Bolum 8

67 7 0
                                    

Sahne 57/ Ruhat Oto/ İÇ GÜN
Ruhat arabasıyla kralın mezarına giderken,hocanın anlatan sesini duyarız.Seste kasabada herkesin dilinde binlerce yıl önce yaşamış kralın altın heykeli dolanmaktadır.Bu uğurda antik kent ve çevresi defineciler tarafından didik didik talan edilmiştir.Herkes altın heykelin peşindedir.Bu tutku dededen oğula nesilden nesile dilden dile süre gelen mistik bir efsaneye dönüşmüştür.Efsaneye göre heykeli koruyan kralın cinleridir. Cinlerle içli dışlı yaşıyan sıra dışı ilimlere ve güçlere sahip bu kral kendini çağrıştıran altın bir heykel yaptırır ve ölünce mezarına konulmasını emreder.

Sahne 58/ Mezar/ DIŞ GÜN
Hocanın anlatan sesi devam ederken Ruhat mezara gelir. Mezarı incelemeye başlar.
Hocanın anlatan sesi kesilir. Ruhat mezarın etrafında bir tur döner ve taşları incelerken yıkık taşların üstünde çok iri bir kargayla gözgöze gelir. Karganın gözleri ürkütücüdür.Sanki mezarı korumak için orada bekler gibidir. Ruhata dik dik bakmaktadır. Ruhat kargadan çok etkilenir ve ürker.Karganın gözlerine kilitlendiği bir anda arkasından omuzuna bir el dokunur aniden döner, dokunan Azazel'dir. Azazel'i görünce rahatlar.
RUHAT: Korkuttun beni ne zamandan beri buradasın?
AZAZEL: Yeni geldim. Sık sık gelirim. Beni çeken bir havası var buranın.
RUHAT: Bu mezarın efsanesini duymuş olmalısın.
AZAZEL: Evet.
RUHAT: Ama şu karga çok ürkütücü.
Diyerek kargaya doğru bakar ama karga aniden kaybolmuştur.
AZAZEL:Karga mı ben karga falan görmedim.
RUHAT:Tuhaf!Taşların üzerinde çok iri bir karga vardı.Sen gelince kaçmış olacak. AZAZEL:Olabilir.
O sırada Ruhat'ın telefonu çalar.
Ruhat: Afedersin.
Ruhat telefona cevap verir.
RUHAT: Alo buyrun, oo sen misin 1 saate kadar mı? Aaa tabi tabi gelirim hoşçakal.
Ruhat Azazel'e döner.

RUHAT:Arayan arkadaşım Salman'dı. Onunla buluşmam gerekiyor. Gitmem gerek. İstersen seni de bırakayım.AZAZEL: Hayır biraz daha kalmak istiyorum.
RUHAT: Peki hoşçakal görüşürüz.
AZAZEL: Güle güle.Ruhat ilerler, Azazel ve mezarda kalırız.
(Kasabada Akşam)

Sahne 59/ Ruhat Oto/ İÇ GECE
Ruhat'la Salmanı arabada giderken görürüz. Arabayı Salman kullanmaktadır, sessizliği Ruhat bozar.
RUHAT:Hala nereye gittiğimizi söylemedin.
SALMAN:Gidincegörürsün.
Yolculuk devam ederken birden aracın üzerine doğru uçan bir yaratık gelir. Salman panik yapar,direksiyon hakimiyetini kaybeder yoldan çıkar.Kontrolsüz şekilde ilerdeki ağaçlara doğru yönelir ve bir ağaca şoför yönünden yandan ağaca çarpar ve durur.

Sahne 60/ Yol Kenarı-Kaza/ DIŞ GECE
Ruhatın kemeri takılı olduğu için araçtan fırlamaz.Ruhat bir an çarpmanın şiddetiyle kendinden geçer gibi olur bir müddet sonra kendine gelir. Yanına bakar Salman oturduğu koltukta ağacın basıncıyla sıkışmış ve baygın haldedir. Ruhat Salman diye seslenir cevap alamaz.
Kamera tekrar Ruhatı gösterir. Emniyet kemerinin düğmesine basar açılmaz. Birkaç kez zorlar yine açılmaz. Bu arada motor kaputunun üzerinden dumanlar çıkmaya başlar. Motorda yangın başlamışdır. Ruhat iyice panikler kemerden kurtulmak için çaba gösterir. Sağında solunda yardımcı bir şeyler arar torpido gözüne yönelir açar bir maket bıçağı görür ucunu çıkarır kemeri kesmeye başlar ve sonunda başarır. Kemerden kurtulunca kapıyı bir iki zorlamadan sonra açar. Bir an ön tarafından yanan araca bakarak geri geri uzaklaşır.
Yola doğru topallayarak yardım istemek için koşar.Umutsuzca yardım edin yardım edin diye bağırır. Bu arada kazayı gören bir araç durur. İçeriden adam iner.
RUHAT: Kaza yaptık,aracın içinde arkadaşım var araç yanıyor. Hemen çıkarmamız lazım, bilinci kapalı.
Adam arabasına yönelir ve koltuğun altından yangın tüpünü alır.
ADAM:Hadi acele et.
RUHAT:Sağol arkadaş.
Araca doğru koşarlar, yaklaştıklarında alevler iyice yükselmiştir.
ADAM: Çok geç. Araç infilak etmek üzere faydası yok.
RUHAT:Tanrım imkansız bu!
Derken umutsuzca araca doğru hamle eder.
ADAM: Ne yapıyorsun çıldırdın mı? Araç patlayacak neredeyse.
RUHAT: Bırak beni onu çıkarmalıyım.
Demeye kalmadan araç büyük bir gürültüyle infilak eder ve yanmaya başlar. Ruhat büyük bir üzüntü içinde yanan araca bakar.

Sahne 61/ Yol Kenarı-Kaza Yeri/ DIŞ GECE

İtfaiye, polis ve ambulans görülür. Salmanın cesedi ceset torbasına konulmuş halde ambulansa bindirilirken Ruhat seyreder.
POLİS: İfadenizi imzalamanız gerekiyor.
RUHAT: Tabi memur bey.

(Kasabada Sabah)

Sahne 62/ Mezarlık/ DIŞ GÜN
Ruhat, Muhtar ve köylüler Salman'ı defnederler.

Sahne 63/ Mezarlık Çıkışı/ DIŞ GÜN
MUHTAR: Başımız sağolsun ne demeli.
RUHAT: Nasıl oldu hala şoktayım.
MUHTAR: Nasıl oldu kaza?
RUHAT: Üstümüze doğru kuşa benzer bir yaratık geldi. Salman panik yaptı yoldan çıktık.
MUHTAR: Allah Allah. Görünmez kaza diye buna denir. Hadi bize gidelim oğlum.
RUHAT: Dönmem lazım amca gazetede işlerim var yine gelirim.
MUHTAR: Beklerim oğlum selametle.
(Kasaba Genelleri)

Uğrama film senaryosuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin