Kapının sesi ile Ela iyice tedirgin olmaya başlamıştı, ama bu bekleyince geçecek gibi değildi, çünkü ayak sesleri basamaklardan gelmeye başlamıştı. Kendine gelenin bir yabancı olmadığını, Akın olabileceğini , gelenin bir yabancı olmasından korkmadığını itiraf ederek, kendini rahatlatmaya çalıştı ama nafileydi. Ayak sesleri neredeyse kapıya kadar gelmişti. Elanın içindeki en büyük tedirginlik eve bir yabancının girmesinden çok, yeniden ev sahibi ile karşılaşmaktı.
Akın içeri girip, Elaya seslenmeye başladı '' Ela ...Ela neredesin? Nereye gittin başımın belası ?'' Akının sesi, biraz gergin ve derinden çıkıyordu.
Ela, yatağının ucunda kıpırtısız, eve gelen kişinin ayak seslerini takip ederken, farkında olmadan yatağın örtüsünü ellinde sıkı sıkı tutmuştu, yavaşça açılan kapıyla beraber Akın'ı görünce " demek gelen sendin dedi, '' diye fısıldadı.
'' Tabii ki benim. Başka kim olacaktı? Yoksa Cengiz'in senin kollarına tekrar koşacağını mı düşünüyorsun?''
Ela, sessizce kafasını pencereye doğru çevirdi, 'bu adamın seviyesine düşmeyeceğim' dedi içinden.
Saat hayli ilerlemiş, gece yarısını da geçmişti.Ama Akın hala capcanli ve enerjik bir halde karşısındaydı, çok alımlı karizmatik bir havası vardı Akının ve Ela bu adama bakmaktan içten gelen bir dürtüyle kendini alı koyamıyordu.
Halbuki az önce içinde yaşadığı karmaşık duyguların ruhunu ve bedenini ele geçirmemesi için gözlerini kaçırırken, içindeki bu adama bakma dürtüsüne engel olamıyordu, garip bir etki altındaydı, daha önce hiç hissetmediği.
Akın, Elanın bu sessiz halinden rahatsızlanmıştı, ama oda aynı sakinliği göstererek '' söyler misin bana, sen bu kata nasıl çıktın? senin ayağının üzerine bile basmaman gerekirken.''
Ela içinden derin bir nefes alıp, '' sana beyaz atlı prensim geldi beni kucağına alıp buraya çıkmama yardım etti diyemeyeceğim ,maalesef.Merdivenleri tek başıma çıktım, buraya çıkıp uyumak istedim sadece, her basamakta biraz dinlendim.''
''Sana inanamıyorum, ya dengeni kaybedip düşseydin?''
'' Merak etme , burada istenmeyen bir misafir olduğuma göre, seni bunun için asla suçlamazdım .'' Ela bu adamın bir an önce odadan çıkmasını istiyordu, ama zaman geçtikçe onu kurtarıcısıgibi görmeye başlayıp, içinden yaptıkları ve gösterdiği anlayış için minnet bile duymaya başladı, yaşadığı bu fırtınalı günlerde tutunacağı sağlam bir dal gibiydi.
Akın, onun verdiği cevaplara ne kadar sinirlensede sessiz kalmayı tercih ediyordu, sonuçta onun da kardeşinin diğer eski sevgililerinden bir farkı yoktu onlarla aynı eşit derecede önemsiz biriydi.
Ela bir an için gerçekleri açıklamak istese de o anın uygun olmadığını biliyordu, doğru zamanı beklemeliydi. Zaten anlatacakları öyle özet geçilecek gibi değildi, oldukça uzundu anlatacakları. Cengiz hakkında konuşacakları şimdi yazılsa roman olurdu diye geçirdi içinden.
Saat ilerledikçe göz kapakları ağırlaşıyor, gözlerini açamaz olmuştu. Aldığı ağrı kesiciler yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı.
Gözlerini kapatıp '' Bak eğer gerçekten buraya nasıl çıktığımı bilmek istiyorsan diye söylüyorum, tamamen kendi çabamla çıktım, evet hiç kolay olmadı. '' gözlerini açtığında oda kapkaranlıktı, Akını göremiyordu ama yine de fısıltı gibi çıkan sesiyle konuşmaya devam etti. '' Sana söylemiştim, zorluklarla savaşırım, çok kolay pes eden biri hiç olmadım, yoksa buraya kadar gelemezdim.''
Akın konuyu değiştirip, '' söylesene o efsanevi büyük servetine ne oldu?''
''Ah. Evet doğru kelime efsane servetiyi cümle!'' Ela onu kollarına alan uykuya doğru dalarken, kurduğu cümle yarım kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK... İNTİKAMI YENER Mİ ?
Roman d'amourEla, ailesinin elinde kalan bütün mal varlığını ellerindeki son kuruşa kadar alanlardan ve kalbini çalan adamdan intikamını almak için, yollara düşer. Çantasında ailesinden kalan son bir kaç parça yadigarla çıktığı bu yolda ailesinin intikamını alm...