10. Bölüm

1.5K 99 56
                                    

Herkese Merhaba. Evet Ejdericeniz geri döndü. Nasılsınız? Ben gayet iyiyim. Tabi toplu yürünmeler yaşıyorum şu aralar ama o ayrı konu tabi 😉 Umarım bölümü beğenirsiniz . Bu garip bir bölüm oldu. Asıl olaylar gelecek bölüme . Sondaki sorularımı lütfen cevaplayın. Iyi geceler. Fesatlı günler 😈.

Mert

Bugünün neden normal geçmesini bekliyordum ki? Miray'ın normale dönmediği bir zamanda hangi iş normal seyrinde gidebilirdi ki? Aslında normale döndüğünde de başka olaylar oluyordu ya, neyse.

Onu izlerken birçok şey fark etmiştim. Ruhumu çok özlemiştim. Bana aşkla bakan gözlerini, gülümseyen, utanan, arzulayan o gözlerini, bana içimi okurmuş gibi bakmasını çok özlemiştim. Ama o bana bakmıyordu bile. Ve bu nefes almama engel oluyordu. Yatağının başucunda durmuş onun iki ayın ışığında uyuyan güzel yüzünü izliyordum. Ilk defa bugün ona bu kadar yakın olmuştum. Yani hafızasını kaybettiğinden beri. Canımı yakıyordu bu durum. Acaba Miray ne hissetmişti bugün olanlar ile alakalı? Aslında düşüncelerini biliyordum ama onlar duyguları değildi sonuçta. Belki de saklıyordu benden hislerini.

Başını ellerim arasına alıp derin bir nefes aldım. O adam gelmişti aklıma. Ruhuma çok benzeyen adam. Sinirle soludum. Sakin olmaya çalıştım. Onu uyandırabilirdim. O adamı düşünmeyi bırakıp bugün Miray ile yaşadıklarımızı düşündüm. Beni istemişti. Ben de onu.

Yaptıklarım aklıma gelince güldüm. Elbiseden sonra yaptığımı hak etmişti. Tamam resmi bir toplantı olabilirdi ama rahatsız olmalıydı aynı benim gibi. Zaten herkes ona yiyecek gibi bakıyordu. Bir hamile kadının öyle bir elbise ile ne işi olur? Tabi Masal hanım kafasına göre takıldığı için, annesi ne isterse yapabiliyor.

Bunu düşünüp gülerken aniden fark ettim ki içimdeki şeyleri ona söyleyebilirdim. Yavaşça yaklaştım ve uzanıp yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına koydum okşayarak. Saçlarına dokunmayı bile özlemiştim. Yavaşça eğildim ve, "Seni seviyorum. Seni kalbim kuruyana, ben ölene, su evrende yok olana kadar seveceğim. Senin için ölmeye bile razıyım." diye fısıldadım.

O anda kapı yavaşça açıldı ve kapıda duran Can'ı gördüm. Sanırım beni orda görmeyi beklemiyordu.

"Işimi zorlaştırma asalak kocası, çık git." dedi sinirle o ilk şaşkınlığını atlattıktan sonra.

"Güleyim de boşa gitmesin bari. Farkında mısın bilmiyorum ama, burası benim de odamdı." dedim alayla.

"Kendin söylüyorsun. Odandı. Artık değil. Burada benim kardeşim kalıyor. Onu rahatsız etmeye hakkın yok." dedi sinirle Can ve üzerime yürüdü.

"Emin misin? Kocası olduğuma göre hakkım olmalı bence." dedim sinirle.

"Evet, düşüncesiz, saygısız, asalak kocası." dedi Can sinirle o anda onu tuttuğum gibi sinirle odadan çıkarttım. Kapıyı da kapattım arkadan.

"Ne saygısızlığımı gördün?" dedim sinirle.

"Toplantıda yaptığını fark etmedim zannetin herhalde? Ordan bakınca salak gibi mi duruyorum? Ben Miray'ı tek bir bakışı ile neler döndüğünü anlayabilirim. Kaç yıllık kardeşiyim, bunu anlamak görevim olsun. Tabi sen sadece bir aylık asalak kocası olduğun için nasıl bir şey olduğunu anlayamazsın Miray'ı analiz etmenin." dedi pişkince gülümseyerek.

"Seni burda çığlık attırarak öldürmek vardı ama dua et ki Miray uyuyor." dedim sinirle. Onun söyledikleri bana o ruhuma benzeyen adamı hatırlatmıştı.

"Aa Mert bey karısının arkasına sığınıyor. Ayrıca bir düşün istersen kim kimi alt eder?" dedi gülümseyerek.

"Onu uyandırmayı bu kadar istiyorsan kavga edebiliriz. Ama bizi öyle gördüğünde şok olur Dük hazretleri. Bilin bakalım bu beynine ne yapar?" dedim sinirle ve onu bıraktım. O an kendimi garip hissettim. Sanki Miray'ı kullanmış gibi.

Ejderha Kız 4; Kan KehanetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin