güzel manzarasına çevirdi.
''Boş ver.'' diye geçiştirdi. ''Haydi, seni evine bırakayım. Geç oldu.''
''Pekala,'' derken Kerem çoktan ayaklanmıştı. ''Ama eğer anlatmak istersen dinlerim.''
Kerem'in peşinden giderken söylediğim şeyi duymadığını düşündüm bir an. Hiçbir tepki vermemişti duyduğuna dair.
''Belki anlatırım. Ama şimdi değil.'' Kerem'in cevabından sonra eve gidene dek konuşmamıştık.
Evin önünde duran arabayla hafifçe Kerem'e döndüm.
''Teşekkürler,'' dedim tüm içtenliğimle. ''Her şey için.''
Mahçup bir tavırla başını öne eğerken, ''İyi geceler.'' diye mırıldandı.
Arabanın kapısın açarak indiğimde kapıyı geri kapatmadan hemen önce, ''İyi geceler.'' dedim.
Kapıyı kapattıktan sonra, eve doğru ilerlemeye başladım. Az öncenin aksine hava soğumuştu.
Birkaç adımda kapıya ulaştığımda çantamı karıştırdım anahtarlarımı bulmak adına, bu süre boyunca ise Kerem hala gitmemişti. Arabanın varlığını arkamda hissediyordum... Bir ihtimal beni izleyeceği düşüncesiyle çantamdan zorda olsa çıkarabildiğim anahtarlarımı elimden kaçırdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/12378282-288-k132425.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçilmezim
Romance''Zeynep yapma.Benden kaçma.'' diye mırıldandı.Git gide sesi kısıyordu sanki. ''Senden ka-kaçtığım falan yok.Şimdi beni bırakır mısın?'' diye yeniledim sorumu.Birşey demeyince onu sertçe ittirdim.Sonunda ondan kurtulduğumda arkamı döndüş gidiyordum...