Merhaba ejderha okuycularım. Nasılsınız? Sorularınızı ala bekliyorum. Merak etmeyin sorularınızı not aldım. Bir ara videoyu hazırlayacağım. Umarım beğenirsiniz. Neyse. İyi okumalar. Bu arada fark ettiyseniz 30'lu bölümlere yaklaşıyoruz. Finali kimler heyecanla bekliyor bakalım? Neyse fesatlı günler dilerim size.
Not: Multi Miray'ın elbisesi. mor rengini bulamadım. Üzgünüm mor hayal edin lütfen.
Miray
Bazen hiçbir şey göründüğü gibi olmaz. Her normal olayın arkasında gizli bir olay daha vardır. Belki en yüzeydedir bu olay belki de en derindedir. Bu sır perdesini ya sadece olayın içindeki kişiler aralayabilir. Ya da olayın başındaki kişi. Bunu da ancak zaman gösterir insana. Neden mi şu an böyle düşünüyorum. Anlatayım.
Herkes yavaş yavaş odadan çıkarken, Can aklımdan geçirdiklerim yüzünden beni azarlamış ve herkesle birlikte odadan çıkmıştı.
Aklımdan geçirdiklerim ise çok zararsız şeylerdi.
Mesela Mert'i kendime yaklaştırmak için neler yapabileceğimi düşünüyordum. Çünkü bana uzak hissettiriyordu. Evet, düşüncelerim saçmaydı ama öyle hissediyordum. Yapabilecek pek bir şeyim yoktu.
Bu konuyu düşünürken Eyban bana şu baklava açma, pardon muhafız kıyafeti kuralını anlatıyordu.
Aklıma bir fikir gelmişti. Mert'i delirtmek için muhafızlarımı kullanacaktım. Eninde sonunda delirecek ve aramız biraz olsun düzelmiş olacaktı. Evet bu harika bir fikirdi ama işte Can tarafından bu düşüncelerim yüzünden azarlanmıştım ama tabi beni yıldıramazdı.
Onlar çıkınca güzel bir duş almıştım ve plan yapmıştım. Güzel ve dekolteli elbiselerimden birini giyip birkaç muhafız çağıracaktım. Hem zaten bu odaya zorla kapatılmıştım. Bunun acısını çıkarmaya hakkım vardı. Muhafızları da yeni muhafız giysisi tasarlayacağımı söyleyerek çağıracaktım. O zaman zarfında da mutlaka Mert gelecekti.
Heyecanla hazırlandım. Güzel bir mor dekolteli elbisemi giydim ve kapıdaki muhafızlardan birinden 5 tane muhafız çağırmalarını istedim. Muhafız bana şaşkınca bakınca, "Muhafız giysilerini düzenleyeceğim." Dedim sakince. Daha sonra ise, içeri girdim ve birkaç renk bulup salona geçtim.
Muhafızlar gelince de onları oraya yönlendirdim ve karşılarına oturup bir süre elimdekilerle onları izledim. Bir yandan onların baklavalarını süzerken bir yandan elimdeki renkleri onlara doğru oturduğum yerden tutuyor ve renk seçiyormuş gibi yapıyordum.
Ben de akıllıymışım. Hem eşime bakacağım hem de etrafım erkek dolacak. Baklava cenneti diye buna denir.
Diye düşünürken pat diye içeri Mert girdi ve ben donup kaldım.
"Miray burada neler oluyor?" diye sordu sinirle bir bana bir muhafızlara bakarak.
"Ben yeni muhafız renklerini seçiyordum." Dedim elimdeki renk kataloğunu göstererek masumca.
"Miray!" dedi sinirle ve odadaki muhafızlara dönüp, "Dışarı!" dedi sinirle.
Muhafızlar hemen korku ile ikimize de reverans yapıp dışarı çıktılar.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye sordum sinirle.
"Hayallerine el koyuyorum güzelim." Dedi sinirle gülümseyerek.
"Ne? Ne hayali? Ben sadece muhafız elbiselerin yeni renklerini seçiyordum." Dedim sakince.
"Hadi ama Miray. Muhafızların rengi tahta geçen kişiye göre otomatikman değişir. Kral veya Kraliçe değiştiremez rengi. Bunu da unutmuş olabilirsin ama aklından geçenleri okuyabilirim." Dedi sinirle ve aniden önüme geçip tişörtünü fırlatıp çıkardı. "O kadar baklava görmek istiyorsan al sana baklava." Dedi sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 4; Kan Kehanetleri
FantasyKehanetler, hepsi aslında gerçekleşecekti. Şu ana kadar gerçekleşen sadece başlangıç kehanetiydi. O da adı üstünde bütün kehanetlerin başlangıcıydı. Ilk kehanet unutmaktı. Ilk kehanet Kraliçe'nin başına gelmişti. Her şeyi unutmuştu. Peki nasıl hatır...