NOT: Gece Yarısı'nın yeni halidir. Keyifli okumalar.
Tekrar başladığınız tarihi yazınız lütfen.
Düşüncelerinizi mutlaka yazın.
Sizi seviyore.
*******
İki yarım hikâyedir aslında birbirini tamamlayan. Görünmez ip dediğimiz bir değil birçok yerden bağlar iki yüreği bir birine. İki yarım hayat birleşir ve koca bir ömür olur. Ne zaman gelir karşına çıkar kimse bilemez çünkü kader planla hareket etmez.
Yarın uyandığında hiç kimse ne olacağını bilemez.
Çünkü kader bir oyun ve insanlar sadece onun istediği doğrultuda sahnelenen aktörler.
Tamda şu an olduğu gibi kimse kaderin neler çevirdiğini kiminle anlaşmalara oturduğunu bilemez. "Gece gece gitmeye ne gerek vardı ki?" Dedi genç kadın, kucağındaki bebeği oto koltuğuna yerleştirirken. "Annemi biliyorsun, gidelim bir şey olmaz."
Genç kadın eşinin cevabına sessiz kalırken içinde bitmek bilmeyen hisler birbiri ile savaşa tutuşmuştu. Hisler bir şeyin habercisiydi her zaman. Keder ördüğü ağlarını bu küçük ailenin boynuna dolamak üzereydi ve herkes bundan habersiz şekilde yaşıyordu.
Şeytan bu hikâyenin başrolüydü. Hayatlar alıyor ve hayatlar yakıyordu. Kurduğu planları kaderin önüne seriyordu. Ölüm ikisine de cazip geliyordu.
Sarsılan araba korkunun yüreklere serilmesine sebep oldu. Arabanın arka koltuğunda oturan genç kadın elini anında 1 aylık bebeğinin üzerine koydu. "Neler oluyor?" derken sesindeki korku kendini belli etmekten çekinmemişti. "Bilmiyorum," diye mırıldanan adam arkadaki sıkıştıran arabanın ne yapmaya çalıştığını düşünüp duruyordu.
Şeytanın görevini üstlenen adam, evden çıktıklarından beridir bu aileyi takip ediyor ve dört gözle bekliyordu saldıracak anı. Ve şu an tam sırasıydı. Önündeki arabayı yaptığı ani manevraları ile büyük bir ağaca çarpmasına sebep olmuştu. İlk görevi tamamdı.
Çığlığı arabada can bulan kadın öne doğru savrulurken bile tek düşüncesi bebeği ve eşiydi. Zorlukla düştüğü yerden doğrulurken "Demir!" diye seslendi. Göz ucuyla bebeğinin iyi olup olmadığına baktıktan hemen sonra sürücü koltuğundaki eşine döndü. "Demir, uyan!" direksiyona çarptığı başı sonucunda bayılan genç adam eşini duyamayacak kadar kendinden geçmişti.
"Demir uyan lütfen!" diye seslenirken bir yandan sıkıştığı koltuk arasından çıkmaya çalışıyordu. Bebeğinin ağlaması daha da artarken çaresiz şekilde "Yardım edin!" diye bağırıp duruyordu. Arabanın çarpması ile nereye düştüğünü bilmediği çantasını ararken birkaç adım sesi duydu. Birilerinin yardıma geldiğini düşünerek "Yardım edin!" diye bağırdı tekrar.
Fakat bilmiyordu ki kaderin planladığı oyuna dahil olmak üzere olduğunu.
Birisi arabanın şoför kapısını açarak bir şeyler ile uğraşmaya başlamıştı. Ayak seslerinin sahibiydi bu kişi. "O iyi mi? Bir şey söyleyin lütfen!" Adam arkadan gelen ağlak sesi umursamadan boşa aldığı arabayı zorlukla geriye doğru ilerletti.
"Ne yapıyorsunuz? Lütfen ambulansı arayın!"
Yüzünü dahi göremediği kişinin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken korkusu artık göğsünü zorlamaya başlamıştı. Her an panik atak geçirebilirdi. Adam arabanın yönünü ayarladığı gibi geri çekilip kadının sıkıştığı tarafa döndü.
"Kızım," dedi kadın zorlukla aldığı nefesleri yüzünden. "Önce kızımı kurtarın lütfen," dediğinde Ukte bebek neredeyse çatlamak üzereydi ağlamaktan. Adam kadının dediklerini umursamadan kadının sıkıştığı tarafın kapısını açtı ve koltukları zorlanarak da olsa açarak kollarından tuttuğu kadını çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısı - TAMAMLANDI
General Fiction#gizem 🥇(23.03.2021) Gerçek ailem, Asker, ajan, teşkilat kurgusu. Işığı sönmüş bir yol. Yolunu kaybetmiş bir ışık. Kararan hayatlar, boğazlara sarılmış kirli geçmiş. Pusuya yatmış düşmanlar. Değişen soyad ve getirdiği felaketler. Dokunmadan s...