5.BÖLÜM

154 55 4
                                    

Yolda yürürken müzik dinlemeye karar verdim. Pera'nın sensiz ben şarkısına bayılıyordum. Bu yüzden onu dinlemeye başladım. Bu şarkıyı her dinleyişimde aklıma Emre geliyordu. Emre'yle yaşadıklarımız benim ona olan aşkım,  her şey o kadar gariptiki. 3 yıl öncesine kadar , bunları yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi.
Bir an önce onu unutmam gerekiyordu. O bana değer vermediğini söylemişti ben de ona değer vermediğimi kanıtlamam gerekiyordu. Sonuçta benimde bir gururum var. Ama ALLAH KAHRETSİN ki unutamıyorum. Yapamıyorum.
Bunların düşünürken Sığır'ın arabasıyla bana yaklaştığını gördüm ama onu görmemiş gibi yapmaya karar verdim.
"Bu etek ne lan?"
Ne bekliyordum ki. Selam verip düzgün insanlar gibi konuşmasını mı?
"Of emre senle uğraşamıycam. Hem ne varmış eteğimde?"
"Haklısın üzerinde hiçbir şey yok. Kendin bezden etek yapmaya kalsaydın daha şerefliydi. Hadi gel.  Bu kılıkta seni yalnız bırakamam."
"Of emre."
"Gideceğin yere bırakıyım lütfen?"
Oha. Emre bana rica mı etmişti? Sığır olan adam bana "LÜTFEN" demişti.
Onunla gidecektim. Beni asla yalnız bırakmazdı. Ama biraz süründürmek lazım. Değil mi?
"Sığırcık gitsene sen işine, eminim benden daha önemli işlerin vardır."
"İnat etme işte gel. Görkem ve Eda'yla buluşmaya gittiğini biliyorum."
Bir dakika Emre Eda'yı nerden tanıyordu? Sonra daha benim tanımadığım adamı Görkem'i nerden tanıyordu?
"Sen onları nerden tanıyorsun?"
"Eda senin kuzenin, Görkem'de onun sevgilisi haksız mıyım keçicim."
Cevap vermek istemedim.
"Hadi bin."
Daha fazla zorlamak istemiyordum. Çünkü zararlı olan ben çıkacaktım. Emre dediğini yapardı.
Daha 10 dakika önce ondan uzak duracağını söylüyordum. Şuan ise onun arabasındayım. Şaka gibiydi.
15 dakikalık bir yolculuğun ardından buluşacağımız parka gelmiştik.
"Teşekkür ederim."
Kapıyı açtım ve indim. Onun gitmesini beklerken onunda benimle indiğini gördüm.
"Sen nereye?"
"Sadece senin mi davetli olduğunu sanıyorsun?"
Hayır bu olamaz Eda bunu bana yapamazdı.
Eda'yla uzun zamandır görüşmüyoruz. Kendisinin okulu,hayatı,işi falan derken ikimize zaman kalmıyordu. Bende öyleyim. Çok yoğunum. Eskiden olsa hergün Ben, Deniz, Eda ve Derin beraber olurduk.
Ama her şey çok değişti. Derin öldü. Evet o ölmüştü. O kazada. Hala kendimi suçluyordum. Onun yerine ben ölebilirdim. Sadece saniye farkla o ölmüştü ve bana son sözü "irem sana emanet." oldu.
İrem onun kızıydı. Annesi öldüğünde sadece 2 aylıktı. Şuan ise 1 buçuk yaşında. Annesiz ve babasız büyüyor. Babası tecavüzcünün teki.
Derin'in annesi ve babası Derin'i dışlamıştı.
Namusumuzu falan kirlettin demişlerdi. İrem'ide bu yüzden sahiplenmemişlerdi. Olabildiğince her hafta sonu İrem'i ziyarete giderdim.
Daha güvenli olması açısından dağ evinde tutuyorduk onu. Dağ evi Deniz'in büyüklerinden ona kalmıştı.
Bu sırrı Eda,  Deniz ve benden başka kimse bilmiyordu. Bunları düşünmek,eski hatıraları zihnimde canlandırmak bana biraz garip hissettirmişti.
İleride bize doğru ilerleyen Eda'yı ve yanındakini (Görkem olmalıydı.) gördüm.
Emre yanımda, Görkem Eda ile benim ortamızda duruyordu.
Zihnimi meşgul eden düşünceler Derin'den yanaydı.
O kaza aklıma geldi. Onunla en yakın olan bendim. Kardeşim gibi değildi. Kardeşimdi.
Eda bu halimden anlamış olacak ki, yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldayarak neyin var? Dedi.
"Bir şeyim yok."
"Peki. Öyle olsun. Tatlışım."
"Ya bir dakika Emre'yi niye çağırdın?"
"Sana söylemedi mi?"
"Neyi?"
"Görkem'le Emre kankalarmış."
"Oha. Bundan benim niye haberim yok."
"Kanka ama ya sende çok safsın. Ama sadece Aşkta."
"Ne saçmalıyorsun?"
"Görmedim sanma. Emre'nin gözlerine baktığında çocuğun gözlerine düşecekmiş gibi bakıyorsun."
Haklıydı. İnkar edemezdim. Etmedim de.
"Yakışıyorsunuz."
"Anlamadım."
"Görkem'le diyorum. Yakışıyorsunuz."
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
"Ya Rüya, bilmiyorum ama çok heyecan verici. İlk defa birini bu kadar çok seviyorum galiba. Tarif edilemez bir duygu."
"Biz buna AŞK diyoruz tatlım."
İkimizde gülmeye başladık. Bu kızı çok seviyordum. Kafalarımız çok uyuyordu.
Çoğunlukla aynı şeylerden hoşlanıp, aynı şeylerden nefret ederdik.
Emre ve Görkem arkamızdan yürüyorlardı.
Biz Eda'yla gülerken yanımıza iki erkek geldi. Bizden büyük olmalılardı. Heralde Emre ve Görkem'i görmemişlerdi. Yoksa görmüş olsalardı, 1 metre yakınımıza yaklaşmaya korkaklardı. İçlerinden biri bana;
"Naber güzelim?" dedi.
Ben daha cevap vermeye zaman bulamadan Emre çocuğun üstüne çıktı.
"Sen kime yavşıyorsun lan"
"Özür dilerim abi."
Görkem Emre'yi tutmaya çalışıyordu. Ama beceremiyordu.
Çocuğu ayağa kaldırıp "Bir daha seni bu kızın etrafında görürsem... Anladın sen."
Bunlara daha fazla dayanamıycaktım. Koşarak parkın çıkışına doğru ilerledim.
Böyle yapması hoş değildi. Her şeye kavga ile cevap verilmez.
Hayatım boyunca kavga eden psikopat erkeklerden nefret etmiştim. Ama bir de şuan bu özellikleri taşıyan birine aşık olmuştum.

RÜYA (Bir Aşk Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin